Yaratmak İle İlgili Bazı Ayetler

Bismillahirrahmanirrahim...

ANKEBÛT - 19: "Onlar, Allah’ın başlangıçta yaratmayı nasıl yaptığını, sonra onu nasıl tekrarladığını görmüyorlar mı? Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır."

BURÛC - 13: "Bilin ki O, (kâinat yokken) ilk olarak yaratan, (ölümden sonra tekrar hayatı) geri getirendir."

RÛM - 27: "O, başlangıçta yaratmayı yapan, sonra onu tekrarlayacak olandır. Bu, O’na göre (ilk yaratmadan) daha kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce ve eşsiz sıfatlar O’nundur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir."

SÂFFÂT-96: "Halbuki sizi de yaptığınız şeyleri de yaratan Yüce Allah’tır."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

"Allahü teâlâ, herkesin, her sanatkârın yaratıcısı olduğu gibi, onların sanatlarının da yaratıcısıdır."(Buhari)

Hz.Muhammed (S.A.V)

OKU

Zan

Bismillahirrahmanirrahim...

HUCURAT 12 : "Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

Tefsir:...Lâkin zannın bir kısmı da haramdır. Yakîn vacip olan ilâhî hususlarda ve peygamberlik konusunda zan haram olduğu gibi Allah'a ve iyi kimselere karşı kötü zan da haramdır. Peygamber (s.a.v.) buyurmuştur ki: "Allah Teâlâ müslümandan kanını ve ırzını ve kendisine kötü zanda bulunulmasını haram kılmıştır." İşte bu âyet de bu mânâda indirilmiştir. Ve hepsinin değil, bazı zannın günah olduğu açıkça ortaya konulmuştur...(Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Kur'an Tefsiri)

Ey! Yüce Rabbimiz kalbimizde zuhur edebilecek Senin hoşnut olmayacağın kötü düşünceden ve kötü zandan ötürü gazabından rızana, azabından affına, Senden yine Sana sığınırız(Amin)

OKU

Maşallah ve İnşallah

Bismillahirrahmanirrahim...

KEHF 23-24: "Allah'ın dilemesine bağlamadıkça (İNŞAALLAH demedikçe) hiçbir şey için «Bunu yarın yapacağım» deme. Bunu unuttuğun takdirde Allah'ı an ve: «Umarım Rabbim beni, doğruya bundan daha yakın olan bir yola iletir» de."

KEHF 37-41: " Kendisiyle konuştuğu arkadaşı ona: 'Seni topraktan, sonra nutfeden yaratanı, sonunda de seni insan kılığına koyanı mı inkar ediyorsun? İşte O benim Rabbim olan Allah'tır. Rabbime kimseyi ortak koşmam. Bahçene girdiğin zaman, her ne kadar beni kendinden mal ve nüfus bakımından daha az buluyorsan da: 'MAŞALLAH! Kuvvet ancak Allah'a mahsustur!' demen gerekmez mi? Rabbim, senin bahçenden daha iyisini bana verebilir ve seninkinin üzerine gökten bir felaket gönderir de bahçen yerle bir olabilir. Yahut suyu çekilir bir daha da bulamazsın' dedi."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU

Kendi Hayatından ve Toplumun Durumundan Memnun Olmayanların Dikkatine

Bismillahirrahmanirrahim...

Yunus (62 -64) "Açın gözünüzü! Allah'ın dostları üzerine ne korku vardır, ne de onlar mahzun olurlar. Onlar ki, iman etmişler ve Allah'a karşı gelmekten sakınmışlardır. Onlara dünya hayatında da, ahiret hayatında da müjdeler vardır. Allah'ın sözlerinde değişiklik yoktur. İşte bu en büyük kurtuluştur."

Nahl-97 "Kadın, erkek, inanmış olarak kim iyi iş işlerse, ona hoş bir hayat yaşatacağız. Ecirlerini yaptıklarından daha güzeli ile ödeyeceğiz."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

Nahl-97 Tefsir:...Burada Yüce Allah, hakkıyla mümin olup işlerini güzel yapanların, yaptığını doğru yapanların iyi, hayırlı ve faydalı işler yapmayı hayatlarının yasası haline getirenlerin dünya hayatlarının da hoş olacağı, güzel ve mutlu kılınacağı müjdesini vermekte, bu hususta son derece kesin ifadelerle vaadde bulunmaktadır. Kur'an Allah'ın asla sözünden dönmeyeceğini bildirir (Bakara 2/80), her mümin de buna böyle inanır (Ali İmran 3/194). Buna göre eğer müslümanların dünya hayatları Allah'ın müjdelediği şekilde değilse bunun sebebini yanlış yerlerde aramamalıyız; Dönüp kendimize bakmalı yapmış olduğumuz işlerin ve kalplerimizin salih olup olmadığını kontrol etmeliyiz. Ayet hayatın güzelleştirilmesinden erkekler kadar kadınlarında güzel işler yaparak pay sahibi olmaları gerektiğine işaret etmesi bakımından ayrı bir önem taşımaktadır.(Diyanet İşleri Bşk.lığı Kur'an Tefsiri)

OKU

Cihad İle İlgili Bazı Ayetler

Bismillahirrahmanirrahim...

Saf-14 " Ey inananlar, Allah'ın yardımcıları olun..."

Muhammed -7 "Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a (Allah'ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz."

Furkan-52 "Kâfirlere boyun eğme ve bu Kur'ân ile onlara karşı büyük cihâd et."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi...

Furkan-52 Tefsir: O halde kâfirlere itaat etme de bu Furkan ile onlara karşı olanca gücünle büyük bir cihad yap. Her köyde bir peygamber gönderildiği takdirde, o peygamberlerin hepsinin yapacağı cihada denk bir cihad, elbette büyük bir cihaddır. Bu sûre Mekkî olduğu için, daha öldürme emri verilmeden önce olan bu büyük cihad emri, her cihadın başı olan bir cihaddır. Düşünmeli ki, bu ne büyük bir emirdir. Bununla emrolunan Peygamberin elinde Kur'ân'dan başka bir silah yok iken, o Allah kelâmı (Kur'ân) mucizesi, o büyük cihadı yapmaya yeterli geliyor ve Mekke'den başlayan bu cihad, bütün cihana yayılıyor...(Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Kur'an Tefsiri)

OKU

Mütevazilik

Bismillahirrahmanirrahim...

MU'MİN (75-76) "Onlara: 'İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür. Temelli kalacağınız cehennem kapılarından girin' denir. Büyüklenenlerin durağı ne kötüdür!"

ZUMER 60 "Kıyamet gününde Allah hakkında yalan söyleyenlerin yüzlerinin kapkara olduğunu görürsün. Kibirlenenlerin kalacağı yer cehennemde değil midir?"

HADİD-23 "...Allah övünüp duran, kibirli, kendini beğenmiş kimseleri sevmez."

LOKMAN 18 "«Hem insanlara karşı avurdunu şişirme (kibirlenme) ve yeryüzünde çalımla yürüme. Çünkü Allah övünen ve kuruntu edenlerin hiçbirini sevmez."

LOKMAN 19 "Yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt, çünkü seslerin en çirkini elbette eşeklerin sesidir."

FURKAN 63 "O çok merhametli Allah'ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahil kimseler kendilerine laf attığı zaman (incitmeksizin) «selam» derler (geçerler)."

 Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi..

OKU

Birlik ve Beraberlik Barış ve Huzurun Teminatıdır

Bismillahirrahmanirrrahim.

Enfal-1 "...siz gerçekten mümin kimseler iseniz Allah'tan korkun da biribirinizle aranızı düzeltin. Allah'a ve Resulü'ne itaat edin."

Enfal-25 "Hem öyle bir fitneden sakının ki, (geldiği zaman) içinizden sâdece zulmedenlere dokunmaz (umûmî olur)! Ve bilin ki şübhesiz Allah, azâbı pek şiddetli olandır."

Enfal-46 "Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir."

Enfal-73 "Kâfirler de aslında birbirlerinin dostları ve yardımcılarıdırlar. Eğer siz de öyle yapmazsanız, yeryüzünde büyük bir fitne ve fesat çıkar."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

Enfal-25 Tefsiri:

Tarafını İyi Seç

Bismillahirrahmanirrahim...

Mücadele 19 "Şeytan onları istilâ etmiş, onlara Allah'ı anmayı unutturmuştur. Onlar, şeytanın hizbi (partisi)dir. İyi bilin ki şeytanın partisi kaybedecektir."

Mücadele 20 "Allah'a ve Resulüne düşman olanlar var ya, onlar en alçaklar arasındadırlar."

Mümtehine 1 "Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin..."

Mümtehine 8 "Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Çünkü Allah adalet yapanları sever."

Mücadele 22 "Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allah'a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın hizbi (dininin yardımcıları)dir. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, Allah'ın hizbidir."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi...

OKU

İnananları İkaz Eden Bazı Ayetler

Bismillahirrahmanirrahim...

Hadid-16 : " İnananların gönüllerinin Allah'ı anması ve O'ndan inen gerçeğe içten bağlanması zamanı daha gelmedi mi? Onlar, daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar; onların üzerinden uzun zaman geçti de kalbleri katılaştı; çoğu, yoldan çıkmış kimselerdir."

Haşr 19 "Allah'ı unutup da Allah'ın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın onlar, yoldan çıkan kimselerdir."

Haşr 21 "Biz bu Kur'ân'ı bir dağa indirseydik, Allah'ın korkusundan onu baş eğmiş, parça, parça olmuş görürdün. Bu misalleri düşünsünler diye insanlara veriyoruz."

Saf 10 "Ey İman edenler! Sizi acı bir azabdan kurtaracak ticareti size göstereyim mi?"

Saf 11 "Allah'a ve Resulüne inanırsınız, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda savaşırsınız. Eğer bilirseniz sizin için en iyisi budur."

Saf 14 " Ey inananlar, Allah'ın yardımcıları olun..."

Cuma 11 "...De ki: "Allah'ın yanında bulunan, eğlenceden ve ticaretten de hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır."

Tahrim 8 "Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün..." 

Kalem 42 "O gün işler zorlaşır ve secdeye davet edilirler. Fakat güç yetiremezler."

Kalem 43 "Gözleri düşük bir halde kendilerini bir zillet kaplar. Oysa onlar sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı."

Tahrim 6 "Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında gayet katı, şiddetli, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi...

OKU

Zekat ve Eşitlik

Allah(c.c) müminler için "Onlar ki, zekat vermek için çalışırlar." (Muminun-4) buyuruyor. Demek ki mümin mal biriktirmek veya şatavatlı bir hayat sürebilmek için değil, Allah(c.c) yolunda daha fazla harcayabilmek için zenginliği istemeli; Bu niyet ve azimle daha çok çalışmalıdır. Nitekim zenginlerin bu şekilde çalışıp ihtiyaçlarından fazlasının tamamını dağıtmadıkları için, eşitsizlik olduğu Nahl Suresinin 71 nci ayetinde bildirilmiştir.

En doğrusunu Allah (c.c) bilir.

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara-219 "...Yine sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaçtan fazlasını infak edin. İşte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor. Umulur ki siz düşünürsünüz."

Ali imran-180 "Allah'ın, kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için hayırlıdır; tersine bu onlar için pek fenadır. Cimrilik ettikleri şey de kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır."


Enam-165 "Sizi yeryüzünün halifeleri yapan, size verdiği şeylerde, sizi denemek için, kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O'dur. Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır ve O, bağışlayan, esirgeyendir."


Nahl-71 "Allah, rızık bakımından kiminizi kiminize üstün kıldı. Fazla verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere vermiyorlar ki, eşit olsunlar. Şimdi Allah'ın nimetini inkar mı ediyorlar?"


Muminun-4 "Onlar ki zekât vermek için çalışırlar"


Fatır-29 "Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarfedenler, asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler."


Zuhruf-32 "Rabbinin rahmetini onlar mı taksim edip paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında Biz taksim ettik; birbirlerine iş gördürmeleri için kimini kimine derecelerle üstün kıldık; Rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri şeylerden daha iyidir."


Hadid-7 "Allah'a ve peygamberine inanın ve O'nun size emanet olarak sahip ettiği şeylerden başkaları için harcayın. Çünkü sizden kim iman edip, Allah yolunda malını harcarsa, onlar için büyük bir mükafat vardır."


Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.


OKU

Dünya Hayatı

Bismillahirrahmanirrahim...

Enam-32 "Dünya hayatı, eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, Allah'tan korkanlar için daha hayırlıdır. Aklınızı kullanmaz mısınız?"

Ali imran-185 "Her canlı ölümü tadacaktır. Kıyamet günü ecirleriniz size eksiksiz olarak verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı zevkten başka birşey değildir."

Enam-70 "Dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinen ve kendilerini dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Ve hiçbir kimsenin kazandığı şey yüzünden kendisini helake atmamasını, kendisi için Allah'tan başka hiç bir dost ve hiçbir şefaatçi bulunmadığını Kur'ân ile hatırlat..."

Araf-51 "Onlar ki, dinlerini bir eğlence ve oyun yerine koydular ve dünya hayatı kendilerini aldattı. Onlar, bugüne kavuşacaklarını nasıl unuttular ve âyetlerimizi nasıl inkâr ettilerse, biz de bugün onları öyle unuturuz."

Tevbe-55 "Onların malları da, evlatları da sakın seni imrendirmesin. Bu olsa olsa, Allah'ın onları dünya hayatında bu gibi şeylerle azaba uğratmasından ve canlarının kâfir olarak çıkmasını murat etmiş olmasından başka birşey değildir."

Hicr-107 "Bu (azab) şundan dolayıdır ki, onlar, dünya hayatını sevmiş ve onu ahirete tercih etmişlerdir. Allah da kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez."


Bakara-86 - "Bunlar ahireti, dünya hayatına satmış kimselerdir. Onun için bunlardan azap hafifletilmez ve kendilerine bir yerden yardım da gelmez."

Kehf-46 "Mal ve oğullar, dünya hayatının süsüdür. Bakî kalacak olan iyi ameller ise, Rabbinin katında, sevabca da hayırlıdır, ümid yönünden de daha hayırlıdır."

Kasas-60 "Size verilen şeyler, dünya hayatının geçim vasıtası ve debdebesidir. Allah katında olanlar ise, daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ buna aklınız ermeyecek mi?"

Ankebut-64 "Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı."

Her an İmtihandayız

Bismillahirrahmanirrahim...

Zariyat 56 "Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım."

Bakara (155-157) “Muhakkak ki biz sizi korkuyla, açlıkla ve mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz..."

Enbiya-35 “...Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilik ile deneyeceğiz; hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz.”

İnşirah (5-6)” Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.”

İnsan 2 "Doğrusu biz insanı, imtihan etmek için karışık bir nutfeden (erkek ve kadın sularından) yarattık da onu işitici, görücü yaptık."

Mülk 2 "O ki, hanginiz amelce daha güzeldir diye sizi imtihân etmek için ölümü ve hayâtı yarattı. Ve O, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir, Gafûr (çok mağfiret eden)dir."

Ankebut 2 "İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece «İman ettik» demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?"

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU

Hamd ve Şükür Yalnız Allah (c.c)'a Aittir

Bismillahirrahmanirrahim...

Fatiha (2-5) "...Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. O Rahman ve Rahim'dir,Din Gününün sahibidir. (Ey Rabbimiz!) Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz..."

Bakara-172 "Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin, eğer siz yalnız Allah'a kulluk ediyorsanız O'na şükredin."

Lokman-25 "Andolsun ki onlara, «Gökleri ve yeri kim yarattı?» diye sorsan, mutlaka «Allah...» derler. De ki: (Öyleyse) övgü de yalnız Allah'a mahsustur, ama onların çoğu bilmezler."

Şuara (75-83) "İbrahim: 'Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi

OKU


Ölüm

   Ölüm olmasaydı, canlıların ilk yaratıldığı binlerce yıl öncesinden bugüne kadar artan canlı nüfusuyla tüm yeryüzü istila olup yeni canlılar için yaşama imkanı kalmazdı.Böylece insan nesli de devam edemezdi.(En Doğrusunu Allah (c.c) Bilir)

Bismillahirrahmanirrahim...

Vakıa 60 "Aranızda ölümü takdir eden biziz. Ve biz, önüne geçilebileceklerden değiliz."

Vakıa 61 "Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir âlemde tekrar var edelim diye (ölümü takdir ettik)."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi...

Tefsir: ...Ölümü insan nesline son vermek için değil, ölenlerin yerine yeni nesiller var etmek üzere takdir ettik; ama haşir günü sizi yeniden yaratmaya da kadiriz.İbn Aşür "Aranızda ölümü biz takdir ettik" cümlesinde "hakkınızda" değil "aranızda" denerek, ölümün adeta herkesin sırası geldiğinde payını aldığı ortak bir şey olduğuna ve insanların yararına bir realite olarak düzenlendiğine işaret edildiğini belirtir.(Diy.İşl.Bşk.lığı Kur'an Tefsiri)

OKU

Tek Geldik Tek Gideceğiz

Bismillahirrahmanirrahim...

Mumtehine 3 "Ne yakın akrabalarınız, ne çocuklarınız kıyamet günü size bir yarar sağlayamaz. (Allah) Sizin aranızı ayıracaktır. Allah, yaptıklarınızı görendir."

Abese (34-36) "İşte o gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar."

Meryem 95 "Kıyamet günü onların herbiri Allah'ın huzuruna tek başına çıkacaktır."

Tegabun 14 "Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, kusurlarını örterseniz, bilin ki, Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir."

Tegabun 15 "Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız bir fitne (imtihan)dır. Büyük mükafat ise Allah katındadır."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi...

OKU

Bazı Ayetlerde Örnek Gösterilen İnanan ve İnanmayan Kadınlar

Bismillahirrahmanirrahim...
Tahrim 10 "Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lût'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kişinin nikâhları altında iken onlara hainlik ettiler. Kocaları Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara: Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin! denildi."

Tahrim 11 "Allah, inanlara Firavun'un karısını misal gösterir: O: 'Rabbim! Katından bana cennette bir ev yap; beni Firavun'dan ve onun işlediklerinden kurtar; beni zalim milletten kurtar' demişti."

Tahrim 12 "İffetini korumuş olan, İmran kızı Meryem'i de (Allah örnek gösterdi). Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU

Gösteriş İçin İbadet Yapanlarla İlgili Bazı Ayetler

Bismillahirrahmanirrahim...

Nisa-38 "(Allah’ın kendilerini sevmediği) yine o kimseler(dir) ki, ne Allah’a ne de âhiret gününe inanmadıkları hâlde, mallarını insanlara gösteriş için harcarlar. Böylece şeytan kime arkadaş olursa, artık (o) ne kötü arkadaştır!"

Bakara-264 "Ey îmân edenler! İnsanlara gösteriş için malını sarf etmekte olan, Allah’a ve âhiret gününe îmân etmiyor olan kimse gibi başa kakmak ve (gönül) incitmekle sadakalarınızı boşa çıkarmayın!..."

Nisa-142 "Münafıklar, Allah'ı aldatmaya çalışırlar. Halbuki Allah, onların oyunlarını başlarına geçirecektir. Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar. Allah'ı pek az anarlar."


Ma'un(1-7) "Dini yalanlayanı gördün mü? İşte o, öksüzü iter, kakar. Yoksulu doyurmaya önayak olmaz. Vay haline o namaz kılanların ki, Kıldıkları namazın değerine aldırış etmezler. Gösteriş yaparlar onlar, Ve yardımlığı sakınırlar (zekatı vermezler)."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

Allah'ım bizleri Senin hoşnut olacağın, katında kabul ve makbul edeceğin ibadetler yapmaktan mahrum etme; Bizleri riyadan ve gösteriş yapmaktan koru...(Amin)

OKU

Zorbaların Böl Yönet Taktiğine Dikkat Çeken Ayet

Bismillahirrahmanirrahim...

Kasas-4 "Gerçekten Fir'avun o memlekette (Mısır’da) zorbalığa kalktı ve halkını (kendisine muhâlefet etmesinler diye) çeşitli fırkalara böldü. Onlardan bir kısmını (İsrâiloğullarını)güçsüz bırakmak istiyor, (yeni doğan) oğullarını boğazlıyor, kadınlarını (kızlarını) ise sağ bırakıyordu. Çünki o fesad çıkaranlardandı."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU

Dinde Bozgunculuk ve Şirk ile İlgili Bazı Ayetler

Bismillahirrahmanirrahim...

.."Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim"... [Maide 3]

"O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler." [Rum-30] 

"Bunların bir de okuyup yazma bilmeyen kısmı vardır ki, kitabı, kitabeti bilmezler, ancak bir takım kuruntu yığını hayaller kurar ve sadece zan ardında dolaşırlar." [Bakara 78] 

"Artık o kimselerin vay haline ki, kendi elleriyle kitap yazarlar da sonra biraz para almak için «Bu Allah katındandır.» derler. Artık vay o elleriyle yazdıkları yüzünden onlara, vay o kazandıkları vebal yüzünden onlara!.." [Bakara 79] 

"Onlar, yardım göreceklerini umarak Allah'tan başka ilâhlar edindiler. " [Yasin74]

"Halbuki ilâhların onlara yardım etmeye güçleri yetmez. Aksine kendileri bunlar için yardıma hazır askerlerdir." [Yasin75]

"Fakat insanlar dinlerini paramparça ettiler. Hepsi de sonunda huzurumuza dönecekler" [Enbiya 93]

"(O ortak koşanlardan olmayın ki onlar) Dinlerini parçaladılar ve bölük bölük oldular. Her parti kendi yanındakiyle sevin(ip övün)mektedir." [Rum 32]

"(İnsanlar ise, din) işlerini kendi aralarında parça parça ettiler. Her grup kendinde bulunan ile sevinmektedir." [Mu'minun 53 ]

"Şu dinlerini parça parça edenler ve kendileri de grup grup ayrılmış olanlar var ya, (senin) onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra (O), yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir." [En'am 159 ]

De ki: “Ben de ancak sizin gibi bir insanım. (Ne var ki) bana, ‘Sizin ilâh’ınız ancak bir tek ilâhtır” diye vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın.” [Kehf 110]

Helak Edilen Kavimlerle ilgili İbret Verici Bazı Ayetler


Bismillahirrahmanirrahim.

Ali imran-137 "Sizden önce nice (milletler hakkında) ilâhî kanunlar gelip geçmiştir. Onun için, yeryüzünde gezin dolaşın da (Allah'ın âyetlerini) yalan sayanların âkıbeti ne olmuş, görün."


İsra-16 "Bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman oranın devletlilerine (ileri gelenlerine) emrederiz; onlar itaat etmeyip orada kötülük işlerler. Böylece o ülke aleyhine hüküm hak olur! Artık onu yerle bir ederiz."

İsra-58 "Ne kadar ülke varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helâk edecek veya en çetin bir şekilde azaplandıracağız. Bu, Kitap'ta (levh-i mahfuz'da) yazılıdır."

Kasas-59 "Rabbin şehirlerin anasına, onlara ayetlerimizi okuyacak bir peygamber göndermedikçe onları yok etmiş değildir. Zaten Biz yalnız, halkı zalim olan şehirleri yok etmişizdir."

Hud-117 "Rabbin, kasabaların halkı ıslah olmuşken, haksız yere onları yok etmez."

Araf-34 “Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler”

Araf-35 "Ey Adem oğulları! Size aranızdan ayetlerimizi okuyan peygamberler geldiğinde, onların bildirdiklerine karşı gelmekten sakınan ve gidişini düzeltenlere, işte onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir."

Araf-96 "Oysa o ülkelerin halkı iman edip Allah'tan korksaydılar, elbette üzerlerine yerden ve gökten bereketler açardık. Fakat yalanladılar, biz de kendilerini kazandıklarıyla yakalayıverdik."

Şuara (128-129) "Siz, her yüksekçe yere bir anıt inşa edip (yararsız bir şeyle) oyalanıp eğleniyor musunuz? Ve (Dünyada) ebedî kalırsınız ümîdi ile sağlam yapılar mı ediniyorsunuz?"

Şuara (181-183) "Ölçeği tam ölçün de hak yiyenlerden olmayın.Ve doğru terazi ile tartın.İnsanların haklarını kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın."

Kaf-35 "Ey Muhammed! Biz onlardan önce kendilerinden daha kuvvetli olan ve beldeleri delik deşik eden nice nesilleri helak ettik, hiç kurtuluş var mı?"

Enfal-25 "Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perişan eder). Biliniz ki, Allah'ın azabı şiddetlidir."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

Not: Şuara (128-129) Ad Kavmi, Şuara (181-183) Eyke Halkı ile ilgili ayetlerdir.

Cehennem

Bismillahirrahmanirrahim…

Naziat-36: "Cehennem her bakanın göreceği şekilde gösterilir."

Tekasur-6"And olsun ki, cehennemi göreceksiniz."

Tekasur-7 "Sonra yine andolsun ki, onu yakın gözüyle göreceksiniz."

Meryem-68 " Artık Rabbine yemîn olsun ki, onları (o kâfirleri) ve şeytanları elbette (mahşerde)toplayacağız; sonra onları diz üstü çökmüş olarak muhakkak Cehennemin etrâfında hazır bulunduracağız."

Meryem-71: "İçinizden hiçbiri istisna edilmemek üzere mutlaka herkes cehenneme varacaktır. Bu, Rabbinin katında kesinleşmiş bir hükümdür."

Meryem-72: "Sonra Allah'dan korkup, sakınanları kurtaracağız ve zalimleri de toptan cehennemde bırakacağız"

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

Meryem-71 Tefsir:

1- Bunlardan mak­sat sırattan geçenlerdir. Mümin olsun kâfir olsun bütün insanlar aynı zamanda ce­hennemin üstünde kurulmuş olan sırattan geçmek zorunda oldukları için oraya uğ­ramış olurlar. Ancak 72. âyete göre "kötülükten sakınanlar" cehennemden esirge­nirken "zalimler diz üstü çökmüş olarak"orada bırakılacaktır. 

2- Maksat kâfirler­dir ve bunlar cehenneme gireceklerdir. 

3-
Potansiyel olarak her insan ameline gö­re cennete olduğu kadar cehenneme de girebilecek durumdadır.(Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur'an Tefsiri)

İnananların ve İnkar Edenlerin Akibeti İle İlgili Bazı Ayetler

Bismillahirrahmanirrahim…

Tegabun-9 “Toplanma günü için, sizi bir araya getirdiği zaman, işte o, kimin aldandığının ortaya çıkacağı gündür; Allah'a kim inanmış ve yararlı iş işlemişse, Allah onun kötülüklerini örter, onu içinde temelli ve sonsuz kalacağı, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar; büyük kurtuluş işte budur.”

Tegabun-10 “İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedî kalacaklardır. Ne kötü gidilecek yerdir orası.”

Kehf-106 “İşte onların cezası; inkarlarına, peygamberlerimi ve ayetlerimi alaya almalarına karşılık olarak, cehennemdir.”

Kehf-107 “İman edip iyi davranışlarda bulunanlara gelince, onlar için makam olarak Firdevs cennetleri vardır.”

Leyl-15 "Ona ancak en azgın olan girer."

Beyyine-6 "Kâfirler, gerek kitap ehlinden olsun gerek puta tapanlardan olsun muhakkak, cehennem ateşindedirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır. Onlar, insanların en şerlileridir."

Bakara-217 "...Sizden de her kim, dininden döner ve kâfir olarak can verirse artık onların bütün amelleri, dünyada ve ahirette boşa gitmiştir. İşte onlar, cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır."

Hadid-19 "Allah’a ve O’nun peygamberlerine îmân edenlere gelince, işte onlar Rableri katında sıddîklar ve şehîdler (mertebesinde)dir. Kendileri için, hem mükâfâtları, hem nûrları vardır. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar Cehennem ehlidirler."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi...

Leyl-15 Tefsir:
(Ona) O pek şiddetli ateş içine (en şaki olandan) Allâh’ü Teâlâ'nın Resullerini, kitaplarını inkâr eden, haktan yüz çeviren ve tevbe ve istiğfar etmeden ölüp giden kâfirlerden (başkası girmez.) onlar, en şiddetli cehennem ateşleri içine ebedî bir surette atılmış bulunurlar. Böyle en şiddetli ve daimî bir azap kâfirlere mahsustur. (Ömer Nasuhi Bilmen Kur'anı Kerim Tefsiri)

Hadid-19 Tefsir: Bu mübarek âyetler: Mü'minlerin değerinin yüceliğini ve nail olacakları nîmetleri bildiriyor. İlâhî âyetleri inkâr eden kâfirlerin de cehennemlik olduklarını ihtar ediyor. Âhiret hayatının da bir azap yurdu ve bir mağfiret ve rıza yurdu olduğunu beyan ile insanları mağfiret ve rızaya vesîle olan hususlara teşvik buyurmaktadır. Şöyle ki: (ve o kimseler ki, Allah'a ve O'nun Peygamberlerine îman ettiler) Hak Teâlâ'nın birliğini ikrar ve bütün Peygamberlerin peygamberlik ve risâletlerini tasdik eylediler, işte (Rab'larının katında sıddıklar ve şehit olanlar onlardır) onlar, Allah katında öyle yüksek mertebelere sahiptirler. Binaenaleyh (onlar için) yarın âhiret âleminde (mükâfatları ve nurları vardır) kendileri nurlar içinde haşrolunacaklardır, Cennetlere ve Allah'ın zatını görme şerefine kavuşacaklardır, (ve) Cenab-ı Hak buyuruyor ki, bilakis (o kimseler ki, kâfir oldular) Allah'ın birliğini inkâr ettiler (ve bizim âyetlerimizi tekzîb ettiler) Hak'kın varlığına delâlet ve şahitlik eden delilleri, kanıtları yalan saydılar (işte onlar da cehennem sahipleridir.) onlar ebedî olarak cehennemlerde kalıp azap çekeceklerdir.(Ömer Nasuhi Bilmen Kur'anı Kerim Tefsiri)

Abdullah (r.a.)’dan: Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur.
“Kalbinde hardal tânesi kadar iman bulunan bir kimse,ateşe girmez. Kalbinde hardal dânesi kadar kibir bulunan da Cennet’e giremez.” (Tirmizî, Birr, 61, IV, 361)

Allah'ım Sen dilemeden hiç kimse bir şey dileyemez, Sen Ol! demeden hiçbir şey olmaz; Allah'ım Sen dilediğini hidayete erdirirsin, dilemediğinin kalbini mühürler, gözlerini perdeler, işitmesini engellersin; Allah'ım bizi İnancından mahrum etme, kalbimizde inancını kuvvetlendir; Allah'ım bizleri hidayete erdirdiğin salih kullarından eyle (Amin)

OKU

Yararlanılan Kaynaklar: Sosyal Medya, Kur’an ve Hadis Meal/Tefsirleri






Nankörlük

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM...


Hadid-16  "İnananların gönüllerinin Allah'ı anması ve O'ndan inen gerçeğe içten bağlanması zamanı daha gelmedi mi? Onlar, daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar; onların üzerinden uzun zaman geçti de kalbleri katılaştı; çoğu, yoldan çıkmış kimselerdir."

Bakara-152  “O halde beni anın, ben de sizi anayım. Bana şükredin de nankörlük etmeyin.”

İsra-17 “Denizde başınıza bir felaket geldiği zaman, Allah'tan başka yalvardığınız bütün putlar kaybolur. Allah sizi tehlikeden kurtarıp karaya çıkarınca da yüz çevirirsiniz. Zaten insan çok nankördür.”

Hud-9 “Ve şayet insana tarafımızdan bir rahmet tattırır, sonra da onu kendisinden geri alırsak, şüphesiz o ümitsiz ve nankör bir kimse olur.”

İbrahim-34 “O, Kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size verdi. Allah'ın nimetini saymak isterseniz sayamazsınız! Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür.”

Ankebut-66 “Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler ve safâ sürsünler bakalım ama yakında bilecekler.”
Zuhruf-15 “ Buna rağmen insanlar, Allah'ın kullarından bir kısmını O'nun bir parçası saydılar. Gerçekten de insan apaçık bir nankördür.”

Adiyat-6 “Şüphesiz insan, Rabbine karşı çok nankördür.”

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU


Kuran'da Sanat Bilim Teknoloji ve İmar

Günümüzde çok tartışılan konulardan biri de şiir, müzik, resim gibi daha birçok türü olan sanatın Dinimizde yeri olup olmadığıdır. Bu soruya cevap bulabilmemiz için öncelikle sanatın tanımını çok net olarak ortaya koymamız gerekir. Bu nedenle düşüncelerimizi açıklamadan önce sanatın tarifini yapmamız uygun olacaktır.

Sanatı kısaca soyut olan hayal, düşünce ve duyguların sözle, sesle, şekille, renkle, hareketle somutlaştırılması faaliyeti, sanatçıyı ise hayal, düşünce ve duyguları somutlaştırma yeteneği ve donanımı olan kişi olarak tanımlayabiliriz.

Yukarıdaki yaptığımız tanımlamada görüleceği gibi öncelikle üzerinde durmamız gereken sanat eserlerini oluşturan hayal, düşünce ve duygulara İslam’ın nasıl baktığıdır. Konuyla ilgili ayetli kerimeler:

Bismillahirrahmanirrahim…

Hucurat-12 “Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır…”

Bakara-225 “Allah sizi rastgele yeminlerinizden dolayı değil, fakat kalblerinizin kasdettiği yeminlerden dolayı sorumlu tutar. Allah bağışlayandır, Halim'dir.”

Bakara-284 “Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Siz içinizdekileri açığa vursanız da gizli tutsanız da Allah onunla sizi hesaba çeker. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğine de azab eder. Allah her şeye kadirdir.”

Bakara-286 “Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez. Herkesin kazandığı hayır kendisine, yaptığı kötülüğün zararı yine kendisinedir…”

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

Konuyla ilgili Ayet ve Hadisleri incelediğimizde istek dışı yani gayri iradi olarak gerek şeytanın gerekse nefsin tesirleriyle tezahür edebilecek kötü, hoş olmayan gayri Ahlaki düşünce ve hayallerden sorumlu tutulmayacağımız, kötü zan da dahil olmak üzere bu tür kötü, gayri Ahlaki düşünce, hayal ve duyguların kasıtlı, yani iradi olarak, isteyerek tezahürü durumunda ise sorumlu tutulacağımız anlaşılmaktadır.

Araf-32 "De ki: Allah'ın kulları için yarattığı süsü ve temiz rızıkları kim haram kıldı? De ki: Onlar, dünya hayatında, özellikle kıyamet gününde müminlerindir. İşte bilen bir topluluk için âyetleri böyle açıklıyoruz."

TEFSİRİ:...Hakkında yasaklayıcı hiçbir delil bulunmayan fiiller mübah ve helal kabul edilir. Bir fiilin helal kabul edilmesi için dini kaynaklarda bu yönde bir açıklama bulunması gerekli değildir. Çünkü "eşyada hasıl olan mubah olmasıdır." …(Diy.İşl.Bşk.lığı)

HÛD-61: ..."Sizi yeryüzünden yaratıp meydana getirdi ve orayı îmâra memûr etti"...

"Faydasız ilimden Allah'a sığınırım" (Tirmizî, Daavât, 68)

Hz.Muhammed (S.A.V)

TEFSİRİ: Bu mübarek hadis din alimlerince Allah (c.c)'ın bahşettiği ilmimizi yeteneklerimizi diğer insanlardan saklamayıp, onlara yararlı olacak şekilde kullanmamızı emrettiği şeklinde yorumlanmaktadır.

Konuyla ilgili ayet ve hadisler ışığında diyebiliriz ki, kaynağı Dinimizce mübah ve Ahlaki düşünce, hayal ve duygulara dayanan her türlü sanat ve imar etkinliklerinin bir sakıncası olamayacağı gibi, İnsanların yeryüzünün halifesi olarak yaratılmış olduğunu bildiren Kuran'dan bizlerin dünyayı imar etmek gibi önemli bir görevimizin olduğu da anlaşılmaktadır. Zira İnsanoğluna dünya hayatında bahşedilen zaman dilimine “ömür” denilmiştir. Ömür, imar ile aynı kökten gelmektedir. İmar ile geçmeyen ömür, ömür değildir.İmar ile geçmeyen ömür mamur olamaz. Özetle şunu diyebiliriz sanatçının rolü “dilemek”tir, önemli olan iradesini hayır için mi, yoksa şer için mi kullandığıdır.

Başa Gelen Musibetlerin Hikmeti

İlgili Kur’an ayetleri ve Hadisleri incelediğimizde, musibetlerin insanın başına ya imtihan edilip sınanmak yada işlediği bir günah ve kötülüğe karşılık olarak iki farklı nedenden geldiği anlaşılmaktadır.

Had ve kısasa tabi suçları işleyenler ise, günahlarına karşılık Kur'an'da belirtilen cezaları çektiklerinde, ahiretteki cezadan kurtulurlar. Bu dünyada kim bir günah işler ve Allah(c.c)'ın verdiği cezayı gönül rızasıyla çekerse, elbetteki Allah(c.c) o kuluna ahirette tekrar azap etmeyecektir. Büyük günahlardan birini işleyip de, onun cezasını dünyadayken çekmeyenlerin durumu ise Allah(c.c)’a kalmıştır. Allah(c.c) o kulun tövbesine, pişmanlığına ve hayat tarzına göre isterse affeder, isterse de cezalandırır.

Ubâde b. Sâmit (r.a)’den edilen rivâyete göre, Rasûlullah (asm) etrafında bulunan ashabına karşı şöyle buyurmuştu:

"Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacağınıza, hırsızlık yapmayacağınıza, zina etmeyeceğinize, çocuklarınızı açlık endişesiyle öldürmeyeceğinize, bana karşı gelmeyeceğinize, dinin emrettiği konularda bana karşı gelmeyeceğinize söz vererek bana biat ediniz. Kim sözünde durursa mükafatını Allah verecektir. Sizden biriniz yukarıda sayılanlardan herhangi birini işler de cezasını Dünya’da çekerse o ceza işlediği suçun kefâretidir. Ahirette ceza çekmez. Kim de bu suçlardan birini işlerde suçu gizli kalıp cezasını Dünya’da çekmezse, onun işi Allah’a kalmıştır. Allah dilerse onu affeder dilerse cezalandırır." (Müslim, Hudud: 10; Dârimi, Siyer: 17)

En Doğrusunu Allah (c.c) Bilir

İmtihan İle İlgili Olan Ayetler:

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara (155-157) "Muhakkak ki biz sizi korkuyla, açlıkla ve mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. O sabredenleri müjdele! Onlar ki, başlarına bir musibet geldiği zaman: Biz Allah’a aitiz ve sonunda O’na döneceğiz. derler. İşte onlar var ya, Rablerinden, mağfiretler ve rahmet onlaradır. İşte hidayete erenler de onlardır."

Enbiya-35 "Her canlı ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilik ile deneyeceğiz; hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz."

İnşirah (5-6) "Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır."

Tegabun-64 "Allah'ın izni olmayınca hiçbir musibet isabet etmez. Kim Allah'a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya götürür. Allah her şeyi bilendir."

Hadid-22 "Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır."

Hadid-23 "Böylece elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız. Çünkü Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez."

Fecr (15-16) "Rabbin denemek için bir insana iyilik edip, nimet verdiği zaman, o: 'Rabbim beni şerefli kıldı' der.Ama onu sınamak için rızkını daraltıp bir ölçüye göre verdiği zaman: 'Rabbim bana hor baktı' der."

Taha-40 "…Seni üzüntüden kurtarmış ve seni birçok musibetlerle denemiştik. Bunun için, Medyen halkı arasında yıllarca kalmıştın. Sonra, ey Musa, peygamberlik görevini yüklenecek bir yaşa gelince dönüp geldin."

Günahlar İle İlgili Olan Ayetler:

Şura-30 "Başınıza gelen herhangi bir musibet ellerinizle işlediklerinizden ötürüdür. O, yine de çoğunu affeder."

Nisa-79 "Sana gelen her iyilik Allah'tandır, sana gelen her kötülük de kendi(günâhın yüzü)ndendir…"

Nisa-123 "...Kim kötü bir iş yaparsa, onunla cezalandırılır. O, kendisine Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilir."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

Şirk

     Allah (c.c)'ın asla affetmeyeceğini bildirdiği en büyük günah olan Allah (c.c)'a ortak koşmanın sanki sadece Asr-ı Saadet döneminde kırılıp yıkılan taş ve çamurdan yapılmış putlara tapmaktan ibaret olduğuymuş gibi algılanabilecek anlatımlardan kaçınmamız gerektiğine inanıyoruz. Allah (c.c)'ın son kelâmı, hükmü kıyamete kadar baki ezelî fermanı olan Kur'an da Allah (c.c)'a ortak koşmakla (şirk) ilgili bir çok ayet varken, şeytanın bizi, bu zamanda artık böyle şeyler olmaz deme gafletine düşürmesinden Rabbim hepimizi korusun. Şirkin sadece taş ve çamurdan yapılmış putlara tapmaktan ibaret olmadığını en iyi aşağıdaki ayeti kerime ortaya koyuyor.

Bismillahirrahmanirrahim...

TEVBE - 31 "Onlar, Allah'dan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah'dan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi...

Tefsir:"Allah'ın emrine, hakkın hükmüne değil, onların hükümlerine, onların iradelerine tabi oldular. Onlara Allah'a tapar gibi taptılar, hatta Allah'ı bırakıp onlara taptılar, Allah'ın emirlerini bırakıp, açıkça Allah'ın emirlerine ters düşen keyfî arzularına itaat eylediler. Allah'ın haram kıldığı şeyleri onların emriyle helâl gördüler. Allah'ın "yapmayın" dediği şeyleri yaptılar, "yapın" dediklerini de yapmadılar. Allah'ın emir ve yasaklarını değil de onların emir ve yasaklarını dinlediler. Onlara, Allah'ın emirlerini uygulayan, O'nun dininin hükümlerini anlayıp anlatan kimseler gözüyle değil de, dinde sanki Allah gibi hükümler vermeye ve kurallar koymaya yetkili imişler gibi baktılar. Doğrudan doğruya kendi yanlarından şeriat vaz'etmeye, dini hükümler koymaya hakları varmış, sanki birer müdebbir rabmış gibi baktılar. Onların iradelerine heva ve heveslerine uydular. 

        Nitekim bu âyetin mânâsı hakkında meşhur Hatim-i Tâî'nin oğlu Adiy demiştir ki: "Resulullah'a geldim, boynumda altından bir haç vardı, ki Adiy o zaman henüz müslüman olmamıştı ve hıristiyandı, Resulullah Berâetün Sûresi'ni okuyordu, bana "ya Adiy şu boynundaki veseni at" buyurdu. Ben de çıkardım attım. "Allah'tan başka hahamlarını ve rahiplerini de rab edindiler." anlamına olan âyetine geldi, ben, ya Resulallah, onlara ibadet etmezlerdi, dedim. Resulullah buyurdu ki: "Allah'ın helal kıldığına haram derler, siz de haram tanımaz mıydınız? Allah'ın haram kıldığına helâl derler, sizde helâl saymaz mıydınız?" Ben de "evet" dedim. "İşte bu onlara ibadettir." buyurdu.

       Rebi' demiştir ki, "Bu rablık İsrailoğulları'nda nasıl idi?" diye Abdul'âli-ye'ye sordum. O da "Genellikle Allah'ın kitabında hahamların sözlerine aykırı olan âyetler bulurlar, bununla beraber kitabın hükmünü bırakırlar da hahamların sözlerini tutarlardı." dedi.

       Bu rivayetler şunu gösterir ki, herhangi birini rab edinmiş olmak için behemahal ona "rab" adını vermiş olmak şart değildir. Allah'ın emrine uygun olup olmadığını hesaba katmayarak, onun emrine uymak ve özellikle de dinin hükümlerine ait olan hususlarda onu kural koymaya yetkili sanıp ne söylerse, ne emrederse doğru farzetmek, ona uyduğu zaman Allah'ın emrine ters düşeceğini düşünmeden hareket etmek, onun emirlerini taparcasına yerine getirmek onu rab edinmek ve ona tapmak demektir..."

Alıntı: KURAN'I KERİM TEFSİRİ 
ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR

Huzur İslamdadır


İslam'ı yaşamayan insan ne yaparsa yapsın asla aradığı gerçek huzur ve mutluluğa ulaşamayacaktır. Çünkü nasıl ki tatlı suda yaşayan bir balığın tuzlu suda yaşaması mümkün değilse, insanın da fıtratına uygun olmayan bir yaşam tarzında yaşayarak gerçek anlamda mutlu olması düşünülemez. Bunun için insanların Allah(c.c)'a tam bir teslimiyet gösterip, bağlanmaları ve yaşamlarının her anını İslam akidesine uygun, salih ameller icra ederek yaşamaları gerekir. Rum Suresinin 30 ncu ayetinde "O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler." buyurularak İslam'ın fıtrat dini olduğu bildirilmiştir.

İnsanların günümüzde büyük çoğunluğu materyalist zihniyetin hayat bulduğu sistemler içerisinde yaşamaktadırlar. Temeli menfaat ve samimiyetsizliğe dayalı olan bu sistemlerde yaşayan insanlar genelde mutsuzdurlar. Yaşamları boyunca gerçek dostluk ve sevgiyi yaşayamamaktan, güvenebilecek kimse bulamamaktan, insanların ikiyüzlülüğünden yakınıp dururlar. Tüm imkanlarını seferber etmelerine rağmen hasretini çektikleri gerçek huzur ve mutluluğa bir türlü kavuşamazlar. En küçük bir olumsuzlukta korku, endişe ve ümitsizliğe kapılıp, yaşadıkları sıkıntılarla kolaylıkla baş edemezler. Mümin ise hayatında vuku bulan musibetlerin imanının denenmesi için özel olarak yaratıldığının farkındadır. Kanaatkar ve mütevazıdır. Azla yetinir; Sabredip, tevekkül ederek Allah(c.c)'tan ümidini kesmez. Bir taraftan dualar edip, bir taraftan da gerekli tedbirleri alarak Allah(c.c)'a sığınır. Sıkıntılarının hayattayken kurtulamasa da ahireti için sınırsız bir ecir kaynağı, olgunlaşması için büyük fırsatlar olduğunu bilir. Bu sıkıntılar onun ruhi dengesini, dirayet ve kararlılığını kafirler gibi etkilemez.

İnançsızların sandığı gibi mutsuzluk asla hayatın bir gerçeği değildir. Tam tersine insanların içerisine düştükleri bu sıkıntının çözümü Kur'an'da bildirilmiştir. Allah(c.c) Rad Suresinin 28 nci ayetinde, "İman edenlerin kalpleri Allah’ın zikriyle huzura kavuşmuştur. Dikkat edin, kalpler ancak Allah’ın zikri ile huzura kavuşur." buyurarak insanlara gerçek mutluluğun ancak iman ile elde edilebileceğini bildirmiştir. Bu mübarek ayet gibi İslam'a davet ve namaz çağrısı olarak günde beş kez okunmakta olan ezanlar da, insanlık için aynı zamanda bir özgürlük ve felah (kurtuluş, huzur ve mutluluk) çağrısıdır. İnsanlar mutluluğa ancak var olmalarındaki anlam ve hikmeti, her şeyin Allah(c.c)'tan olduğunu yani kaderi, hür ve korkusuz bir hayata bir tek Allah(c.c)'a hamd ve kulluk ederek ve O'nun dostluğunu kazanarak ulaşabileceğini kavrayıp iman ederek ulaşabilirler. Nitekim Allah(c.c), Nahl Suresinin 97 nci ayetinde "Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz." buyurarak iman edip, salih amel işleyen kullarına dünyada ve ahirette güzel bir hayat yaşatacağını vadetmiştir. Yine Yunus Suresinin 62, 63 ve 64 ncü ayetlerinde Allah(c.c) takva sahibi müminlere hem dünya ve hemde ahiret hayatında müjdeler olduğunu bildirmiştir. "Açın gözünüzü! Allah'ın dostları üzerine ne korku vardır, ne de onlar mahzun olurlar. Onlar ki, iman etmişler ve Allah'a karşı gelmekten sakınmışlardır. Onlara dünya hayatında da, ahiret hayatında da müjdeler vardır. Allah'ın sözlerinde değişiklik yoktur. İşte bu en büyük kurtuluştur."

Korku, üzüntü, ümitsizlik, tedirginlik, karamsarlık gibi inkarcıların karakteristik özelliği olan olumsuz duygular, onların cehennemde çekecekleri azabın manevi kısmının bu dünyadaki küçük bir başlangıcını oluştururlar. Taha Suresinin 124 ncü ayetinde "Her kim de benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz." Enam Suresinin 125 nci ayetinde ise "Allah, her kimi doğruya erdirmek isterse, onun göğsünü İslâm’a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe çıkıyormuşçasına daraltır, sıkar. Allah, inanmayanlara azap (ve sıkıntıyı) işte böyle verir." buyurulmuştur. Bu ayetlerden Allah(c.c)'ın kendilerine rahmet olarak gösterdiği yoldan yüz çevirip sapan insanların, ahiret azabından önce dünyadayken de sıkıntılı, mutsuz ve azap dolu bir hayat yaşayacakları anlaşılmaktadır. Yine Tur Suresinin 45, 46 ve 47 nci ayetlerinde "Artık sen çarpılacakları günlerine kadar onları kendi hâllerine bırak. O gün tuzakları kendilerine hiçbir fayda vermeyecektir ve kendilerine yardım da edilmeyecektir. Şüphesiz zulmedenlere bundan başka bir azap daha var. Fakat onların çoğu bilmezler." buyurularak ahiretten önce kafirlerin çoğunun farkında olmadığı başka bir azabın başlayacağına işaret edilmiştir.

En doğrusunu Allah (c.c) bilir.

OKU

Kuran'dan Uzak Durmanın Bedeli

İslam, akıl ve bilimle uyum içinde olmamız gerektiğini ön gören bir fıtrat dinidir. İki gününü birbirine eşit geçiren insanı aldanmış kabul eden Peygamber Efendimiz(s.a.v), orta çağda yaşamış olsa da düşünce itibariyle en ileri çağların insanıdır. Tarihte en büyük devrimi yapmış, köhne kuralları yıkmış, insanı insanın kölesi olmaktan, yaratıklara tapmaktan kurtarıp özgürlüğe kavuşturmuş, kralla efendiyi insanlık açısından bir saymış, her türlü hurafeyi ortadan kaldırmanın savaşını vermiştir. Onun bu akılcı, ilerici mesajı istikametinde yürüyen ilk müslümanlar bilimin her alanında büyük gelişme göstermişler, tarihin, metodolojinin, deney ve gözlem metodunun temellerini atmışlar, yeni yeni bilimsel disiplinler geliştirmişlerdir.

Ancak ne yazık ki, o dönemlerde karanlık çağı yaşayan Avrupa'ya bile bilim ve medeniyette ışık tutarak çağ atlatan İslam dünyasının günümüzdeki içine düştüğü içler acısı durumun giderek daha da kötüleştiğine şahit olmaktayız. Bu geri kalmışlığın altında yatan esas neden rönesans ve ardından gelen reformlarla statükocu zihniyetten bilimsel zihniyete geçen batılıların tersine İslam aleminin statükoculuğu tercih etmiş olmasıdır. Ayrıca İslam'ın getirdiği istişare kültürü ve demokrasiden vazgeçilerek krallık sistemine geçilmesi de akla dayalı düşüncenin terk edilmesinde etkili olmuştur.

Böylece içtihat kapısının kapatılmasıyla durağanlık başlamıştır. Skolastik zihniyetin tutkunu bazı insanlar, akıl ve bilim yolunda ilerleyip yeni bilimsel eserler, keşif ve icatlar yapmak ve orijinal eserler üretmek yerine asırlarca ayrıntılar ile uğraşıp durmuşlardır. Metinlere şerhler, şerhlere dip notlar yazarak, ciltler dolusu fıkıh, rivayet ve yorumlar üzerinde düşünerek vakit kaybetmişlerdir. Öyle ki bu süreçte Kur'an'da olmayan yeni haram ve yasaklar ortaya konmuş, hatta rivayetleri esas alarak bazı ayetlerin "nesh" yani iptal edildiğini söyleyecek kadar ileri gidilmiştir. Bu şekilde hurafelerle, gereksiz detay ve teferruatlarla din hak etmediği şekilde zorlaştırılmıştır.

Cahiliye döneminin kırılıp yok edilen putları değişik isim ve versiyonlar altında yeniden hortlatılmış, ortaya çıkan mezhepler, tarikatlar ve cemaatler vasıtasıyla gelişen biat kültürü İslam toplumuna giderek egemen olmuştur. Peygamber Efendimiz(s.a.v) ve sahabe döneminde olmayan bu yeni oluşumların önderlerine bağlanan insanlar, akıllarına ipotek konarak adeta köleleştirilmiştir. Bunun neticesinde Allah(c.c)'ın sıkı sıkıya sarılmamızı emrettiği Kur'an'dan giderek uzaklaşılarak, ümmetin bölünüp parçalanmasının önü açılmıştır.

Değişim ve İnsanın manevi Olgunluğa Erişmesi













Bismillahirrahmanirrahim.

İnşikak (16-19) "Şimdi, yemin ederim o şafağa, Geceye ve derleyip topladığı şeylere , Ve dolunay şeklini aldığı zaman Ay’a ki; Şüphesiz siz hâlden hâle geçeceksiniz.

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

Tefsir: Elbette ve elbette siz kattan kata bineceksiniz. Şafağın, gecenin ve kapsadığı şeylerin ve ayın halden halde geçmesi gibi siz de halden hale, tabakadan tabakaya, veya nesilden nesle uyum sağlayan birbirinden üstün değişmelere binecek, açıklandığı üzere sonunda Rabb'inize gideceksiniz.

EN ÇOK OKUNAN YAYINLARIMIZ: