NİYET

Allah(c.c) için yapılmayan ameller ölü sayılır; çünkü niyet amellerin ruhudur. İslamiyet’in emrettiği bir şey, dünya menfaati için yapılınca makbul olmaz. Yapılan bir işin sıradan bir iş olmaktan çıkarak ibadete dönüşmesi, o işin sırf Allah(c.c) rızası için yapılmış olmasını gerektirir. Bu anlamda niyet, Allah(c.c)'ın emrine itaat ve O'nun rızasına kavuşmak için yaptığını kalbinden geçirmek, istemek ve irade etmektir. İbadetlerde niyet etmek şarttır. Niyet, ibadete başlarken yapılır; Daha önce, mesela bir gün önce yapılırsa niyet olmaz. Buna emel, arzu veya vaat denir. Niyet, kalbe ait bir iş olup, dil ile seslendirmek şart değildir; Kişinin bir şeye karar vermesi, hangi işi ne maksatla yaptığını bilmesi niyet için yeterlidir. Dil ile söyleyerek niyet, ancak kalp ile birlikte olmak şartı ile caiz olur. Kalp ile niyetin, söz ile niyete benzemediği durumlarda ise, yine kalpteki niyet esas alınır.

Dinimizde niyetin önemi çok büyüktür. Kötü niyet için yerine göre bazen günah, iyi niyet için her zaman sevap vardır. Mümin iyi bir iş yapmaya niyet edip, fakat onu yapamasa bile yine sevap alır. Sıradan dünya işleri dahi, ahiret menfaati için yapıldığında ibadet halini alır. Örneğin yeyip, içmek, uyumak, çalışmak gibi mubah olan işler iyi niyetle yapıldığında sevap kazanılır. Ancak bunlar kötü niyetlerle yapılırsa veya bunları yapmak bir farzı vaktinde eda etmeye mani olursa günah olur. Mubah olmayıp ta günah olan şeyler ise, iyi niyetle yapılıyor olsa dahi günah olmaktan çıkmaz.

En doğrusunu Allah (c.c) bilir.

Bismillahirrahmanirrahim.

En'am-162 "Ey Muhammed! De ki: “Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir."

Kehf (103-105) "De ki: Amelleri en çok boşa gidenleri size bildirelim mi? Onların dünya hayatında çalışmaları boşa gitmiştir. Oysa onlar güzel işler yaptıklarını sanıyorlardı. İşte onlar, Rabblerinin âyetlerini ve O'nun huzuruna çıkacaklarını inkâr etmişlerdir de bu yüzden iyilik altında yaptıkları bütün amelleri boşa gitmiştir. Artık kıyamet günü onlar için hiçbir ölçü tutturmayız."

Zariyat-56 "Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım."

Beyyine-5 " Hâlbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

Peygamber Efendimiz(s.a.v) Buyuruyorlar ki;

"Ameller (başka değil) ancak niyetlere göredir; herkesin niyeti ne ise eline geçecek odur. Kimin hicreti, Allah ve Resulü (rızası ve hoşnutlukları) için ise, onun hicreti Allah ve Resulü’ne müteveccih sayılır. Kim de nail olacağı bir dünya veya nikahlanacağı bir kadından ötürü hicret etmişse, onun hicreti de hedeflediği şeye göredir." (Buhari, Bedü’l-Vahy, 1; Müslim, İmare, 155; Ebu Davud, Talak, 11)

"Allah Teala iyilik ve kötülükleri takdir edip yazdıktan sonra bunların iyi ve kötü oluşunu şöyle açıkladı: Kim bir iyilik yapmak ister de yapamazsa, Cenab-ı Hak bunu yapılmış mükemmel bir iyilik olarak kaydeder. Şayet bir kimse iyilik yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenab-ı Hak o iyiliği on mislinden başlayıp yedi yüz misliyle, hatta kat kat fazlasıyla yazar. Kim bir kötülük yapmak ister de vazgeçerse, Cenab-ı Hak bunu mükemmel bir iyilik olarak kaydeder. Şayet insan bir kötülük yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenab-ı Hak o fenalığı sadece bir günah olarak yazar." (Buhari, Rikak 31; Müslim, İman 207, 259. Ayrıca bk. Buhari, Tevhid 35; Tirmizi, Tefsiru sûre (6),10.)


Kaynak:
Kur'an-ı Kerim, Sünnet (tevatür yoluyla günümüze kadar taşınmış, Ümmetin malumu olan Peygamberimiz(s.a.v)'in uygulamaları), Sünnet'i teyit eden ve Kur'an'la çelişmeyen mütevatir hadisler ışığında hazırlanmıştır.

EN ÇOK OKUNAN YAYINLARIMIZ: