Başa Gelen Musibetlerin Hikmeti

İlgili Kur’an ayetleri ve Hadisleri incelediğimizde, musibetlerin insanın başına ya imtihan edilip sınanmak yada işlediği bir günah ve kötülüğe karşılık olarak iki farklı nedenden geldiği anlaşılmaktadır.

Had ve kısasa tabi suçları işleyenler ise, günahlarına karşılık Kur'an'da belirtilen cezaları çektiklerinde, ahiretteki cezadan kurtulurlar. Bu dünyada kim bir günah işler ve Allah(c.c)'ın verdiği cezayı gönül rızasıyla çekerse, elbetteki Allah(c.c) o kuluna ahirette tekrar azap etmeyecektir. Büyük günahlardan birini işleyip de, onun cezasını dünyadayken çekmeyenlerin durumu ise Allah(c.c)’a kalmıştır. Allah(c.c) o kulun tövbesine, pişmanlığına ve hayat tarzına göre isterse affeder, isterse de cezalandırır.

Ubâde b. Sâmit (r.a)’den edilen rivâyete göre, Rasûlullah (asm) etrafında bulunan ashabına karşı şöyle buyurmuştu:

"Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacağınıza, hırsızlık yapmayacağınıza, zina etmeyeceğinize, çocuklarınızı açlık endişesiyle öldürmeyeceğinize, bana karşı gelmeyeceğinize, dinin emrettiği konularda bana karşı gelmeyeceğinize söz vererek bana biat ediniz. Kim sözünde durursa mükafatını Allah verecektir. Sizden biriniz yukarıda sayılanlardan herhangi birini işler de cezasını Dünya’da çekerse o ceza işlediği suçun kefâretidir. Ahirette ceza çekmez. Kim de bu suçlardan birini işlerde suçu gizli kalıp cezasını Dünya’da çekmezse, onun işi Allah’a kalmıştır. Allah dilerse onu affeder dilerse cezalandırır." (Müslim, Hudud: 10; Dârimi, Siyer: 17)

En Doğrusunu Allah (c.c) Bilir

İmtihan İle İlgili Olan Ayetler:

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara (155-157) "Muhakkak ki biz sizi korkuyla, açlıkla ve mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. O sabredenleri müjdele! Onlar ki, başlarına bir musibet geldiği zaman: Biz Allah’a aitiz ve sonunda O’na döneceğiz. derler. İşte onlar var ya, Rablerinden, mağfiretler ve rahmet onlaradır. İşte hidayete erenler de onlardır."

Enbiya-35 "Her canlı ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilik ile deneyeceğiz; hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz."

İnşirah (5-6) "Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır."

Tegabun-64 "Allah'ın izni olmayınca hiçbir musibet isabet etmez. Kim Allah'a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya götürür. Allah her şeyi bilendir."

Hadid-22 "Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır."

Hadid-23 "Böylece elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız. Çünkü Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez."

Fecr (15-16) "Rabbin denemek için bir insana iyilik edip, nimet verdiği zaman, o: 'Rabbim beni şerefli kıldı' der.Ama onu sınamak için rızkını daraltıp bir ölçüye göre verdiği zaman: 'Rabbim bana hor baktı' der."

Taha-40 "…Seni üzüntüden kurtarmış ve seni birçok musibetlerle denemiştik. Bunun için, Medyen halkı arasında yıllarca kalmıştın. Sonra, ey Musa, peygamberlik görevini yüklenecek bir yaşa gelince dönüp geldin."

Günahlar İle İlgili Olan Ayetler:

Şura-30 "Başınıza gelen herhangi bir musibet ellerinizle işlediklerinizden ötürüdür. O, yine de çoğunu affeder."

Nisa-79 "Sana gelen her iyilik Allah'tandır, sana gelen her kötülük de kendi(günâhın yüzü)ndendir…"

Nisa-123 "...Kim kötü bir iş yaparsa, onunla cezalandırılır. O, kendisine Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilir."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

Şura-30 Tefsir: "Ey insanlar, dünyada iken, canınıza, ailenize ve malınıza gelen herhangi bir musibet, Rabbinize karşı işlemiş olduğunuz günahlar yüzündendir. O, Rabbinizin size vermiş olduğu bir cezadır. Aslında Rabbiniz, sizin işlediğiniz suçların bir çoğunu cezalandırmaktan da vazgeçer."

Hz. Aişe (r.a.) diyor ki:

"Resullulah: Müslümana isabet eden hiçbir musibet yoktur ki Allah onunla müslümanin bir günahını affetmiş olmasın. Hatta ona bir diken dahi bat­sa. (O da bir günahının affına sebeptir)" (Buhari) buyurdu.

Ebu Said el-Hudrî ve Ebu Hureyre (r.a.) Resulullah(s.a.v)'in şöyle buyurduğunu söylemişlerdir:

"Müslümana isabet eden herhangi bir yorgunluk, acı, üzüntü, eziyet ve gam yoktur ki Allah bununla onun hatalarından birini affetmiş olmasın. Hatta ona batan bir diken dahi olsa. (Buhari/Müslim)

Hz. Aişe (r.anh.) buyuruyor ki:

"Kulun günahları çok olup ta onları affettirecek kadar ameli olmazsa Al­lah, o kulun günahlarını affetmek için onu üzüntüye düşürür ve bu yolla onun günahlarını affeder. (Ahıncıl h.Hanbel,Müsned)

Abdullah b. Abbas bu âyet-i kerimeyi açıklarken şöyle demiştir: "Mü­minlere, işledikleri günahlarının cezası dünyada iken verilir ve onlar bu günahlaından dolayı âhirette hesaba çekilmezler.

Hasan-ı Basrî ise bu ayeti şöyle izah etmiştir: "Sizin, dünyada iken işlemiş olduğunuz günahların bazılarına karşı ceza konulmuştur. Diğer birçoğunun ise dünyada cezası konulmamıştır." (Taberi Tefsiri)

Nisa-79 Tefsir: Ey insan!. (Sana güzellikleri), dünyevî ve uhrevî nimetlerden (her ne şey nasib olursa) o şey şüphe yok ki, (Allah Teâlâdandır) sana lütuf olarak verilmiştir, İnsan ne kadar kulluk vazifelerine riayetkar olsa da bunca nimetlere kavuşması için kâfi olmaz, o nimetler bir ilâhî lütuf olarak mü'min kulIarına yönelecektir, (ve sana kötülükten) sıkıntıdan, kötü gördüğün hâdiselerden (her ne şey isabet ederse) o da (kendi nefsindendir) onu gerektiren, günahları işlemiş olduğundan dolayıdır.Gerçekte kötülüğü senin hakkında yaratan yine Cenâb-ı Hak'tır, fakat ona sebebiyet veren ise senin kendi arzunla tercih etmiş olduğun günahtır. İşte bu günah sebebiyle o kötülük bir ceza olarak Allah'ın irâdesi ile vücuda gelmiştir. Bu, bir hikmet gereğidir, bu teklif âleminin gereklerindendir. Artık o kötülüklere başkalarının sebebiyet verdiğine inanmayınız, kendi kusurlarınızı biliniz...(Ömer Nasuhi Bilmen Kur’an Tefsiri)

… Katade ise bu âyetin izahında şunları söylemiştir: Bu hususta Resulul­lah´ın şöyle buyurduğu bize ulaşmıştır: "Kişiye isabet eden hiçbir odun yaralaması ayak kayması ve damar seğirmesi yoktur ki işlemiş olduğu bir günah karşılığında olmasın. Allah teala günahların bir çoğunu da affeder." (Taberi Tefsiri)

Nisa-123 Tefsir: ...Taberi sözlerine devamla diyor ki: "Eğer denilecek olursa ki "Sizlerin bu âyeti, "Herhangi bir kul, herhangi bir kötülük yapacak olursa onun cezasını mutlaka görür." şeklinde izah etmeniz karşılığında "Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız kötülüklerinizi örter sizi güzel bir makama koyarız.(Nisa-31) âyetinin hükmü ne olacaktır? Allah tealanın, affedeceğini vaad ettiği bir kötülüğün cezasını vereceği nasıl düşünülebilir?"

Cevaben denilir ki: "Allah tealanın "Kötülüklerinizi örteriz." buyurması, onları cezalandırmayacağı anlamı­na gelmez. Allah teala bu ifadesi ile kıyamette müşrikleri, işledikleri günahlar­dan dolayı rezil ve rüsvay ettiği halde müminleri kötülüklerinden dolayı rüsvay etmeyeceğini beyan etmiştir. Müminleri işledikleri bu gibi günahlarından dolayı affetmesi ve onları cennetine kavuşturması için dünyada iken bu kötülüklerin­den dolayı onlara bir kısım musibetler vermesi işte bu kötülükleri örtmesi ve silmesidir. Nitekim Resulullahtan, âyetin bu şekilde izah edilmesine işaret eden bir çok hadis-i şerifler zikredilmiştir.

Ebu Hureyre (r.a.) diyor ki:

"Kim bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir." âyeti inince bunun hükmü müslümaniara ağır geldi. Bu hususu Resulullah'a açtılar. Resulullah da "Amellerinizi, emredildiğiniz gibi yapmaya yaklaştırın. Onları tam yapmaya ça­lışın (ve bilin ki) müminin başına gelen her felaket onun günahlarının bir keffaretidir. Hatta ayağına dokunan bir şey, kendisine batan bir diken dahi bundan­dır"(Müslim, K. el-Birr, bab: 52, Hadis no; 2574)

Hz. Ebubekir diyor ki:

"Ben, Resulullah'ın yanında bulunuyordum. Ona "Kim bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir. O kendisine Allah'tan başka ne bir dost ne de bir yar­dımcı bulabilir." âyeti nazil oldu. Bunun üzerine Resulullah bana buyurdu ki: "Ey Ebubekir, bana inen bir âyeti sana okuyayım mı?" dedim ki: "Evet ya Resulullah." Bunun üzerine Resulullah onu bana okudu. Ben o anda sanki belimin kırıldığını hissettim ve bundan (bu âyetten) dolayı sıkıntıya düştüm. Resulullah "Ey Ebubekir, ne oluyor sana?" dedi. Dedim ki: "Ey Allah'ın Resulü, babam anam sana feda olsun. Hangimiz kötü amel işlemiyoruz ki? Bu âyette de yaptıklarımızdan dolayı cezalandırılacağımız beyan ediliyor. (Her kötü amelimizden dolayı cezalandırılacağımıza göre halimiz ne olacaktır?) Bunun üzerine Resu­lullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Ey Ebubekir sen, (ve diğer müminler) yaptıkla­rınızın cezasını dünyada göreceksiniz ki Rabbinizin huzuruna günahsız çıkasınız. Diğer insanların ise, kötülüklerinin cezası biriktirilir ki kıyamet gününde onun cezasını görsünler.(Tirmizi, K. Tefsir el-Kur'an, sure 4, Hadis no: 3039)

Hz. Aişede diyor ki: "Dedim ki: "Ben Allah'ın kitabında hangi âyetin da­ha şiddetli olduğunu biliyorum." Resulullah da bana dedi ki "O, hangi ayettir?" Ben de dedim ki: "O, Kim bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir." âyetidir." Bunun üzerine Resulullah buyurdu ki "Mümin kul, dünyada iken yap­tığı amellerin en kötüsüyle cezalandırılır." Sonra Resulullah, bu cezalardan ba­zılarını zikretti. Hastalık ve yorgunluk da bunlardandır. Resulullah'm zikrettiği cezalardan en sonuncusu da, kişinin ayağına bir şeyin dokunmasıydı. Resulullah buyurdu ki: "İşte bütün bunlar, kulun yaptığı amelin cezasıdır. Ey Aişe, kıya­met gününde hesaba çekilecek hiçbir kimse yoktur ki ona azap edilmiş olma­sın." Ben de dedim ki: "Allah teala âyetlerinde Amel defteri sağından verilen , kolay bir hesaba çekilecektir. Ailesine sevinçle dönecektir. (İnşikak 7-9) buyrulmuyor mu?" Resulullah da buyurdu ki: "Buradaki hesap sadece yapılan amelleri göster­mektir. Kim hesaba çekilmede incelenecek olursa mutlaka azap görür. Resulul­lah, incelemeyi izah ederken parmağıyla elinin içine dürtmüş ve yeri eşeler gibi yapmıştır."( Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 3/122-127.) Taberi Tefsiri

Peygamber Efendimiz(s.a.v) Buyuruyorlar ki;

Ebu Hüreyre(r.a)'tan rivayet edilmiştir;

"Kim fenalık yaparsa cezasını görür. Kendisine Allah'tan başka ne dost ne de yardımcı bulur" (Nisa 123) mealindeki ayet nazil olduğu zaman, Müslümanları çok ciddi bir kedere sevketti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle tavsiye etti: "Amellerinizde orta yolu ve doğruyu bulmaya çalışın. Mü'mine musibet nevinden her ne ulaşır ise günahlarına bir kefaret olur. Musibet, beklenmedik bir hadise olmuş, ayağına batan bir diken olmuş farketmez"(Müslim, Birr (2574); Tirmizi, Tefsir, Nisa 3041)

Ali İbnu Zeyd(r.a) Annesinden anlatıyor:

Annesi Hz. Aişe (r.a)'e Cenab-ı Hakk'ın şu ayetinden: "...İçinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker ve dilediğini bağışlar" (Bakara, 284) ve keza: "Kim fenalık yaparsa cezasını görür" (Nisa 123) ayetinden sordu. Hz. Aişe şu cevabı verdi: "Benim Resulullah (s.a.v)'tan bu hususta sorduğum günden bu yana kimse meseleyi bana sormadı. Resulullah (s.a.v) şöyle cevap vermişti: "Bu, Allah'ın hastalık ve kazadan tut, cebine koyduğu basit bir eşyanın kaybıyla duyduğu üzüntüye varıncaya kadar maruz kaldığı musibetlerle kulunu (dünyada) cezalandırmasıdır. Böylece kul, peyderpey günahlarından arınmış olarak çıkar, tıpkı ham altının körükten saf kızıl çıktığı gibi"Tirmizi, Tefsir, Bakara, 2993)

Allah(c.c)'ım senin kızgınlığını ve gazabını üzerimize çekebilecek bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün kusur ve günahlardan sana sığınırız.(Amin)

OKU

EN ÇOK OKUNAN YAYINLARIMIZ: