ABDEST

Bilindiği üzere abdest, namaz, zekat, oruç ve hac gibi temel ibadetler tüm peygamberlerin ortak sünnetidir. Bu ibadetler en son Peygamber Efendimiz(s.a.v)’e, İbrahimi gelenekle birlikte intikal etmiştir. Omurgası Kur’an’da olan bu temel ibadetlerden örneğin abdest ve namazın son şekli, siyer kitaplarındaki mevcut bilgilere göre Cebrail(a.s) tarafından Peygamber Efendimiz(s.a.v)'e uygulamalı olarak öğretilmiştir. (Bkz: Necm/1-10) Ayrıca Peygamber Efendimiz(s.a.v)'in bu şekilde öğrendiklerini hayata geçirmesi suretiyle yaptığı uygulamaların; vahiy sürecinde herhangi bir ikaza maruz kalmamış olması da, İlahi onaydan geçtiğinin başka bir delilidir. Bu uygulamalar, Ümmetin şahitliği ve ittifakıyla kesintisiz olarak tekrarlanarak nesilden nesile aktarılıp, hiç bozulmadan yazısız bir kaynak olarak günümüze kadar gelmiştir.

En Doğrusunu Allah(c.c) Bilir.

Abdestin Farzları:

1. Yüzü yıkamak

2. Elleri dirsekleriyle beraber yıkamak

3. Başın dörtte birini meshetmek

4. Ayakları topuklarıyla beraber yıkamak

Abdestle İlgili Ayet ve Hadisler:


Bismillahirrahmanirrahim.

Nisa-43 "Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de -yolcu olmanız durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız, veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah, çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır."

Maide-6 "Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza meshedip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah, size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

Humran bin Eban şöyle dedi: “Osman bin Affan(r.a)’ı abdest alırken gördüm;

−Ellerine biraz su döktü ve onları üç kez yıkadı.

−Sonra üç kez ağzını çalkaladı ve burnuna su alıp çıkardı.

−Sonra üç kez yüzünü yıkadı.

−Sonra üç kez dirseğine kadar sağ elini yıkadı.

−Sonra sol elini aynı şekilde yıkadı.

−Sonra başını meshetti.

−Sonra üç kez sağ ayağını topuklara kadar yıkadı.

−Sonra bu şekilde sol ayağını da yıkadı. Sonra şunu söyledi:

−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i bu benim abdest aldığım gibi abdest alırken gördüm.

Sonra Rasulullah(s.a.v):


"Herkim bu benim abdestim gibi abdest alır, sonra kalkar içinden kendi kendisiyle konuşmaksızın iki rekat namaz kılarsa onun günahları bağışlanır" buyurdu.” (Buhari 1800, Müslim 226/3, Ebu Avane 1/238, Ebu Davud 106, Nesei 84, İbni Hibban 1060, İbni Huzeyme 23, Abdurrezzak 141, Tabarani Mucemu’s-Sagir 1/267, Beyhaki 1/53, Begavi 153)


Şakik bin Seleme şöyle dedi:

“Osman (Radiyallahu Anh)’ı abdest alırken gördüm… Başını ve kulaklarını içini ve dışını meshetti... Parmaklarını ve sakalını hilâlledi...” (İbnu’l-Carud 72, Ebu Davud 110, İbni Mace 430, İbni Huzeyme 151, Beyhaki 1/54, Ahmed 1/149)


Abdullah bin Zeyd bin Asım(r.a) şöyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) başını meshetmek için iki eline su aldı ve meshetmeye başının ön kısmından başladı. Sonra ellerini başının arka kısmına enseye doğru götürdü. Sonra ellerini (tekrar) başının ön kısmına getirdi.” (İbnu’l-Carud 73, Tirmizi 32, İbni Mace 434)


Amr İbnu Abese es-Sülemi(r.a) anlatıyor: Peygamber Efendimiz(s.a.v) buyurdular ki:

"Sizden kim abdest suyunu hazırlar, mazmaza ve istinşakta bulunur (ağzına ve burnuna su çeker) ve sümkürürse, mutlaka yüzünden, ağzından, burnundan hataları dökülür. Sonra Allah'ın emrettiği şekilde yüzünü yıkarsa, sakalının bittiği mahallin etrafından su ile birlikte yüzü ile işlediği günahlar dökülür. Sonra dirseklere kadar kollarını yıkayınca, ellerinin günahları su ile birlikte parmak uçlarından dökülür gider. Sonra başını meshedince, başının günahları saçın etrafından su ile birlikte akar gider. Sonra topuklarına kadar ayaklarını yıkayınca, ayaklarının günahları, parmak uçlarından su ile birlikte akar gider. Sonra kalkıp namaz kılar, Allah'a hamd ve senâda bulunur, O'na layık şekilde tazimini gösterir ve kalbinden Allah'tan başkasının korku ve muhabbetini çıkarırsa, annesinden doğduğu gündeki gibi bütün günahlarından arınır." (Müslim, Müsâfirin 294, 832)

Guslün Farzları:

1. Ağzı yıkamak


2. Burnu yıkamak

3. Bütün bedeni yıkamak

Gusülle İlgili Ayet ve Hadisler:

Maide-6 "...Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanarak temizlenin..."

Aişe(r.a) şöyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) cünüplükten yıkanmaya şöyle başlardı.

−Önce ellerini yıkardı.

−Sonra sağ eliyle suyu sol eline boşaltır ve fercini (avret yerini) yıkardı.

−Sonra namaz abdesti gibi abdest alırdı.

−Sonra suyu alır ve parmaklarını saç köklerine sokar, tamamıyla suyun ulaştığına kani oluncaya kadar başını yıkardı.

−Sonra suyu elleriyle alır ve başının üzerine üç defa bolca dökerdi.

−Sonra vücudunun kalan yerleri üzerine su akıtırdı.

−Bundan sonra da ayaklarını yıkardı.” (Buhari 370, Müslim 316/35, Ebu Davud 242, Nesei 421, Abdurrezzak 999, Humeydi 163, Darimi 1/191, İbni Huzeyme 242, İbni Hibban 1196, Malik 1/44, Ahmed 6/52)


Teyemmümün Farzları:

1. Niyet etmek

2. Temiz toprağa vurup yüzü ve kolları meshetmek

Teyemmümle İlgili Ayet ve Hadisler:

Bismillahirrahmanirrahim.

Nisa-43 "...Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız, veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah, çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır."

Maide-6 "...Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah, size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

Ammar bin Yasir(r.a) Ömer(r.a)’a şöyle dedi:

“Hatırlamıyor musun? Ben ve sen ikimiz bir seferde idik. Sen namaz kılmadın, ben ise toprakta yuvarlandıktan sonra namaz kılmıştım. Müteakiben bu fiilimi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e arz ettiğimde, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

"Sana bu kadarı yeter" buyurdu sonra iki elini yere vurdu; ellerine üfledi sonra iki eli ile yüzünü ve ellerini meshetti. (İbnu’l-Carud 125, Buhari 432, Müslim 368/111, Ebu Avane 1/306, Ebu Davud 326, Nesei 1/169, İbni Mace 569, Begavi 308, İbni Huzeyme 266, İbni Hibban 1267, Tayalisi 638, Ahmed 4/265)


KADINLARA MAHSUS HALLER

Kadınlara mahsus haller denince hayız, nifas ve istihaze terimleriyle ifade edilen üç durum kastedilir. Yetişkin bir kadının cinsel organından üç türlü kan gelir. Birincisi yaratılışları gereği belirli yaşlar arasında ve belirli periyotlarla gelen hayız (adet) kanıdır. İkincisi doğumdan sonra belirli bir süre gelen nifas (loğusalık) kanıdır. Üçüncüsü ise bu ikisi dışında kalan ve genelde bir hastalıktan kaynaklanan istihaze (özür) kanıdır.

Hayız kanı ile ilgili Kur'an'da; Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki: "O bir ezadır (rahatsızlıktır). Ay hâlinde kadınlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit, Allah’ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever." (Bakara/222). buyrularak kadınların adet halleri eza diye nitelendirilmiş ve bu durum süresince temiz olmayacakları vurgulanarak, hayızlı kadınla cinsel ilişkide bulunulması yasaklanmıştır.

Bu ayete dayanılarak hayız, bir nevi abdestsizlik ve cünüplük hali, yani hükmi kirlilik (hades) veya mazeret kabul edilir. Hz.Peygamber'in bilgi ve onayı dahilinde cereyan eden uygulamalara göre hayızlı kadının namaz kılması ve oruç tutması uygun görülmemiştir (bkz. Buhari, Hayz, 6). Hayız hallerinde kılınmayan namazlar daha sonra kaza edilmez; bu hallerde tutulmayan oruçlar ise kaza edilir. Hz.Aişe (r.a), hayız hali sona eren kadının namazlarını kaza edip etmeyeceğini soran bir kadına "Resulullah zamanında ay halinden çıktığımızda bize oruçları kaza etmemiz emredilir, namazları kaza etmemiz ise emredilmezdi" (Müslim, Hayz, 67- 69). cevabını vermiştir.


Hayızlı bir kadın hac ibadetini eda ederken, tavaf dışındaki bütün menasiki yerine getirebilir. Bu konuyla ilgili olarak Hz.Peygamber(s.a.v), ay hali sebebi ile hac yapamayacağından endişe ederek ağlayan Hz.Aişe(r.a)'a "Kabe’yi tavaf etmek dışında, haccedenlerin yaptığı her şeyi yap" (Buhari, Hayz, 1) buyurmuştur. Ayrıca ziyaret tavafından sonra adet gören kadın, veda tavafından muaf tutulmuştur. İbnu Abbas(r.a) "Kadın hayızlı olduğu taktirde (veda tavafı yapmadan) yola çıkmasına ruhsat verildi." demiştir (Buhari, Hayz 27,Hac 144, Müslim, Hac 380/1328).

Nifas (lohusalık) hali de hayız gibidir. Hayız ile ilgili hükümler aynen nifas için de geçerlidir (bkz. Ebu Davud, Taharet 121/312). Nitekim bazı hadis-i şeriflerde nifas kelimesi hayız anlamında da kullanılmıştır. İstihaze halindeki kadın ise, maddi temizliğini yapıp, gerekli tedbirleri alarak aşağıdaki hadiste açıklandığı şekilde ibadetlerine devam eder. Ümmü Seleme(r.a)'dan rivayet edilen hadis şöyledir; "Resulullah aleyhissalatu vesselam zamanında bir kadının kanaması vardı. Ümmü Seleme(r.a), onun adına hükmü Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan soruverdi. Resulullah: 'İstihaze kanı başlamazdan önce bir ay içerisinde kaç gün ve gece hayız kanı gelmekte olduğuna baksın; her ay o kadar müddette namazı terk etsin. Bu zaman çıkınca hemen yıkansın ve (fercine pamuk koyup) bir bezle sargı yaparak namazını kılsın;' buyurdu" (Muvatta, Taharet 105,1, 62; Ebu Davud, Taharet 108, 274-278; Nesai, Hayz 1, 182).

ABDESTİ BOZAN ŞEYLER VE ÖZÜRLÜNÜN ABDESTİ

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara-185 "...Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez...."

Bakara-286 "Allah hiç kimseye kaldırabileceğinin üstünde bir yük yüklemez..."

Nisa-28 "Allah, sizden (yükümlülükleri) hafifletmek istiyor. Çünkü insan zayıf yaratılmıştır."

Maide-6 "...Allah, size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez..."

Araf-157 "...(O peygamber) onlara iyiliği emreder ve onları kötülükten yasaklar; hem onlara temiz şeyleri helal, pis şeyleri ise üzerlerine haram kılar; hem onların ağırlıklarını (ağır mükellefiyetlerini) ve üzerlerinde olan zincirleri (tatbiki zor hükümleri) indirir..."

Hac-78 "...O, sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi..."

Tegabun-16 "O halde, gücünüz yettiği kadar Allah’a karşı gelmekten sakının..."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

Enes(r.a) şöyle dedi:

Resulullah(s.a.v) şöyle buyurdu: "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın ve müjdeleyin." Bir rivayette de: "...Isındırın, nefret ettirmeyin..." buyrulmuştur (Buhari, İlm 12, Edeb 80; Müslim, Cihad 6, 7, 1732-1733).

Aişe(r.a) şöyle dedi:

"Resulullah(s.a.v) iki iş arasında muhayyer bırakılırsa, mutlaka en kolayını tercih ederdi. Yeter ki bu günah olmasın. Eğer bir iş günah idiyse, günaha karşı insanın en uzak duranı idi. Aleyhissalatu vesselam kendisi için hiç intikam aramadı. Ama Allah'ın bir haramı ihlal edilince o zaman Allah için intikam alırdı" (Buhari, Menakıb 234, Edeb 80, Hudud 10, 42; Müslim, Fezail 77, 2327; Muvatta, Husnü'l-Hulk 2, 2, 903; Ebu Davud, Edeb 5, 4785).

Abdest almayı gerektiren durumlar Kur'an'da kinayeli bir anlatımla açıklanmıştır. Maide Suresi'nin 6 ncı ayetindeki "...namaza kalkacağınız zaman..." ifadesiyle uyumanın, "...yahut biriniz tuvaletten gelirse..." ifadesiyle de ön ve arkadan idrar, dışkı veya yel çıkarmak gibi tuvalette yapılması normal olan şeylerin abdesti bozacağı vurgulanmıştır. Ayrıca ayetteki "...yahut kadınlara dokunmuşsanız..." anlamındaki mecazi ifadeyle, hem guslü gerektiren cinsel birleşmeye ve hem de abdesti gerektiren cinsel yakınlaşmaya atıfta bulunulmuştur. Hadislerden karşı cinse dokunmayla ilgili abdesti bozacak sınırın, taraflardan mezi çıkması olduğu anlaşılmaktadır.

Bunların dışında kan ve irin gibi ön ve arkadan çıkması anormal olan şeyler ise abdesti bozmaz. Çünkü normal şartlarda bunlar için tuvalete gidilmez. Bunlara istihaze kanı, elde olmayan nedenlerle ön ve arkadan kaçırılan idrar, dışkı ve yel gibi necis maddeler de dahildir. Bu muafiyetin nedeni, ayette ihtiyaç giderme hususunda tuvalete vurgu yapılarak; sağlıklı normal şartlara sahip insanlara hitap edilmiş olmasıdır. Oysa özür sahipleri iradi olarak sadece tuvalette yapılması gereken şeylere, gayri iradi olarak beklenmedik yer ve zamanlarda da maruz kalmaktadırlar. Özür ilk ortaya çıktığı an itibariyle geçerli olur; eğer bu durum namaz esnasında vuku bulursa abdest bozulmayacağından namaza devam edilir. Özür sahibinin abdesti ancak özrüne konu olan şey de dahil olmak üzere (örneğin özrü idrar kaçırma olan birisinin ayrıca tuvalette idrarını yapması gibi), normal şekilde abdesti bozan bir şeyin meydana gelmesi ile bozulur.

MESTLER ÜZERİNE MESHETMEK

İslam dininin ibadetlerin yerine getirilmesi sırasında mükelleflerin karşılaşacağı zorlukları gidermeye yönelik olarak tanıdığı kolaylıklardan biri de mestler üzerine mesh uygulamasıdır. Gerek yolculuk gerekse ikamet hallerinde mestler üzerine mesh yapılması Peygamber Efendimiz(s.a.v)’in sünnetiyle sabit olan bir ruhsat hükmüdür (Buhari, “Ṣalat”, 25; İbn Mace, “Ṭaharet”, 86; Nesai, “Ṭaharet”, 98).(1)

Abdesti bozan durumlar mest üzerine meshi de bozar. Üzerine meshedilen mestin ayaktan çıkması veya çıkarılması, mestin içine giren suyun bir ayağın yarıdan fazlasını ıslatması, mesh süresinin sona ermesi meshi bozar. Mest üzerine meshin süresi, yolcu olmayanlar için bir gün bir gece (24 saat), yolcular için üç gün üç gecedir (72 saat). Bu süre, mestin abdestli olarak giyilmesinden sonra ilk hadesten yani abdesti bozan ilk durumdan başlar. Bu süre dolduktan sonra, ayaklar su ile yıkanarak abdest alınıp gerekiyorsa mest tekrar giyilmelidir. Öte yandan, ayaklarını yıkamak suretiyle abdestli olan kimsenin bu abdesti devam ettiği sürece mestleri çıkarıp giymesiyle abdesti bozulmaz. Mestlerin üzerine meshetmek suretiyle abdestli olup mestlerini çıkaran kimse, sadece ayaklarını yıkayarak abdestini tamamlayabilir.(2)

Kaynak:
(1) Türkiye Diyanet Vakfı Ansiklopedisi 
(2) Diyanet İşleri Başkanlığı İlmihali

Mestler Üzerine Meshetmenin Caizliği

Muğire İbnu Şu'be (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

"Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i mestlerinin üzerine meshederken gördüm." (İbnu’l-Carud 85, Ebu Davud 161, 162, Tirmizi 98, Darekutni 1/195, Beyhaki 1/291, Ahmed 4/245)

Cerir İbnu Abdillah el-Beceli şöyle dedi:

Abdest alıp mestleri üzerine meshedince, kendisine: "Mest üzerine mesh mi yapıyorsun" diye sormuşlardır. O da: "Evet demiştir, ben Resulullah (sav)'ı gördüm. Bevletti sonra abdest aldı. (Sıra ayaklarına gelince, yıkamayıp) mestlerinin üzerine meshetti" dedi. (A'mes der ki: İbrahim Nehai dedi ki: "Bu hadis, Abdullah İbnu Mes'ud(r.a)'ın ashabını taaccübe (hayrete) sevkediyordu, çünkü Cerir(r.a)'ın müslüman oluşu Maide süresinin nuzülünden sonra idi.") (Buhari, Salat 25; Müslim, Taharet 73, (272); Tirmizi, Taharet 70, (93); Nesai, Taharet 96/1,81)

Açıklama: Bu rivayetten, Maide Suresi indikten sonra da Peygamber Efendimiz(s.a.v)'in mestlerini meshetmeye devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu da Maide Suresi'nin 6 ncı ayetine göre, ayaklarında mestleri olmayanların ayaklarını yıkamaları gerektiği hususunu teyit etmektedir.  

Muğire İbnu Şu'be (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Ben Resulullah (sav)'la beraberdim. Bana: "Ey Muğire, su kabını al!" emretti. Ben de onu aldım. Resulullah (sav) [la tenhaya gittik. O] benim gözümden kayboldu, kazayı hacet yaptı, (geri döndü). Üzerinde Şami bir cübbe vardı. (Abdest almak için hazırlık yaptı. Cübbesinin yenlerini cemreyip) kollarını çıkarmaya çalıştı. Ancak (yenler) dardı. Ellerini (yenlerin uç kısmından geri çıkarıp cübbeyi sırtına koyup kollarını) alttan çıkardı. Ben su döktüm, namaz için abdest aldı. Mestleri üzerine meshetti, sonra namaz kıldı." (Buhari, Vudu 48, 35, 49, Salat 7, 25, Cihad 90, Megazi 80, Libas 10, 11; Müslim, Taharet 77, 79, 81)

Mestler Üzerine Meshetmenin Müddeti


Huzeyme bin Sabit (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

"Mestler üzerine meshetmekte müddet, seferi olan için üç gün üç gece, mukim olan için bir gün bir gecedir’ buyurdu." (İbnu’l-Carud 86, Ebu Davud 157, Tirmizi 95, İbni Mace 554, İbni Hibban 1329, Humeydi 435, Tabarani Mucemu’l-Kebir 3749, Darekutni 1/194, Beyhaki 1/277, 281, Begavi 237, Ahmed 5/214)


Zirrin şöyle dedi:

"Ben, Safvan bin Assal’a mestler üzere meshetmeyi sordum?

Assal:

−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize yolcu olduğumuzda üç gün mestlerimizin üzerine meshetmemizi, büyük tuvalet, küçük tuvalet ve uyku sebebiyle mestlerimizi çıkarmamamızı emretti, ancak cünüplüğü bundan müstesna. Cünüplük sebebiyle mestler çıkartılır dedi." (Nesei 127, Tirmizi 96, İbni Mace 478)


Kaynak: Sahih Hadisler Com

YARA ÜZERİNE MESH

İbnu Abbas Şöyle Dedi:

Resulullah(s.a.v) zamanında bir adam yaralanmış, sonra da ihtilam olmuştu. Kendisine yıkanması emredildi. Adam yıkandı ve öldü. Onun haberi Resulullah(s.a.v)'a ulaşmıştı. (Öfke ile) şunları söyledi: "Onu öldürmüşler, Allah da onların canını alsın! Madem bilmiyorlardı, niye sormadılar? Bilgisizliğin şifası sualdir. Ona, teyemmüm yeterliydi. Yarasına bir bez sarılmalı ve üzerinden meshedilmeli, sonra da bedeninin geri kalan kısmı yıkanmalıydı." (Ebu Davud, Taharet 127/337; İbnu Mace, Taharet 93/572)

Hz. Ali (r.a.) şöyle dedi:

"Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber(s.a.v.) ’e sordum, o da sargıların üzerine mesh etmemi emretti." (İbn Mace, Taharet, 134)

ABDEST NASIL ALINIR?



Abdest alınırken mümkünse kıbleye karşı oturulur. Önce kollar dirseklerin yukarısına kadar sıvanır ve niyet 
edilir. "Eûzübillahimineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim" denilir. Eller bileklere kadar üç kere yıkanmalıdır. Parmak aralarının yıkanmasına dikkat edilmelidir. Yıkanırken bir elin parmakları diğer elin parmakları arasına geçirilerek hilallenir. Yüzük varsa oynatılarak altına su geçmesi temin edilir. Cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi maddeler varsa temizlenir. Sağ avuç ile ağıza üç kere ayrı ayrı su alınır. Her defasında iyice çalkalanır. Dişler, baş ve şehadet parmağı ile ovuşturulur.



Sağ avuç ile buruna üç kere ayrı ayrı su çekilir. Sol el ile sümkürülerek burun temizlenir. Oruçlu olanlar buruna suyu çok hızlı çekmezler. Alında saçların bittiği yerden itibaren kulakların yumuşağına ve çene altına kadar yüzün her tarafı üç kere yıkanır. Varsa sakalın içinden parmaklar geçirilerek suyun sakal diplerine ulaşması sağlanır. Su yüze çarpılmaz. Sağ avuca su alınıp, dirseğe doğru akıtılır, dirseklerle beraber üç kere yıkanır. Yıkarken kolun her tarafı, kuru bir yer kalmayacak şekilde iyice ovulur.




Sol avuca su alınıp, dirseğe doğru akıtılır, sol kol dirseklerle beraber üç kere yıkanır. Önce sağ ve sonrada sol kol yıkanır. Sağ el yeni bir su ile ıslatılır. Sağ elin içi ve parmaklar başın üzerine konularak, başın ön tarafına saç bitiminden itibaren konulup, ıslak elle bir kere meshedilir. Eller ıslatılarak, sağ elin şehadet veya serçe parmağı ile sağ kulağın içi, baş parmağı ile de kulağın dışı; sol elin şehadet veya serçe parmağı ile sol kulağın içi, baş parmağı ile de kulağın arkası meshedilir.




Elleri yeniden ıslatmaya gerek yoktur. Baş ve işaret parmakları hariç, diğer üç parmağın dışıyla boyun mesh edilir. Eller öne doğru çekilirken, çene altına doğru değil, kulak altından yüze doğru getirilir. Önce sağ ayak, sonra sol ayak parmak uçlarından başlanarak topuk ve aşık kemikleriyle birlikte üçer defa yıkanır. Yıkarken sol el kullanılır ve parmak araları sağdan sola doğru hilallenir.


GUSÜL ABDESTİ NASIL ALINIR?



Önce besmele çekerek gusle niyet edilir. Niyet, kalpten geçen mana demektir. Bu itibarla, yıkanırken, insanın "Cünüplükten temizlenmeye niyet ettim" diye kalbinden geçirmesi yeterlidir. Niyetin mutlaka dil ile söylenmesi gerekmez. Eller bileklere kadar yıkanır ve yapışıp kurumuş bir şey varsa onları temizlenir. Sonra herhangi bir pislik olmasa bile avret yerleri ve uyluklar yıkanır. Sağ avuç ile ağza üç kere su alınır. Oruçlu ise boğaza su kaçmamasına dikkat edilir. Her defasında boğaza kadar ağzın içi iyice çalkalanır.


Sonra, sonra sağ avucu ile burnuna üç kere su çekilir. Her defasında sol el ile sümkürülür ve burun temizlenir. Yüzün yıkanmasından itibaren devam edilerek namaz abdesti gibi bir abdest alınır. Şayet yıkanılan yerde su toplanıyorsa, ayaklar gusülden çıkarken yıkanır. Abdest alındıktan sonra, üç defa başa,



üç defa sağ omuza, üç defa da sol omuza su dökülerek yıkanır. Suyun her dökülüşünde ellerin erebildiği yere kadar vücut iyice ovuşturulur. Göbek boşluğu, kulakların iç kıvrımları, küpe delikleri, diş araları, bıyık, saç ve sakal ile bunların diplerinin ıslanmasına özellikle dikkat edilir.

Yıkanırken:

Gusülde üzerinde bir örtü yokken kıbleye dönülmez ve gereksiz yere konuşulmaz. Suyun kullanımında aşırı davranmamak, avret yerlerini örterek yıkanmak, gusül esnasında konuşmamak, gusülden sonra çabucak giyinmek guslün belli başlı sünnet ve adabındandır. Abdestin adabı sayılan diğer güzel davranışlar gusül için de geçerlidir. Müslümanın kaplıca, yüzme havuzu, hamam gibi umuma açık yerlerde yıkanırken avret yerlerini örtmede titizlik göstermesi, başkasının açılan avret yerlerinden gözünü sakındırması gerekir. Eğer vücudunun bir yerinde, herhangi bir yaradan dolayı ilaç veya sargı varsa ve fazla su bunlara zarar verecekse, bunların üzerinden suyu hafifçe geçirmekle yetinir; bu da zarar verirse sadece eliyle üzerini mesheder.

TEYEMMÜM NASIL YAPILIR?

Teyemmüm, su bulunmadığı veya suyu kullanma imkanı olmadığı zamanlarda abdest veya gusül yerine geçen özel bir temizliktir. Su bulununcaya veya kullanma imkanı doğuncaya kadar abdest ve gusül yerine geçer. Temiztoprak veya toprak cinsinden bir şeye elleri sürüp kolları ve yüzü meshetmek suretiyle yapılır. Teyemmüm, İslam'ın kolaylık dini olduğunun işaretlerinden biridir.

Teyemmümün Farzları

1. Niyet etmek

2. Ellerini temiz toprağa iki kere vurarak yüz ve kolları meshetmek.


Besmele çekip abdest veya gusül için teyemmüm yapmaya niyet ederiz. Ellerimizin iç tarafını toprağa veya toprak cinsi bir şeye, parmaklara hafif açık bir şekilde süreriz. Ellerimizi birbirlerine vurup ellerimizdeki kaba toprak kalıntısını silkeleriz.Yüzümüzü meshederiz.


Ellerimizi yine toprağa sürüp silkeleriz. Ardından sol elimizle sağ kolumuzu, sağ elimizle de sol kolumuzu dirseklerle birlikte meshederiz.

Teyemmümü bozan durumlar

Gusül yerine teyemmüm alınmışa guslü gerektiren durumlar, abdest yerine teyemmüm alınmışsa abdesti bozan durumlar teyemmümü bozar. Ayrıca su bulunduğunda ya da suyu kullanmaya engel durumlar ortadan kalktığında da teyemmüm bozulur.

Kaynak:
Kur'an-ı Kerim, Sünnet (tevatür yoluyla günümüze kadar taşınmış, Ümmetin malumu olan Peygamberimiz(s.a.v)'in uygulamaları), Sünnet'i teyit eden ve Kur'an'la çelişmeyen mütevatir hadisler ışığında hazırlanmıştır.

EN ÇOK OKUNAN YAYINLARIMIZ: