Kuran'da Namaz

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara-3 "(O takva sahipleri ki) onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de (Allah yolunda) harcarlar."

Bakara-43 “Hem namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.”

Bakara-45 "Sabrederek ve namaz kılarak (Allah’tan) yardım dileyin. Şüphesiz namaz, Allah’a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir."

Bakara-83 "Hani, biz İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekâtı vereceksiniz” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz."

Bakara-110 "Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Kendiniz için her ne iyilik işlemiş olursanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızı görür."

Bakara-125 Hani, biz Kâbe’yi insanlara toplantı ve güven yeri kılmıştık. Siz de Makam-ı İbrahim’den kendinize bir namaz yeri edinin. İbrahim ve İsmail’e şöyle emretmiştik: "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû ve secde edenler için evimi (Kâbe’yi) tertemiz tutun."

Bakara-153 "Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir."

Bakara-177 "İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır!"

Bakara-144 "(Ey Muhammed!) Biz senin çok defa yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu (vahiy beklediğini) görüyoruz. (Merak etme) elbette seni, hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. (Bundan böyle), yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Ey Müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzünüzü hep onun yönüne çevirin. Şüphesiz kendilerine kitap verilenler, bunun Rabblerinden (gelen) bir gerçek olduğunu elbette bilirler. Allah, onların yaptıklarından habersiz değildir."

Bakara-238 "Namazları ve (özellikle) orta namazı koruyun ve gönülden boyun eğerek Allah'ın huzuruna durun."

Al-i İmran-39 "O kalkmış mihrabda namaz kılarken melekler kendisine şöyle seslendiler: «Haberin olsun, Allah sana, Allah'tan gelen bir kelimeyi doğrulayacak, efendi, son derece nefsine hakim ve salihlerden bir peygamber olmak üzere Yahya'yı müjdeliyor."

Ali İmran-43 “Ey Meryem, Rabbine divan dur, secdeye kapan ve rüku edenlerle birlikte rüku et. “

Nisa-43 "Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de -yolcu olmanız durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız, veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla) yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah, çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır."

Nisa-103 "Namazı kıldınız mı, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah’ı anın. Güvene kavuştunuz mu namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz, mü’minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır."

Nisa-162 "Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü’minler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. O namazı kılanlar, zekâtı verenler, Allah’a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte onlara büyük bir mükâfat vereceğiz."

Maide-6 "Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah, size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz."

Maide-12 Andolsun ki Allah, İsrâiloğullarından söz almıştı. Biz onlardan oniki tane nakib (temsilci) tayin ettik. Allah şöyle dedi: "Şüphesiz ki ben sizinle beraberim. Eğer siz namazı kılar, zekâtı verir, peygamberlerime iman eder, onlara kuvvetle yardım ederseniz ve Allah'a güzel bir borç takdiminde bulunursanız; andolsun ki sizin günahlarınızı örterim ve andolsun ki sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Artık bundan sonra sizden kim inkâr yolunu tutarsa, gerçekten o dosdoğru yoldan sapmış olur. "

Maide-55 “Sizin asıl dostunuz Allah'tır, O'nun Resulüdür ve namazlarını kılan zekatlarını veren ve rükû eden müminlerdir.”

Maide-58 "(Ezanla) birbirinizi namaza çağırdığınız zaman (onu) bir eğlence ve oyun yerine koyuyorlar. Bu davranışları, kendilerinin akıl ermez bir topluluk olmalarındandır."

Enam-72 Bir de, bize, “Namazı dosdoğru kılın ve Allah’a karşı gelmekten sakının” diye emrolundu. O, huzurunda toplanacağınız Allah’tır.

Enam-92 "İşte bu (Kur'an), önündekileri doğrulayıcı ve şehirler anası (Mekke) ile çevresindekileri uyarman için indirdiğimiz kutlu Kitaptır. Ahirete iman edenler buna inanırlar. Onlar namazlarını (özenle) koruyanlardır."

Enam-162 De ki: "Benim namazım da ibadetlerim de, hayatım ve ölümüm de âlemlerin Rabbi olan Allah içindir."

Haram ve Yasaklarla İlgili Bazı Ayetler

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara-173 "Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı. Ama kim mecbur olur da, istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın yemek zorunda kalırsa, ona günah yoktur. Şüphesiz, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."


Bakara-188 " Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hâkimlere (rüşvet olarak) vermeyin."

Bakara (222-223) "Sana kadınların ay hâlini sorarlar. De ki: “O bir ezadır (rahatsızlıktır). Ay hâlinde kadınlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit, Allah’ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever. Kadınlarınız, sizin için bir tarladır. O halde tarlanıza dilediğiniz gibi varın ve kendiniz için ileriye hazırlık yapın. Allah'tan korkun ve bilin ki siz mutlaka O'nun huzuruna varacaksınız. Ey Muhammed, müminleri müjdele!"

Bakara-275 "Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, “Alışveriş de faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır. (Allah, onu affeder.) Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalacaklardır."

Bakara (278-279) "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve artık faizin peşini bırakın, eğer gerçekten müminler iseniz. Eğer böyle yapmazsanız, o zaman Allah ve Resulü tarafından size savaş açılmış olduğunu bilin. Eğer tevbe ederseniz, sermayeleriniz sizindir. Haksızlık etmezsiniz, haksızlığa da uğramazsınız"

Nisa-3 "Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur."

Nisa (15-16) "Kadın kadına hayasızca davranışlarda bulunanlara/lezbiyenlik yapanlara gelince, onların işlediği bu ahlaksızlığa aranızdan dört kişi şahitlik etsin; bunlar onun için şahitlik yaparlarsa, suçlu kadınları ölüm alıp götürünceye yahut Allah onlara tövbe etmeleri suretiyle bir kapı açıncaya kadar, evlerine hapsediniz. Aynı şekilde aranızdaki erkeklerden eşcinsel (homoseksüel) ilişki kuranların her ikisine de eziyet edin. Eğer vazgeçer ve durumlarını düzeltirlerse, o ikisine eziyet etmekten vazgeçin. Allah vazgeçenlerin tövbesini kabul eden ve merhametli olandır."

İbadet Nedir?

İbadet, kendi acizliğini kabul ederek tam bir sevgi ve saygı ile beraber yalnızca yüce Allah(c.c)’a boyun eğip, O'nun yap dediklerini yaparak ve yasakladıklarından kaçınarak yalnız O'na itaat etmek; Yalnız O'ndan korkup ve yalnız O'na ümit beslemektir.

İbadet sadece namaz, oruç zekat hac gibi temel ve şart olan ibadetlerle sınırlı değildir. Bunlar zaten ibadetin olmazsa olmazı yani en asgari düzeyidir. İbadet yeryüzünü Allah(c.c) adına imar etmek ve orada Allah(c.c)’ın hükümlerini uygulamakla yükümlü birer halife olarak yaratılan insanın hayatının tüm alanlarındaki söz ve fiillerini kapsar.


Bu bakımdan ibadet içerikli herhangi bir ameli Allah’tan (cc) başkasına sunan kişi, Kur’an’ın sarih ifadesi ile müşrik olur. Bu konudaki cehaletine ise, delil olarak Kur’an ve sünnetin mevcudiyetinden sonra itibar edilmez.


En Doğrusunu Allah(c.c) Bilir.


Bismillahirrahmanirrahim.


Tevbe-31 "Onlar, Allah'dan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah'dan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir."


Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.


Müslüman olmadan önce hıristiyan olan Hatim-i Tâî'nin oğlu Adiy Tevbe-31 nci ayetle ilgili olarak "ya Resulallah, onlara ibadet etmezlerdi" dediğinde cevap olarak Resulullah(s.a.v.) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir. (Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır)


"Allah'ın helal kıldığına haram derler, siz de haram tanımaz mıydınız? Allah'ın haram kıldığına helâl derler, sizde helâl saymaz mıydınız?" Ben de "evet" dedim. "İşte bu onlara ibadettir."
buyurdu.


En doğrusunu Allah (c.c) bilir.


OKU

Müslüman Din Aleyhindeki Konuşmalardan Tartışmalardan Yazılanlardan Uzak Durmalıdır

Bismillahirrahmanirrahim.

Nisa-140 "O, size Kitap'da 'Allah'ın ayetlerinin inkar edildiğini ve alaya alındığını işittiğinizde, başka bir söze geçmedikçe, onlarla bir arada oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz' diye indirdi. Doğrusu Allah münafıkları ve kafirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır."


En'am-68 "Âyetlerimiz hakkında ileri geri konuşmaya dalanları gördüğünde, onlar başka bir söze geçinceye kadar onlardan uzak dur. Eğer şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra artık o zalimler topluluğu ile oturma."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU

İbadet her anını Allah(c.c) rızası için yaşamaktır

Hayatındaki tek amaçları Allah(c.c)’ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmak olan ve Allah(c.c)’a gönülden teslim olan müminler tüm hayatlarını Allah için yaşarlar.Her tavırda Allah(c.c)’ın rızasını kazanmayı hedeflerler. Sahip oldukları herşeyi Allah(c.c)’ın rızasını ve hoşnutluğunu kazanmaya adayan müminlerin sevgileri de yine ancak Allah(c.c) içindir. Allah(c.c)’ı tüm sıfatlarıyla tanıyan, O’nun gücüne ve büyüklüğüne ...her an şahit olan, Rabbimiz’in rahmetini, sevgisini ve şefkatini tüm yaşamı boyunca her an hisseden bir müminin Allah(c.c) sevgisi, hiçbir sevgiyle kıyaslanmayacak kadar güçlüdür.

Bismillahirrahmanirrahim.

Enam-162 Ey Muhammed! De ki: “Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.”

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.


OKU

Allah(c.c)'a İnanmakla beraber Sebep Olanları Nimetlerin Yaratıcısıymış Gibi Sevip, Överek Onlara Uyanlara Müşrik Denir

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara (165-167) "İnsanlardan bazıları Allah'tan başkasını Allah'a denk tanrılar edinir de onları Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah'a olan sevgileri ise (onlarınkinden) çok daha fazladır. Keşke zalimler azabı gördükleri zaman (anlayacakları gibi) bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu önceden anlayabilselerdi. İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır. Uyanlar şöyle derler: “Keşke dünyaya bir dönüşümüz olsaydı da onların şimdi bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşsaydık.” Böylece Allah, onlara işledikleri fiilleri pişmanlık kaynağı olarak gösterir. Onlar ateşten çıkacak da değillerdir."


Enam (136-137) "Allah'ın yarattığı ekinlerle hayvanlardan Allah'a pay ayırıp zanlarınca, bu Allah'a, bu da ortaklarımıza (putlarımıza) dediler. Ortakları için ayrılan Allah'a ulaşmıyor, fakat Allah için ayrılan ortaklarına ulaşıyor! Ne kötü hüküm veriyorlar? Bunun gibi ortakları, müşriklerden çoğuna çocuklarını (kızlarını) öldürmeyi hoş gösterdi ki, hem kendilerini mahvetsinler hem de dinlerini karıştırıp bozsunlar! Allah dileseydi bunu yapamazlardı. Öyle ise onları uydurdukları ile başbaşa bırak!"

Enam (161-163 ) "De ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, dosdoğru dine, Allah'ı birleyen İbrahim'in dinine iletti. O, ortak koşanlardan değildi. De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir. O'nun ortağı yoktur. Bana sadece bu emrolundu ve ben müslümanların ilkiyim.

Araf-3 "Rabbinizden size indirilen Kitap'a uyun, O'ndan başka dostlar edinerek onlara uymayın. Pek az öğüt dinliyorsunuz."

Tevbe-31 "Onlar, Allah'dan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah'dan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir."

Lokman-25 "Andolsun ki onlara, «Gökleri ve yeri kim yarattı?» diye sorsan, mutlaka «Allah...» derler. De ki: (Öyleyse) övgü de yalnız Allah'a mahsustur, ama onların çoğu bilmezler."

Yasin (74-75) "Onlar, yardım göreceklerini umarak Allah'tan başka ilâhlar edindiler. O sahte ilahların onlara yardım etmeye güçleri yetmez. Ama müşrikler, o sahte ilahların hazır ordusu olarak beklerler."

Zumer-3 "İyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. O’nu bırakıp da başka dostlar edinenler, “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU

Mucizeler Meleklerin Peygamberleri Desteklediğinin Kanıtıdır

Hz.Adem(a.s)'a saygı gösterilmesi ile ilgili secde emrinin, her peygamber gibi O'nun da melekler tarafından desteklenmesini kapsadığı kanaatindeyiz. Bu emrin İblis'in şahsında tüm cinlere de yapıldığını Kehf-50 nci ayetten anlıyoruz. İblis'in secde emrine riayet etmemesinin nedenlerine "Cinler ve Şeytanlar" başlıklı yazımızda değinilmiştir.

Nitekim sünnetullaha aykırı olarak Cenab-ı Allah(c.c) tarafından peygamberlere bahşedilen mucizeler, onların melekler tarafından desteklendiğini kanıtlamaktadır.

Ahzap-56 ncı ayette tüm iman edenlere ki doğal olarak buna cinler de dahildir; Peygamber Efendimiz(s.a.v)'e teslimiyetle salât ve selâm emredilmiştir. Bu ayetle Hz.Adem(a.s)'a secde emri arasında paralellik olduğunu düşünmekteyiz. Ve buradan yola çıkarak Hz.Adem(a.s) ile Peygamber Efendimiz(s.a.v) arasındaki diğer tüm peygamberler için de Allah(c.c) tarafından (insan, melek, cin) tüm kullarına aynı emrin verilmiş olabileceğini değerlendirmekteyiz.

En Doğrusunu Allah(c.c) Bilir.

Cehennem Kafirler İçin Yaratılmıştır ve Oradan Ebedi Çıkış Yoktur

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara-24 “...yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının. O ateş kâfirler için hazırlanmıştır.”

Bakara (80-81) 'Ateş bize sadece sayılı birkaç gün değecektir', derler; sor, 'Allah katından siz söz mü aldınız?', eğer öyle ise Allah sözünden caymayacaktır. 'Yoksa Allah'a karşı bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz?' Hayır! Kim bir kötülük eder de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa; işte onlar cehennem halkıdırlar. Onlar, orada ebedi kalacaklardır.

Ali İmran-116 “İnkâr edenlerin ne malları ne evlatları, onlara Allah’a karşı bir yarar sağlar. İşte onlar cehennemliktirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır.”

Ali İmran-131 “Kâfirler için hazırlanmış ateşten sakının.”

Tevbe-68 “Allah, erkek münafıklara, kadın münafıklara ve kâfirlere, içinde ebedî kalmak üzere cehennem ateşini va’detti. O, onlara yeter. Allah, onlara lânet etmiştir. Onlar için sürekli bir azap vardır.”


İsra-8 "Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de (cezaya) döneriz. Biz cehennemi kâfirlere bir zindan yapmışızdır."

Kehf-102 “İnkâr edenler, beni bırakıp da kullarımı dost edineceklerini mi sandılar? Biz cehennemi kâfirlere konak olarak hazırladık.”

Muminun (102-103) “Artık kimin terazide tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerin kendileridir. Kimin de terazide tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerine zarar verenlerdir; Cehennem'de devamlı kalıcılardır.”

Ahzap (64-65) “Allah kâfirlere lânet etmiş (rahmetinden kovmuş) ve onlara alevli bir ateş hazırlamıştır. Onlar, orada (cehennemde) ebedî olarak kalacaklar ve hiçbir dost, hiçbir yardımcı bulamayacaklardır.

Cin (22-23) “De ki: “Gerçekten beni Allah’a karşı hiç kimse asla koruyamaz ve yine asla O’ndan başka sığınacak kimse de bulamam. Ancak Allah’tan gelenleri tebliğ edebilirim ve O’nun vahiylerini açıklayabilirim. Kim Allah’a ve Resûlüne karşı gelirse, şüphesiz onlar için, içinde ebedî kalacakları cehennem ateşi vardır.”

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU

Takva Sahiplerinin Cennete Gireceğini Müjdeleyen Bazı Ayetler

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara-177 "İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir."

Bakara-297 "...Siz ne hayır yaparsanız, Allah onu bilir. (Ahiret için) azık toplayın. Kuşkusuz, azığın en hayırlısı takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma)dır. Ey akıl sahipleri, bana karşı gelmekten sakının.

Ali İmran (131-136) “Kâfirler için hazırlanmış bulunan ateşten sakının! Allah'a ve Resul'üne itaat edin ki rahmete kavuşturulasınız. Rabbinizin bağışına ve takva sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun! O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever. Yine onlar ki, bir kötülük yaptıklarında, ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe-istiğfar ederler. Zaten günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde, bile bile ısrar etmezler. İşte onların mükâfatı, Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlerdir. Böyle amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir!”

Nisa-131 "Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Sizden önce kendilerine kitap verilenlere de, size de “Allah’a karşı gelmekten sakının” diye tavsiye ettik. Eğer inkâr ederseniz, (bilin ki) göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Allah, zengindir, övülmeye lâyıktır."

Maide-55 "Sizin dostunuz ancak Allah’tır, Resûlüdür ve Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü’minlerdir."

Araf-26 " Ey Adem oğulları, size çirkin yerlerinizi örtecek ve süs olacak giysi indirdik; fakat takva elbisesi hepsinden hayırlıdır. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Gerek ki, düşünüp ibret alırlar."

Tevbe-71 "Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir."

Yunus (62-63) "Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına korku yoktur; onlar üzülmeyecekler de. Onlar, iman edip de takvâya ermiş olanlardır."

Yusuf-57 "İman edip takva yolunu tutanlar için elbette ahiret mükafatı daha hayırlıdır."

Rad-35 "Takva sahiplerine va'dolunan cennetin misali şöyledir Altından ırmaklar akar, yemişleri devamlıdır, gölgesi de... İşte bu, takva yolunu tutanların akıbetidir. Kafirlerin sonu ise ateştir."

Hicr-45 "Elbette takva sahipleri, cennetlerde ve pınarlar içinde olacaklardır."

Nahl-30 "Takva sahiplerine 'Rabbiniz ne indirdi?' diye sorulunca, 'İyilik' diye cevap verirler. Bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardır. Âhiret yurdu elbette daha hayırlıdır. Takva sahiplerinin yurdu ne hoştur! Onlar altından ırmaklar akan Adn Cennetlerine girerler; orada diledikleri her şey onlarındır. Takva sahiplerini Allah işte böyle ödüllendirir."

Meryem (59-63) "Onların ardından, namazı bırakan, şehvetlerine uyan bir nesil geldi. İşte bunlar azgınlıklarının karşılığını göreceklerdir. Fakat tevbe edip iman eden ve salih amel işleyen bunun dışındadır. Bunlar cennete girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. O cennet, Rahmân (olan Allah)ın kullarına görmedikleri halde vadettiği «Adn» cennetleridir. Şüphesiz O'nun vaadi mutlaka yerini bulacaktır. Onlar orada boş bir söz işitmezler. Ancak «Selam» işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da hazırdır. İşte kullarımızdan takva sahibi olanlara vereceğimiz cennet budur."

Meryem (71-72) "(Ey insanlar!) Sizden cehenneme varmayacak hiç kimse yoktur. Rabbin için bu, kesin olarak hükme bağlanmış bir iştir. Sonra takva sahiplerini kurtarırız ve zalimleri diz üstü bırakırız."

Kıyamet Ansızın Kopacaktır Ansızın Olacak Şeyin Alameti Olmaz

Bismillahirrahmanirrahim.

En'am-50 De ki: “Ben size, ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size ‘Ben bir meleğim’ de demiyorum. Ben sadece, bana gönderilen vahye uyuyorum.” De ki: “Görmeyenle gören bir olur mu? Siz hiç düşünmez misiniz?”

Araf-187 "Sana kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. De ki: “Onun bilgisi ancak Rabbimin katındadır. Onu vaktinde ancak O (Allah) ortaya çıkaracaktır. O göklere de, yere de ağır basmıştır. O, size ancak ansızın gelecektir.” Sanki senin ondan haberin varmış gibi sana soruyorlar. De ki: “Onun bilgisi sadece Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bilmiyorlar.”

Nahl-77 "Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir. Kıyamet’in kopması, bir göz kırpması gibi veya daha az bir zamandır. Şüphesiz Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir."

Ahzab-63 "İnsanlar sana kıyametin vaktini soruyorlar. De ki: “Onun ilmi ancak Allah katındadır.” Ne bilirsin, belki de kıyamet yakında gerçekleşir."

Kamer-1 "Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı."

Naziat (42-46) "Sana, kıyametin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. Sen onun hakkında ne söyleyebilirsin ki? Onun bilgisi sadece Rabbine aittir. Sen, sadece kıyametten korkanı uyaransın. Kıyameti gördükleri gün, dünyada ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibi olurlar."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU

Hz.İsa(a.s) Yaşıyor mu Hiç Evlendi mi?

Bismillahirrahmanirrahim.

Ali İmran-55 "Allah buyurmuştu ki: Ey İsa! Seni vefat ettireceğim, seni nezdime yükselteceğim, seni inkâr edenlerden arındıracağım ve sana uyanları kıyamete kadar kâfirlerden üstün kılacağım. Sonra dönüşünüz bana olacak. İşte o zaman ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim."

Rad-38 "Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlara da eşler ve çocuklar verdik. Allah’ın izni olmadan hiçbir peygamber bir mucize getiremez. Her ecelin (vadenin) bir yazısı vardır."

Enbiya-8 "Biz onları (peygamberleri), yemek yemez birer (cansız) ceset olarak yaratmadık. Onlar (bu dünyada) ebedî de değillerdir."

Enbiya-34 "Biz, senden önce de hiçbir beşere ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen ölürsen, onlar ebedî mi kalacaklar?"

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU

Haksız Yere Hayvan Öldürmek

"O ki yarattığı her şey'i güzel yarattı..." (Secde-7) "Allah hayvanları da yarattı..." (Nahl-5) Hakir gördüğümüz sinekte, hatta sivrisinekte bile ne sanatlar, ne maharetler var. Tüm yaratılanlar gibi hayvanlar da üzerinde düşünülüp ibret alınması gereken, Allah(c.c)’ın varlığının birer işareti ve kanıtıdır. Nitekim Allah(c.c) "Ey insanlar! Size bir örnek verildi. Şimdi ona iyi kulak verin. Sizin Allah’tan başka taptıklarınız bir sinek dahi yaratamazlar, hepsi bunun için toplansalar bile. Eğer sinek onlardan bir şey kapsa, bunu ondan kurtaramazlar. İsteyen de âciz, istenen de." (Hac-73) buyuruyor. Canlı cansız yaratılmışların tamamı kendi lisanı halleriyle Allah(c.c)’ı tesbih etmektedirler. Yaratılmışların en şereflisi ve en üstünü olan insandan beklenen de, Allah(c.c)’ı tesbih eden ve O'nun varlığının birer işareti ve delili olan her varlığa şefkat ve merhametle muamele etmektir.

Kur'an'da İsra Suresinin 33 ncü ayetinde "Haklı bir sebep olmadıkça, Allah’ın, öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın..." Furkan Suresinin 68 nci ayetinde ise, "Onlar, Allah ile beraber başka bir ilâha kulluk etmeyen, haksız yere, Allah’ın haram kıldığı cana kıymayan ve zina etmeyen kimselerdir. Kim bunları yaparsa ağır azaba uğrar." buyurulmaktadır. Bu ayetlerle ilgili meal ve tefsirlerde,  haksız yere öldürülmesi yasaklanan "can"  sadece insana nispet edilmektedir. Oysa "can" olarak çevrilen "nefis" tabiri, sadece insan için değil nefes alan diğer tüm canlılar için de kullanılmaktadır. Bu nedenle yukarıdaki ayetlerin hayvanları da kapsayıp kapsamadığı konusunun yoruma müsait olduğu kanaatindeyiz. 

Konuyla ilgili mevcut ayet ve hadisler ışığında diyebiliriz ki bırakın gereksiz yere hayvan öldürmeyi, onlar Allah(c.c)'ın bir emaneti olarak görülüp hakları özenle korunmalı, yaşamaları için yardımcı olunmalıdır. Hz. Nuh (a.s)'ın gemisine hayvanlardan da çiftler alarak nesillerini koruduğu gibi, soyu tükenmekte olan hayvanlara yönelik özel tedbirler alınmalı, nesillerinin yok olmaması için çalışılmalıdır.

En Doğrusunu Allah(c.c) Bilir.


Şeytan Melek mi Cin mi?

Secde emri ”meleklere” diye hitap edilirken bu hitap edilen kişilerin arasında iblisin olmasından iblisin de bir melek olduğu sonucuna varılamaz, çünkü Arapçadaki tağlib isimli sanata göre azınlığı belirtmeye gerek olmadığı gibi, Araf Suresinin 12 nci ayetinden de secde emrinin ayriyeten İblise de yapıldığını anlıyoruz.

Nahl Suresinin 49 ve 50 nci ayetleri ile, Enbiya Suresinin 19, 20, 26, 27 ve 28 nci ayetlerinden anlaşılacağı üzere, melekler günah işlemekten münezzeh oldukları için İblis'in melek olması mümkün değildir. Kehf Suresinin 50 nci ayetinde İblisin açıkça cinlerden olduğu bildirilmiştir.

En Doğrusunu Allah(c.c) Bilir.

Darbe Yapmak Bozgunculuktur Bozgunculuk İse Dinimizde Lanetlenmiştir

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara (8-12) İnsanlardan öyleleri de vardır ki, inanmadıkları halde, "Allah'a ve ahiret gününe inandık." derler. Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azab vardır. Hem onlara: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın." denildiğinde: "Biz ancak ıslah edicileriz." derler. İyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat anlamazlar.

Maide-64 "...Allah, bozguncuları sevmez."

Rad-25 "Sağlam söz verdikten sonra Allah'ın ahdini bozanlar ve Allah'ın birleştirilmesini emrettiğini ayıranlar ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar, işte lanet onlara ve kötü yurt, cehennem, onlaradır."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

Peygamber Efendimiz(s.a.v) ve Ashab-ı Kiram döneminde olmayıp da tasavvuf, tarikat, tekke, zaviye, cemaat... gibi sonradan icat edilmiş olan her ne varsa bunların hepsi bid'attir; Bunların başındakilere körü körüne biat ve itaat ise şirktir. Müslümanlar arasında birlik ve beraberliğin bozulmasında da bu tür din maskesi altında oluşan gruplaşmaların büyük rol oynadığı kanaatindeyiz. Bu apaçık dini ve tarihi gerçeği itiraf etmeyip de göz yumanlar ise en az bid'at ehli kadar bid'at ve şirkten sorumludur.

Bu konuyla ilgili daha detaylı bilgi için 1 Haziran 2016 tarihli "Soru Yorum ve Cevaplar" başlıklı yazımız ile 23 Haziran 2016 tarihli "Bid'at Hurafe ve uğursuzluğun Dinimizde Yeri Yoktur"başlıklı yazılarımıza bakabilirsiniz.

Allah(c.c) Kendisine, Peygamberine ve bizden olan idarecilere itaati ve anlaşmazlığa düştüğümüz konularda ise Kur'an ve Sünnet'e danışmamızı(Nisa-59) ve ayrıca akitlerimize tam olarak uymamızı emrediyor(Maide-1). Buna göre yaşadığı ülkeyi meşru olarak yönetenlerin herhangi bir günah içermeyen emirlerine ister beğensin, ister beğenmesin her müslümanım diyen kişinin kayıtsız şartsız itaat etmesi gerekir. İster darbe ister başka bir şekilde yaşadığı ülkenin yönetimini zorla ele geçirmeye çalışmak, fitne ve fesat çıkarmak düpedüz ihanet ve bozgunculuktur.

Bu konuyla ilgili daha detaylı bilgi için 20 Eylül 2014 tarihli "Yöneticilere İtaat ile İlgili Bazı Ayet ve Hadisler" başlıklı yazımıza, fitne ve bozgunculuk çıkaranlarla hep birlikte mücadele etmemiz gerektiğini vurgulayan 29 Ağustos 2014 tarihli "Fitne"başlıklı yazılarımıza bakabilirsiniz.

OKU

İslamda Irkçılık ve Kavmiyetçilik Yoktur


Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara-134 "Şimdi o toplumlar geçip gittiler; onların kazandıkları kendilerine yazılacak, sizin kazandıklarınız ise size; ve siz, onların yaptıklarından ötürü yargılanacak değilsiniz."

Rum-22 "O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerinden biri de: Gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin farklı olmasıdır. Elbette bunda bilen ve anlayan kimseler için ibretler vardır."

Sad (75-76) "Allah: 'Ey İblis, ellerimle (kudretimle) yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir? Böbürlendin mi? Yoksa gururlananlardan mısın?' dedi. İblis, “Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın” dedi.

Hucurat 10 "Şüphesiz müminler birbiri ile kardeştirler; öyle ise dargın olan kardeşlerinizin arasını düzeltin; Allah'tan sakının ki size acısın."

Hucurat-13 "Ey insanlar! Doğrusu Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz, Allah katında en değerliniz, O'na karşı gelmekten en çok sakınanızdır. Allah bilendir, haberdardır."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

Peygamber Efendimiz(s.a.v) Buyuruyorlar ki;


"Allah indinde en şerefliniz takvâca en ileri olanınızdır. Arabın Arap olmayan (acem) üzerine bir üstünlüğü yoktur. Arap olmayanın da Arap üzerine bir üstünlüğü yoktur. Siyah derili olanın beyaz derili üzerine bir üstünlüğü yoktur, beyazın da siyah derili üzerine bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece takvâ iledir." (Cem'u'l-Fevâid, 1/510, hadis no: 3632)

Irkçılığa (asabiyyeye) çağıran Bizden değildir; ırkçılık için savaşan Bizden değildir; ırkçılık üzere, asabiyye uğruna ölen Bizden değildir." (Müslim, İmâre 53, 57, hadis no: 1850; Ebû Dâvud, Edeb 121; İbn Mâce, Fiten 7, hadis no: 3948; Nesâî, Tahrim 27, 28)

Ataları Anmakta Aşırıya Gitmek ve Şirk

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara-165 "İnsanlardan bazıları Allah'tan başkasını Allah'a denk tanrılar edinir de onları Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah'a olan sevgileri ise (onlarınkinden) çok daha fazladır. Keşke zalimler azabı gördükleri zaman (anlayacakları gibi) bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu önceden anlayabilselerdi."

Bakara-170 "Onlara (müşriklere): Allah'ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar, «Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız» dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?"

Bakara-200 "Hac ibadetinizi bitirdiğinizde, artık (cahiliye döneminde) atalarınızı andığınız gibi, hatta ondan da kuvvetli bir anışla Allah’ı anın..."


Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

Peygamber Efendimiz(s.a.v) Buyuruyorlar ki;

"Aziz ve Celil olan Allah sizden câhiliyye devrinin kabalığını ve babalarla övünmeyi gidermiştir. Mü'min olan, takvâ sahibidir. Kâfir olan ise şakîdir. Siz, Âdem'in çocuklarısınız. Âdem de topraktan yaratılmıştır. Bazı adamlar, (kâfir olarak ölen) kavimleriyle övünmeyi terketsinler. Çünkü onlar cehennemin kömüründen bir kömürdürler, yahut onlar, Allah indinde burnu ile pislik yuvarlayan pislik böceğinden daha aşağıdırlar." (Ebû Dâvud, Edeb 120, hadis no: 5116)

OKU

Psikolojik Hastalıkların Nedeni Cinler Değildir

Psikolojik hastalıkların nedeni bazılarının sandığı gibi cinler değildir; Cinlerin insanlara vesvese vermek dışında etkilerinin olamayacağı ayetlerle sabittir. Ancak cin şeytanlarının korku, evham ve takıntıya neden olan telkinlerinden bu tür hastaların, normal insanlara göre çok daha fazla etkilenebileceklerini söyleyebiliriz.

Psikolojik rahatsızlıklar vücuttaki emir komuta sisteminde oluşan bozukluklar sonucu oluşur. Beyin ve sinir sisteminde oluşan bu bozukluklar, ruhun sürekli değişen hissiyatına ve eyleme yönelik iradi tasarruflarına, vücudun istenilenden daha farklı ve dengesiz bir şekilde tepki vermesine neden olurlar. Bu tür rahatsızlıkların nedeni de tıpkı diğer hastalıklar gibi vücutla ilgili olduğu için tıp hekimleri tarafından bilimsel yöntem ve müdahalelerle tedavi edilmesi gerekir.

Sonuç olarak hasta olan kişi istediği şekilde kendini ifade edememenin sıkıntısını yaşar. Örneğin korku nedeniyle savunma sistemi harekete geçen fobik hastaların vücudunda salgılanan adrenalin miktarı, normal kişilerinkine nazaran daha fazladır. Bu nedenle istem dışı olarak normalin çok daha üstünde tepki veren vücudunu, hasta olan kişi kontrol etmekte zorlanır. Bu durumu direksiyonu arızalı olan bir otomobilin direksiyonunu istediği yöne çevirmesine rağmen aracını döndüremeyen veya fireni boşaldığı için frene basmasına rağmen aracını durduramayan sürücünün durumuna benzetebiliriz.

Allah(c.c) tüm hasta olan inanan kardeşlerimize Eş-Şafi ismi şerifi ile acil şifalar versin; Henüz çaresi bulunmamış olan hastalık ve dertlerden mustarip kardeşlerimizin hastalıklarına ve dertlerine de acil çareler ihsan eylesin...(Amin!)

En Doğrusunu Allah(c.c) Bilir.

OKU

Asıl Yurt Ahirettir

Bismillahirrahmanirrahim.

En'am-32 "Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir. Elbette ki ahiret yurdu Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?"

Sad-46 "Biz onları, dâimâ yurtları olan âhireti anma huyuyla yarattık da özleri temiz, ihlâs sâhibi kullar ettik."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU

Kitap ve Peygamber Dışında Başka Bir Yol Göstericiye İhtiyaç Var mı?

Bismillahirrahmanirrahim.

Maide-3 "..Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim..."

En'am-104 "(Doğrusu) size Rabbiniz tarafından basiretler (idrak kabiliyeti) verilmiştir. Artık kim hakkı görürse faydası kendisine, kim de kör olursa zararı kendinedir. Ben üzerinize bekçi değilim."

En'am-153 "İşte benim doğru yolum budur; ona uyun. Sizi O'nun yolundan ayıracak başka yollara uymayın. (Azabından) korunmanız için Allah size böyle tavsiye etmiştir"

En'am-155 "İşte bu (Kur'ân) da mübarek bir Kitap'tır. Onu biz indirdik. Ona uyun ve Allah'tan korkun ki, size rahmet edilsin."

En'am-159 "Dinlerini parça parça edip, grup grup olanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır, sonra (Allah) onlara yaptıklarını haber verecektir."

Hud (1-2) "Elif Lâm Râ. Bu Kur’an; âyetleri, hüküm ve hikmet sahibi (bulunan ve her şeyden) hakkıyla haberdar olan Allah tarafından muhkem (eksiksiz, sağlam ve açık) kılınmış, sonra da Allah’tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayrı ayrı açıklanmış bir kitaptır. (De ki:) “Şüphesiz ben size O’nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim"

Hud-18 "Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir? İşte bunlar, Rablerine sunulacaklar. Ve şahitler de: “Rablerine karşı yalan söyleyenler bunlardır” diyecekler. Biliniz ki, Allah'ın lâneti zalimler üzerinedir."

Enbiya-93 "Fakat insanlar dinlerini paramparça ettiler. Hepsi de sonunda huzurumuza dönecekler"

Rum (30-32) "O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler. Allah’a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, O’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini darmadağınık edip grup grup olan kimselerden olmayın. (Ki onlardan) her bir grup kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

Peygamber Efendimiz(s.a.v) Buyuruyorlar ki;

Cennet Hayatı ve Ailemiz

Bismillahirrahmanirrahim.

Ra'd (23-24) O güzel akıbet Adn cennetleri olup, onlar babalarından, eşlerinden ve nesillerinden iyi olanlarla birlikte o cennetlere girerler. Öyle ki melekler de her kapıdan yanlarına varıp: "Sabretmenize karşılık size selamlar, selâmetler! Dünya diyarının ne güzel âkıbetidir bu!" diyecekler.

Hicr-47 "Onların kalplerindeki kini söküp çıkarmışızdır. Dost ve kardeş olarak, divanlar üzerinde karşı karşıya otururlar."

Yasin (55-56) "Şüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk sürerler. Onlar ve eşleri gölgelerde koltuklara yaslanmaktadırlar."

Saffat (43-47) "Naim cennetlerinde, karşılıklı tahtlar üzerinde otururlar. Kaynağından taze doldurulmuş, berrak mı berrak, içenlere pek hoş gelen, içinde zararlı ve sersemletici şey olmayan, sarhoş da etmeyen içecekler, dolu dolu kadehlerle etraflarında fır dönen hizmetçiler tarafından ikram edilir."

Saffat-50 "O zaman (Cennet ehli) birbirlerine yönelerek karşılıklı soru sorarlar (sohbet ederler)."

Zuhruf (68-72) "Ey kullarım! Bugün size korku yoktur. Sizler üzülmeyeceksiniz de. Onlar âyetlerimize inanan ve müslüman olan (kullarım)idiler. Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz! Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve siz, orada ebedî kalacaksınız. İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur."

Tur-21 "(Dünyada) iman eden ve nesilleri de iman konusunda kendilerinin yoluna uyanlar var ya, işte biz onların nesillerini (ahirette) kendilerine kavuştururuz. Bununla beraber onların amellerinden hiçbir şey eksiltmeyiz. Her kişi, kendi kazandığına karşılık bir rehindir (ona göre muamele görecektir)."

Mutaffifin (22-23) "Şüphesiz iyiler mutluluk içindedirler. Koltuklarına kurulup neşe ile etrafa bakınırlar."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

Bid'at Hurafe ve uğursuzluğun Dinimizde Yeri Yoktur

Bismillahirrahmanirrahim.

Maide-3 "...Bugün sizin dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım, sizin için din olarak İslâmı seçtim..."

Maide (101-103) "Ey iman edenler! Açıklanırsa hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın. Eğer Kur'an indirilirken onları sorarsanız size açıklanır. (Açıklanmadığına göre) Allah onları affetmiştir. (Siz sorup da başınıza iş çıkarmayın). Allah çok bağışlayıcıdır, aceleci değildir.Sizden önce de bir toplum onları sormuş, sonra da bunları inkâr eder olmuştu. Allah bahîra, sâibe, vasîle ve hâm diye bir şey (meşru) kılmamıştır. Fakat kâfirler, yalan yere Allah'a iftira etmektedirler ve onların çoğunun da kafaları çalışmaz. Onlara, "Allah'ın indirdiğine ve Resûl'e gelin" denildiği vakit, "Babalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol) bize yeter" derler. Ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yol üzerinde bulunmuyor iseler de mi? "

Hadid-27 "...(Bir bid'at olarak) Türettikleri ruhbanlığı ise, Biz onlara yazmadık (emretmedik). Ancak Allah'ın rızasını aramak için (türettiler) ama buna da gerektiği gibi uymadılar. Bununla birlikte onlardan iman edenlere ecirlerini verdik, onlardan birçoğu da fasık olanlardır."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

MAİDE-103 TEFSİRİ... Allah, ne bahîre ve sâibe, ne vasîle, ne hâm, hiçbirini meşrû kılmamıştır. Allah'ın şeriatınde bunların aslı yoktur. Cehalet devri halkı, bir dişi deve beş kere doğurur ve beşincisi erkek olursa kulağını yararlar ve salıverirlerdi. Artık onu ne sağarlar, ne binerler, ne kullanırlardı ki "bahîre" budur. İkinci olarak: Bir adam, başına bir dert geldiği ve mesela hasta olduğu zaman, "İyileşirsem devem sâibe olsun" diye adar ve bahire gibi salıverir, ondan faydalanmayı haram ederdi. Üçüncü olarak: Koyun dişi doğurursa kendilerinin, erkek doğurursa ilâhlarının olurdu. Eğer ikisini birden doğurursa, "kardeşine ulaştı" derler. Bu dişiden dolayı erkeğini de kurban etmezlerdi ki, vasile de budur. Dördüncü olarak: Bir erkek devenin dölünden on batın doğarsa, onun sırtını haram sayarlar ve hiçbir sudan ve otlaktan menetmezler, "onun sırtı yasaklandı" derlerdi ki "hâmî", "hâm" da budur. Bunlar Hakk'ın meşrû kıldığı şey değil, ve fakat kâfir olanlar Allah'a karşı din, şeriat adına böyle yalan uydurur, iftira ederler....(Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır)

Peygamber Efendimiz(s.av.)'den rivayet olunmuştur ki;

Yaratmada Meleklerin Rolü

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara (30-33) Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti. Allah, Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere göstererek, “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi bana bunların isimlerini bildirin” dedi. Melekler, “Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin” dediler. Allah, şöyle dedi: “Ey Âdem! Onlara bunların isimlerini söyle.” Âdem, meleklere onların isimlerini bildirince Allah, “Size, göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ki ben bilirim, yine açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da ben bilirim demedim mi?” dedi.

Ra'd-13 "Gök gürlemesi O’na hamd ederek tespih eder. Melekler de O’nun korkusundan tespih ederler. O, yıldırımlar gönderir de onlarla dilediğini çarpar. Onlar ise Allah hakkında mücadele ediyorlar. Hâlbuki O, azabı çok şiddetli olandır."

Nahl-48 "Onlar, Allah'ın yarattığı birtakım şeyleri görmediler mi ki? Gölgeleri Allah'ın kudretine boyun eğip secde ederek, sağa sola döner, dolaşır."


Fatır-1 "Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler kılan Allah'a mahsustur. Yaratmada dilediğini artırır. Doğrusu Allah, her şeye Kadir olandır."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

İslam Ülkeleri Neden Geri Kaldı?

Batı ve İslam coğrafyası arasındaki maddi kalkınmışlık farkının temel sebebi, bu bölgelerin özgürlük, barış, birlik ve beraberliğe gösterdikleri ilgi ve alakanın düzeyi ile ilgilidir. Genel olarak İslam ülkelerindeki iç çekişme ve yönetim zafiyetleri bu toplumların geri kalmalarındaki en önemli etkendir. İslam aleminde mezhepler, tarikatlar ve dini cemaatlerin sebep olduğu ihtilaf ve tefrikalar, tarihte olduğu gibi bugün de sosyal barış ve istikrarı bozan, hatta kanlı savaşlara yol açan nedenler arasında ilk sıralardaki yerini korumaktadır.

Batı toplumlarında ise aklı ve bilimi hakim kılan zihniyet bu tür hizipleşmelere müsait dini oluşumların etkili olmasını önlemiştir. Bu nedenle de İslam toplumlarındaki kadar iç kaos ve yönetim istikrarsızlıklarına maruz kalmamaktadırlar. Sahip oldukları zenginlik ve özgür düşünce ortamı aynı zamanda bilim ve teknolojide de gelişmelerine vesile olmuştur.

Farklı dinlerden olup da gelişmeyi başaran batılı ülkelerin gelişmelerinin altında yatan diğer bir önemli etken ise, dış ilişkiler konusunda Enfal Suresinin 73 ncü ayetinde "Kâfirler de aslında birbirlerinin dostları ve yardımcılarıdırlar. Eğer siz de öyle yapmazsanız, yeryüzünde büyük bir fitne ve fesat çıkar." buyrulduğu gibi batı toplumları gerek ekonomik, siyasi ve askeri konularda olsun, gerek sosyal, kültürel ve bilimsel konularda olsun, AB, IMF, B.M, AGİT ve NATO gibi çeşitli uluslararası birlikler kurarak güçlerine güç katmaktadırlar. İslam ülkeleri ise bırakın bir araya gelmeyi kendi içlerinde dahi gerekli olan birlik ve beraberliği başaramamış olmanın üzücü sonuçlarını halen daha yaşamaya devam etmektedirler.

Ancak manevi kalkınma açısından ise durum farklıdır. Maddi kalkınma konusunda her ne kadar başarılı olmuş gibi gözükse de batı toplumlarının günümüzde yaşadıkları manevi ve Ahlaki çöküntü, ciddi bir sorun haline gelmiştir. Çünkü batılılar Allah(c.c)'ın koyduğu ölçü ve yasalara uyarak ve O'nun rızasını umarak değil, dünyaya dair bitmek bilmeyen hırs ve ihtirasları doğrultusunda yalnız kendi nefislerini tatmin etmek için çalışmaktadırlar. Şu an ki durumları bir zamanlar maddi yönden ilerlemiş, fakat manevi yönden dibe vurdukları için Kur'an’daki helak edilmiş olan kavimleri çağrıştırmaktadır.

En Doğrusunu Allah(c.c) Bilir.

OKU

Gökyüzü ve Cinler

Bismillahirrahmanirrahim.

Hicr (16 - 18) "Andolsun biz, gökte birtakım burçlar yarattık ve bakanlar için onu süsledik.Ve göğü taşlanan bütün şeytanlardan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı eden şeytan hariç, onu apaçık bir alev sütunu takip eder."

Enbiya-32 "Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık..."

Saffat (6-10) "Muhakkak ki biz, dünya semasını (yeryüzüne en yakın göğü) yıldızlarla süsleyip donattık. Ve her türlü inatçı asi şeytana karşı da koruduk. Onlar yüce alemi asla dinleyemezler. Her yönden kovularak atılırlar. Onlara sürekli bir azap vardır. Ancak bir çalıp çarpan (olursa), onun da peşine delip geçen bir ateş takılır."

Rahman-33 "Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. Büyük bir güç olmadıkça geçip gidemezsiniz."

Rahman-35 "Üstünüze ateşten yalın bir alevle kıpkızıl bir duman gönderilir de kendinizi koruyamazsınız."

Mülk-5 "Andolsun ki biz en yakın göğü kandillerle (yıldızlarla) süsledik, onları şeytanlar için taşlama araçları kıldık ve onlar için alevli ateş azabı hazırladık."

Cin (8-9) (Cinler, dediler ki): "Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçiler ve alevlerle dolu bulduk. Doğrusu biz göğün bazı mevkilerinde dinlemek için otururduk. Fakat şimdi her kim dinleyecek olursa kendini gözetleyen parlak bir alev buluyor."

Nebe (12-13) "Üstünüzde yedi kat sağlam göğü bina ettik..."

Tarık-11 "And olsun o dönüşlü göğe,"

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

Kur'an-ı Kerim Cinlerin de Kitabıdır

Bismillahirrahmanirrahim.

Cin (1-2) " (Resûlüm!) De ki: Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur'an'ı) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, doğru yola ileten hârikulâde güzel bir Kur'an dinledik de ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

Bütün Kur'an ayetlerinin cinlere de geldiğini ve onlara da hitap ettiğini bildiren ayetler vardır. Bu nedenle Kur'an okurken Kuran'ın cinlere de gelmiş ve onlara da hitap eden bir kitap olduğunu daima hatırda tutmamız gerekir.
Bunun aynı zaman da Kur'anı anlamak açısından faydalı olacağı kanaatindeyiz. Örneğin kölelik, cariyelik gibi zamanımızda uygulanmasına gerek kalmadığı veya anlaşılamadığı sanılan bazı Kur'an hüküm ve ayetlerinin cinlerin medeniyetinde hala yürürlükte ve onlar açısından gayet anlaşılır olabileceğini göz ardı etmemeliyiz. 

Yeryüzünde cinlerden sonra yaratılan insanın halifeliğe layık görülerek cinlerden bir adım önde olmasının nedenlerinin ise şunlar olabileceği kanaatindeyiz. Amel yani yapılan işler yönünden, İnsanın yaratılışının cinlerden farklı olarak maddeye ve eşyaya hükmederek yeryüzünü Allah(c.c) yolunda imar edebilme kabiliyetinin olmasıdır;

Takva yönünden ise; Kur'an-ı Kerim'de Zariyat Suresinin 56 ncı ayetinde "Ben cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım." buyurulmuştur. Bu ayetten insan ve cinlerin aynı dünya imtihanına tabi tutulduklarını anlıyoruz. Bu imtihanda cinler hem nefisleri ve hem de kendi cinslerinden olan şeytanlarla mücadele ederken, insanlar ise hem nefisleri ve hem de kendi cinsinden olan şeytanlara ilave olarak bir de göremediği cin şeytanlarıyla mücadele etmektedir.

En Doğrusunu Allah(c.c) Bilir.

OKU

Yoksulları Doyurmayan Sabırlı ve Merhametli Olmayan Kaybeder

Bismillahirrahmanirrahim.

Beled (8-20) Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi? Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç açık bir yoksulu doyurmaktır. Sonra da iman edenlerden, sabrı tavsiye edenlerden ve merhameti tavsiye edenlerden olmaktır. İşte bunlar sağdakilerdir. Ayetlerimizi inkâr edenler ise işte onlar soldakilerdir. Cezaları, kapıları üzerlerine sımsıkı kapatılmış bir ateştir.

Maun(1-7) "Dini yalanlayanı gördün mü? İşte o, yetimi itip kakar; Yoksulu doyurmaya teşvik etmez; Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar gösteriş yapanlardır, Ve hayra da mâni olurlar."


Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU

İslam'da Tek Eşlilik Teşvik Edilmiştir

Bismillahirrahmanirrahim.

Nisa-3 "Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâhlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur."

Nisa-129 "Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, kadınlar arasında adaleti yerine getiremezsiniz..."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

Ebû Hureyre’nin (r.a.) bildirdiğine göre, Peygamber Efendimiz(s.a.v) buyurmuştur ki;

“İki eşi olup da bunlardan birine meyleden kişi, kıyamet gününde bedeninin yarısı eğik olarak gelir” (Tirmizî, Sünen, Nikâh, 4, (III, 447), no: 1141; Ebû Dâvud, Sünen, Nikâh, 38, (II, 601), no: 2133.)

OKU

Yorum Soru ve Cevaplar

Bir okurumuz “İyiliği Emretmek Kötülükten Sakındırmak Allah(c.c)'ın Emridir.” yazımızı beğendiğini belirtip mealen Din istismarı konusunda dini cemaatler ve gümüzdeki İslam Coğrafyasında yaşanan olumsuzluklara değinerek “iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak” konusundaki umutsuzluğunu dile getirmiştir.

Biz de bu kardeşimiz gibi “iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak” konusunda bir şeyler yapmak için mutlaka bir cemaate, gruba... veya benzeri bir tupluluğa dahil olunması gerektiği gibi yanlış bir kanaate varıp, bu görevi ihmal eden başka kardeşlerimizde olabileceğinden endişe duyarak aşağıdaki cevabı yayınlamayı uygun gördük.


Cevap:

Değerli Kardeşim yorumunuz için Allah(c.c) razı olsun. Malumunuz üzere zaten bütün mesele araya bir cemaat, kişi, grup... ve benzeri birşeyler sokmadan yalnız Allah(c.c)'a kulluk edebilmektir. Sizin de işaret ettiğiniz sorunların tamamı Kur'an-ı Kerimi'in tabiriyle hür ve özgür düşünemeyen vicdanen köleleşmiş gırtlaklarına kadar battıkları şirk batağında bocalayanlar yüzünden yaşanmaktadır. Bunun en somut göstergesi günümüzde din denildiğinde akla yalnız ve yalnız Allah(c.c) ve Resulu Peygamber Efendimiz(s.a.v) gelmesi gerekirken, ne üzücüdür ki! Dinimiz sanki birilerinin tekelindeymiş gibi ençok kişiler, hocalar, cemaatler... konuşulmaktadır.


Önemli olan; ne ana ve babanın, ne kardeşin, ne eş ve çocuğun, ne de dostun, cemaatin... adı ne olursa olsun kimsenin kimseye hiçbir faydasının olmayacağı, herkesin korku ve telaş içerisinde kendi derdine düşeceği ve Din Gününün tek sahibi olan Allah(c.c)'a tek başına hesap vereceği gün için, hazırlanabilmektir.


Özetle her "Elhamdülillah Müslümanım" diyen kul başkalarının ne yaptığını veya yapmadığını merak ederek vaktini ziyan etmek yerine kendi üstüne düşen görevleri gücü ölçüsünde samimi olarak ve ihlasla yapmaya çalışmalıdır.


En Doğrusunu Allah(c.c) Bilir.


Allah(c.c)cümlemizi yalnız O'na kulluk eden ve yalnız Ondan medet uman ve yalnız Onun taraftarı olan takva sahibi kullarından eylesin. Allah(c.c)'a emanet olun! Selamün Aleyküm...


OKU

İslam'da Çocuk Yaşta Evlilik Yoktur

Evlenme çağının rüşdün oluşmasıyla başladığının en açık delili, mehir konusudur. Şöyle ki Nisa Suresi'nin 4 ncü ayetinde, kadının evlenirken mehir aldığı ve aldığı mehirden dilerse kocasına bağışta bulunabileceği belirtilmektedir. Bir sonraki ayette ise, aklı ermezlere mal verilmemesi emredilmektedir (ayrıca bkz. Enam/152, İsra/34). Buna göre kadının mehir almış olması ve bu mehirden bağışta bulunabilmesi, onun reşit olduğunu gösterir.

Zaten Nisa Suresi'nin 6 ncı ayetindeki "Evlenme çağına gelinceye kadar yetimleri gözetip deneyin. Onların akılca olgunlaştıklarını görürseniz, mallarını kendilerine teslim edin..." ifadesi, evlenme çağının rüşdün gerçekleştiği yaş olduğunu net bir şekilde vurgulamaktadır. Bilindiği üzere doğal olarak cinsiyet, ırk, genetik ve çevresel faktörler, kişilerin olgunlaşma süresinde farklılıklara yol açabilmektedir. Allahualem bu gerekçe ve hikmetle olsa gerek ki; ayette sadece yaşla yetinilmeyip, kişinin olgunlaşıp olgunlaşmadığının gözlem ve deneylerle tespit edilmesi esas kılınmıştır.

En Doğrusunu Allah(c.c) Bilir.

Bismillahirrahmanirrahim.

"Kadınlara mehirlerini gönül hoşluğuyla verin. Eğer onlar gönül rızasıyla size bir şey bağışlarlarsa onu afiyetle yiyin. Allah'ın, sizi başına diktiği mallarınızı aklı ermezlere vermeyin; o mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin. Evlenme çağına gelinceye kadar yetimleri gözetip deneyin. Onların akılca olgunlaştıklarını görürseniz, mallarını kendilerine teslim edin..." (Nisa/4-6)

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU

EN ÇOK OKUNAN YAYINLARIMIZ: