HAC VE UMRE

Hac sözlükte saygı duyulan büyük ve önemli bir şeye yönelmek, ziyaret etmek, bir yere gidip gelmek ve delil ile galip gelmek anlamlarına gelen bir kelimedir. Dini bir terim olarak ise hac; Mekke şehrindeki Kabe, Arafat, Müzdelife ve Mina'da belli dini görevleri şart ve usulüne uygun olarak yerine getirmek suretiyle yapılan ibadeti ifade eder. İslamiyet'in beş esasından biri olan hac, hicretin 9 ncu yılında farz kılınmıştır. Gücü yeten, yani sağlık ve servet yönünden haccetme imkanına sahip olan Müslümanların, ömründe bir defa haccetmeleri farzdır. İmkan elde edilince, geciktirmeden yerine getirilmesi gerekir.

Kabe'yi ziyaretle ilgili ibadetlerden biri de "umre"dir. Ziyaret belirli zamanda ve Arafat vakfesiyle birlikte olursa "hac"; belirli bir zamana bağlı olmayarak vakfesiz yapılırsa "umre" adını alır. Umrenin faziletiyle ilgili olarak Peygamber Efendimiz(s.a.v) "Umre daha sonraki umreye kadar, ikisi arasında işlenen günahlar için kefarettir. Allah katında makbul haccın karşılığı ise ancak cennettir" (Buhari, Umre, 1; Müslim, Hac, 437) ve "Hac ve umreyi birbirine ekleyin (peş peşe birlikte yapınız); çünkü bunlar körüğün demir, altın ve gümüşteki kiri pası gidermesi gibi yoksulluğu ve günahları giderir. Makbul bir haccın karşılığı ancak cennettir" (Tirmizi, Hac, 2: Nesai, Hac, 6) buyurmuştur.

Hac ve Umrenin Hükmü

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara-196 " Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir. (Hac yolculuğu için) emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere oruç tutar ki, hepsi tam on gündür. Bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah'tan korkun. Biliniz ki Allah'ın vereceği ceza ağırdır."

Bakara-197 "Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda hacca niyet ederse (ihramını giyerse), hac esnasında kadına yaklaşmak, günah sayılan davranışlara yönelmek, kavga etmek yoktur. Ne hayır işlerseniz Allah onu bilir. (Ey müminler! Ahiret için) azık edinin. Bilin ki azığın en hayırlısı takvadır. Ey akıl sahipleri! Benden (emirlerime muhalefetten) sakının."

Bakara-198 "(Hac mevsiminde ticaret yaparak) Rabbinizden gelecek bir lütfu (kazancı) aramanızda size herhangi bir günah yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin ve O'nu size gösterdiği şekilde anın. Şüphesiz siz daha önce yanlış gidenlerden idiniz."

Ali İmran (96-97) "Şüphesiz alemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (ibadethane) Mekke’deki (Kabe) dir. Orada apaçık nişaneler (ayrıca) İbrahim’in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkar ederse bilmelidir ki, Allah bütün alemlerden müstağnidir."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

Peygamber Efendimiz(s.a.v) buyuruyor ki;

"İslam, beş şey üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek; namaz kılmak, zekat vermek, Kabe'yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak." (Buhari, İman 1, 2; Müslim, İman 19, 22; Tirmizi, İman 3; Nesai, İman 13).

Hac Kimlere Farzdır?

Haccın farz olmasının şartları şunlardır:

1- Müslüman olmak,

2- Akıllı olmak,

3- Erginlik çağına gelmiş olmak,

4- Hür olmak,

5- Hacca gidip gelmeye mali imkanı müsait olmak.

6- Vakit, yani haccın eda edildiği vakte erişmiş bulunmak.

7- Haccın farz olduğunu bilmek.

Bu şartlar kendisinde bulunan kimseye hac farz olmakla beraber, haccı eda edebilmesi için gerekli olan başka şartlar da vardır. Bunlara "Haccın edasının şartları" denir. Bu şartlar da şunlardır:

a) Sağlıklı olmak. Kör, felçli, kötürüm ve hac yolculuğuna dayanamayacak derecede yaşlı ve hasta olmamak.

b) Tutuklu bulunmamak.

c) Yol güvenliği olmak,

d) Kadınların yanlarında eşleri veya mahremleri bulunmak. Mahrem demek evlenmeleri caiz olmayan yakınlar demektir. Baba, oğul, kardeş, amca, dayı ve damat gibi yakınlar, kadının mahremleridir.

e) Eşi ölmüş veya boşanmış kadınların iddet süreleri bitmiş olmalıdır. İddet süreleri içinde hacca gitmeleri uygun değildir.

Haccın Farzları

Haccın menasiki kapsamında başlıca yapılması gereken görevler şunlardır: İhrama girmek, ilk tavafı yapmak (ifrad haccı için yapılana kudüm tavafı, kıran veya temettü haccında yapılana ise umre tavafı denir.), say yapmak, Arafat'ta vakfe yapmak, Müzdelife'de vakfe yapmak, Mina'da şeytan taşlamak, kurban kesmek (haccını umre ile birlikte yapanların kesmesi gerekir. Bkz. Bakara/196), saçları traş etmek veya kısaltmak (bundan sonra normal elbiseler giyilir, eşiyle cinsel temas dışında tüm ihram yasakları sona erer.), ziyaret tavafı yapmak (ziyaret tavafından sonra artık cinsel temas da serbest olur.), veda tavafı yapmak (afaki hacıların yapması gerekir).

Bu görevlerden üçü haccın farzlarıdır ki; bunlardan biri yapılmazsa hac sahih olmaz. Bu farzlar;

1. İhramdır.
 (İhram), niyet ile birlikte zikirden (telbiye) ibaret olup, bazı şeyleri kendine yasak etmektir. Namazda iftitah tekbiri gibidir. Alameti peştemal gibi iki beyaz bezdir. Bunlardan biri belden aşağı sarılır, öteki, omuzlara sarılır; İple bağlanıp düğümlenmez. Bunun için kuşanılan bu iki beze ihram denilmiştir. Tavafa başlarken ihramın ortasını sağ koltuk altından geçirip, iki ucunu sol omuz üstüne getirmek sünnettir.

2. Arefe günü Arafatın, (Vadi-yi Urene) denilen yerinden başka herhangi bir yerinde(Vakfe)ye durmak. Herkes, ehil olan imama karşı ayakta durup, ayakta duramazsa, oturup imamın duasını dinler. Sonra, oturabilir, yatabilir.

3 . Kabe-i muazzamayı (Tavaf-ı ziyaret) etmektir. Tavaf, Mescid-i haram içinde, Kabe-i muaazzama etrafında dönmek demektir. Yedi kere dönülür. Zemzem kuyusunun ve Makam-ı İbrahimin dışından dolaşarak da tavaf etmek caizdir. Kadınların tavaf ederken tercihe şayan olanı, Kabe'ye yaklaşmamalarıdır. Tavafı mescid dışından yapmak caiz değildir. Tavafa niyet etmek ve ziyaret tavafını, Arafat'tan sonra yapmak farzdır. Tavaf ederken ve say ederken ezan okunursa, bunlar bırakılıp namazdan sonra tamamlanır.

Umre Nedir?

Umre, lügatta ziyaret manasınadır. Umre yapmak sünnet olup, iki farzı vardır; bunlar ihrama girmek ve Kabe'yi tavaf etmektir. Umrenin Hac ibadetinden farkı, bir zamanla sınırlı olmaması Arafat ve Müzdelife vakfesi ile kurban kesme ve şeytan taşlama görevlerinin bulunmamasıdır.

Arefe günü ile Kurban bayramının dört gününde yapılması uygun görülmemiştir. Ramazan ayında yapılması tercihe şayan olanıdır. Umrenin görevleri ihram, tavaf, say ve traş olup ihramdan çıkmaktır. Umrenin sünnetleri ve edepleri de, Hacdaki Safa-Merve arasında olan saydan sonuna kadar olan sünnetleri ve edepleri gibidir.

Umre Nasıl Yapılır?

Sadece Umre yapmak isteyen kimse şu şekilde hareket eder:

1. Umre haccı yapacak olan zat, afaki (mikat dışından) ise mikat yerinde ihrama girer. Mekke halkından ise, Harem Bölgesi dışından ihrama girer. Daha önce açıklandığı gibi elbisesini çıkarır ve iki parçadan ibaret dikişsiz ve beyaz örtüleri takınır. Sonra: "Allahümme inni uridü’l-umrete feyessir-ha li ve tekabbelha minni = Allah’ım! Ben umre yapmak istiyorum, onu bana kolaylaştır ve onu benden kabul buyur," diye yalnız umreye niyet eder. Sonra "Lebbeykallahümme Lebbeyk…" diye telbiyede bulunur. Farz hacda yasak olan işler, umrede de ihramda bulundukça yasaktır. Yolculukta telbiye getirmeye devam eder.

2. Mekke’ye girince, Umre için tavafta bulunup bildiğimiz şekilde Kabe etrafında yedi defa dolaşır. Hacer-i Esved’i her defasında selamlar. İlk üç şavtında (devrinde) sürat gösterir, tekbir ve tehlilde bulunur.

3. Bu tavaftan sonra sa'yini yedi şaft olarak Safa'da başlayıp, Merve'de bitirir.

4. Bundan sonra başının saçlarını traş eder veya kısaltarak ihramdan çıkar. Böylece umresini tamamlamış olur.

Haccın Çeşitleri

Yapılışı Bakımından Hac Üç Çeşittir :

1. İfrad Haccı

İfrad haccı umresiz yapılan hacdır. Sadece hac ibadeti yapıldığı için "umresiz hac" anlamında olmak üzere bu ad verilmiştir. Hac ayları içinde hacdan önce umre yapmayıp, sadece hac niyetiyle ihrama girerek hac menasikini eda edenler İfrad Haccı yapmış olurlar. İster mikat sınırı dışında ister içinde ikamet etsin, herkes İfrad Haccı yapabilir.

2. Temettü Haccı

Temettü "yararlanmak, istifade etmek" anlamına gelir. Aynı yılın hac aylarında umre ve hac ayrı ihramlarla yapıldığında, iki ihram arasında ihram yasaklarının bulunmadığı bir zaman dilimi söz konusu olduğundan bu ad verilmiştir. Temettü haccı aynı yılın hac ayları içinde, umre ve haccı ayrı ayrı niyet ve ihramla yapmaktır. Hac ayları içinde umre yapıp ihramdan çıktıktan sonra, aynı yıl hac için yeniden ihrama girip hac menasikini de eda eden uzak bölgelerden gelmiş hacılar temettü haccı yapmış olurlar.

3. Kıran Haccı

Kıran haccı, her ikisine birlikte niyet edilerek aynı yılın hac ayları içinde umre ve haccı bir ihramda birleştirmektir. Hac ve umre tek ihramla yapıldığı için "birleştirmeli hac" anlamında bu adı almıştır. Umre ve haccın her ikisine birden niyet edip umreyi yaptıktan sonra, aynı ihramla hac menasikini de tamamlayan Afakiler kıran haccı yapmış olurlar.

Bu şekilde hac yapan kimse bayramın birinci günü Akabe taşlarını attıktan sonra, umre ile haccı bir arada başarmanın şükrü olarak temettü haccında olduğu gibi kurban keser. Ondan sonra saçlarını traş eder veya kısaltır. Böylece ihramdan çıkmış olur. Bu kurbanı bulup kesemeyecekse, son gün Arefe gününde bitmek üzere üç gün oruç tutar. Yedi gün de bayram günleri çıktıktan sonra dilediği yerde veya memleketine dönünce tutar. Böylece on gün oruç tutması gerekir. Bu oruçları ayrı ayrı günlerde tutabilir.

Kıran hacca niyet eden kimse umre’yi yapmadan Arafat’a gidecek olsa, umresi bozulmuş olur. Artık kendisine şükür kurbanı gerekmez. Ancak niyet ettiği umreyi bozmuş olduğundan onu kaza etmesi ve bir ceza kurbanı kesmesi gerekir.Hacca gitmek isteyen bir kimse açıklanan bu üç çeşit hacdan hangisini dilerse onu yapar. Usulüne uygun olarak hangisini yaparsa hac görevini getirmiş olur.

Afaki: Mekke’nin etrafındaki "Mikat" denilen noktaların sınırladığı bölgenin dışında ikamet eden kimselerdir.

Mikat: Mekke’ye gelenlerin ihramsız geçemeyecekleri sınırları belirleyen noktalara denir.

Tavafın Çeşitleri:

Kudüm Tavafı: Hac ihramına girdikten sonra ve Arafat vakfesinden önce yapılır. Mekke'nin dışından gelenlerin yaptığı ilk tavaf olup, yapılması sünnettir.

Umre Tavafı: Umrenin farzlarından biri olup, ihrama girdikten sonra yapılır. Son vakti için bir sınır olmayıp, umre ihramında iken herhangi bir vakitte yapılabilir.

Ziyaret tavafı: Haccın farzlarından biridir. Zamanı, Kurban bayramının birinci günü fecr-i sadığın doğuşundan sonra başlar.

Veda Tavafı: Hac menasikinin tamamlanmasından sonra yapılır. Mekkeli olmayan ve Mekkeli hükmünde sayılmayan uzak bölgelerden gelmiş hacıların, Mekke'den ayrılmadan önce yapmaları gereken en son tavaftır.

FARZ HACCIN YAPILIŞI (İFRAD HACCI)

Hac görevini yapacak olan kimse, şu şekilde hareket eder:

1) Helal ve temiz bir mal elde eder. Ödenmesi gerekli borçları varsa, onları öder. Kazaya kalmış ibadetleri varsa, mümkün olduğu kadar onları kaza eder. Günahlarından tevbe eder ve Allah'dan mağfiret diler. Kendisini kötü söz ve hareketlerden korur. Güzel ahlaklı olmaya çalışır. Tevazu hali içinde bulunur. Yola çıkacağı zaman evinde iki rekat namaz kılar. "Bismillahi tevekkeltü alellahi la havle ve la kuvvete illa billah" diyerek Allah'a sığınır. Ailesi, komşusu ve dostları ile vedalaşarak yola çıkar.


2) Mikat denilen yerlerden birine varınca yıkanır veya abdest alır. Giderilmesi gereken fazla kılları yok eder, tırnakları keser. Elbiselerini çıkarır. Beyaz ve temiz olan iki parçadan ibaret dikişsiz havlulara bürünür. Hoş kokulu şeylerden sürünür. Başını açık ve ayaklarını çıplak bulundurur. Üstleri açık ve topukları kısa olan ayakkabı giyer. İhram için iki rekat namaz kılar. İhrama niyet edip: "Allahümme inni üridü'l-hacce, feyessirhu li ve tebabbelhü minni = Ya Rabbi! Ben hac etmek istiyorum, onu bana kolaylaştır ve onu benden kabul et" diye dua eder. Sonra "Lebbeykallahümme Lebbeyk..." diye telbiyede bulunur.

3) Böyle ihrama girdikten sonra, eğer zevcesi yanında ise, onunla ilişkide bulunmaz, öpmez ve okşamaz. Dikişli elbise giyinmez. Artık hoş kokulu şeyler sürünmez. Saçları kesmez ve kıllarını gidermez, tırnaklarını kesmez. Güvercin ve geyik gibi kara av hayvanlarını avlamaz. Yeşil ağaçları ve otlan kesip koparmaz. Kötü ve çirkin sözler söylemez. Arkadaşları ve başkaları ile çekişmez. Fakat yıkanabilir ve para kesesini (kemerini) beline bağlayabilir.

4) Her namaz kıldıkça ve yolcu kafilelerine her rastladıkça, yokuş çıkınca ve yokuştan inince, yüksek sesle "Lebbeykallahümme Lebbeyk..." diye telbiyede bulunur. Mekke'ye varacağı zaman yıkanır veya abdest alır, Mekke'ye girince, hemen mescid-i Haram'a koşar. Beytullah'ı görünce telbiye getirir, "Allahü Ekber" diye tekbir alır, "La İlahe İllallah" diye tehlilde bulunur. Salat ve selam okuyarak: "Allahümme zid beyteke teşrifen ve tazimen ve tekrimen ve birren ve mehabeten = Ey Allah'ım! Beyt-i şerifine mahsus teşrifi, tazimi, teklimi, ihsan ve yüceliği artır," diye dua eder.

Sonra Hacer-i Esved tarafına yönelerek tekbir alır. Hacer-i Esvedi selamler. Mümkünse, kimseye eziyet vermeden onu öper veya elini sürer. Sonra da Kabe'yi sola alarak Hatim'in dışından Kudüm Tavafına başlayıp remel yapar. (adımlarını kısaltıp omuzların silkerek çalımlıca yürür.) Her dolaşmada Hacer-i Esved'in karşısına gelince onu selamlar. Bu tavafı tamamladıktan sonra İbrahim aleyhisselam'ın makamında, eğer kalabalık ise Mescidin uygun bir yerinde iki rekat namaz kılar. Sonra yine Hacer-i Esved'i selamlar!

5) Böylece Kudüm Tavafını tamamladıktan sonra Sa'y için Safa ile Merve caddesine çıkar. Önce Kabe'yi görebilecek şekilde Safa tümseğine çıkar. Kabe'ye yönelerek tekbir ve tehlil getirir, salat ile selamda bulunur. Sonra buradan Merve'ye doğru gider. Yolda bulunan iki yeşildirek (ışık) arasında biraz koşar. Bu şekilde dört defa Safa'dan Merve'ye karşı tekbir ve tehlil getirir, salat ve selamda bulunur. Böyle her gidiş gelişte telbiye yapar. Koşarak Yürüdüğü zaman: "Allahümme'ğfir verham ve tecavez amma ta'lem. Feinneke entel'aliyyül' azim = Ya Rabbi! Bağışla ve merhamet et. Bildiğin kusurlarımıza bakma. Şübhesiz ki sen, yücesin, büyüksün," diye dua eder. Bu gidiş ve gelişin (Şavtların) arka arkaya yapılması daha faziletlidir. Ara vererek yapılması da caizdir.

6) Yalnız hacca (İfrad hacca) niyet etmiş olan kimse, böyle say ettikten sonra da Mekke'de yine ihramlı olarak kalır. Kıran hacca niyet eden de böyledir. Dilediği zaman Kabe'yi tavaf eder. Zilhicce'nin sekizinci (terviye) gününde sabah namazını yine ihramlı olarak Mekke'de kılar. Sonra Mina'ya çıkar. Orada arefe gününün sabah namazını kılıncaya kadar durur. Sonra Arafat'a gider. O gün güneş batınca da, Arafat'dan Müzdelife'ye yönelip geceyi Müzdelife'de geçirir. Akşam namazını yolda kılmayıp onu yatsı namazı ile beraber Müzdelife'de imamla kılar. Kurban Bayramı gününün fecri doğunca hemen sabah namazını kılar. Sonra Müzdelife'de "Meşar-i Haram" denilen yere gider ve orada biraz durur. Bütün bu yerlere gidiş gelişlerde telbiyede bulunur.

7) Meşar-i Haram'da iken fecir tamamen açılınca henüz güneş doğmadan Mina'ya doğru vakar ve sükunetle yürümeye başlar. Mina'da "Akabe Cemresi" denilen yere yedi küçük(nohut büyüklüğünde) taş atar. Bu taşları sağ elinin baş parmağı ile şehadet parmağı arasında tutarak atar. Her birini attıkça tekbir getirir. Taşları atınca orada beklemez. Sonra dilerse kurban keser. Bu şekilde haccı umresiz yapanların Hac kurbanı (Şükür hedyi) kesmeleri gerekmez. Ancak arzu ederlerse sırf sevabını elde etmek için nafile olarak kesebilirler. Ondan sonra traş olur veya saçlarının uçlarından parmak uçları kadar kırpar. Bunları yapınca bütün ihram yasakları kendisine helal olur; yalnız eşi ile yine ilişki kuramaz.

8) Bundan sonra aynı günde (Bayramın birinci gününde) veya ikinci ve üçüncü gününde Mekke'ye inip ziyaret tavafı yapar. Kudüm tavafında remel yapmamış ise, bunu ziyaret tavafının ilk üç devresinde yapar. Bu tavafı bitirince iki rekat namaz kılar. Artık bu farz olan ziyaret tavafından sonra eşi ile ilişki yasağı da kalkar. Böylece bütün hac yasakları kalkmış olur. Ziyaret tavafı için, Mina'dan Mekke'ye Bayramın birinci günü inmek daha faziletlidir.

9) Ziyaret tavafını yaptıktan sonra tekrar Mina'ya gider. Cemrelere taş atmak için üç gün Mina'da oturur. Bayramın ikinci günü zeval vaktinden sonra, Mina'daki "Mescid-i Hayf yakınında bulunan Cemr-i Ula'dan başlayarak cemrelerin üçünü de taşlar. Şöyle ki: Yürüyerek önce Cemre-i Ula'ya, sonra Cemre-i Vusta'ya yedişer taş atar. Her taşı atarken tekbir alır. Bu iki cemreden her birinin yanında bekleyerek hem kendisine, hem ana ve babasına, hem de din kardeşlerine dua eder. Sonra Cemre-i Akabe yakınına gider. Buna da yedi taş atar; ancak burada dua için durmaz.

Bayramın üçüncü gününde de, zevalden sonra bu şekilde cemreleri taşlar. Eğer Mina'da iken Bayramın dördüncü günü de girecek olsa, o gün de böyle taşları atar. Bu güne ait olmak üzere cemre taşları zevalden önce de atılabilir. Bu şekilde atılan taşların sayısı yetmişe ulaşır. Bu taşlar Müzdelife'de iken veya Mina'ya gelirken toplanır. İhtiyat olarak taşlar yıkanır. Bu taşları, cemrelerde biriken taşlardan alıp atmak uygun değildir.

10) Bundan sonra tekrar Mekke'ye döner veya yolda "Muhassab" denilen düzlükte biraz durup dinlenir. Ondan sonra Mekke'ye giderek Harem-i şerife varır. Veda Tavafını yaparak iki rekat namaz kılar. Sonra Zemzem kuyusunun yanına gider ve Beytullah'a karşı durup kana kana içer. Bu su ile yüzünü ve başını yıkar. Mümkünse bedenine de döker. İçtikçe şöyle dua eder: "Allahümme es'elüke ilmen nafıan ve rızkan vasian ve şifaen minkülli dain = Allah'ım! Ben senden faydalı ilim, geniş rızık ve her hastalıktan şifa dilerim."

11) Zemzem suyunu içtikten sonra Kabe'nin yüksek eşiğini öper. İmkan bulursa içine girip iki rekat namaz kılar. Yüzünü duvarına sürüp yüce Allah'a hamd eder ve mağfiret diler. Tam bir edeple tekbir ve tehlil getirerek Mültezem'e gelir. Yüzünü ve göğsünü oraya kor. Kabe'nin örtüsüne yapışarak dua eder. Artık Mekke'de kalmayacaksa, yüzünü Beytullah yönünden ayırmayarak ayrılık üzüntüsü ve kederi ile ağlaya ağlaya veya ağlar gibi bir durumda arka arka çekilip Harem-i Şerifden çıkar. Dilediği gün memleketine döner.

Bu hac görevlerini (menasikini) yapmada kadınlar da erkekler gibidir. Ancak kadınlar adetleri üzere elbiselerini giyinmiş, başlarını ve ayaklarını örtmüş bulunurlar. Bununla beraber yüzlerine dokunmamak üzere bir örtü (peçe) de kullanabilirler. Telbiyelerde seslerini yükseltemezler. Tavafda ve Safa ile Merve arasında hızla yürümezler. İhramdan çıkmak için saçlarının uçlarından biraz kesmekle yetinirler. Hacer-i Esved'i selamlamak için erkeklerin arasına sokulmazlar.

Adet görmeye başlayan bir kadın, haccın bütün görevlerini yapar. Fakat bu hali ile tavaf yapması uygun görülmemiştir. Tavafı sonraya bırakır. Bu geciktirmeden dolayı kendisine kurban kesmek veya başka bir ceza gerekmez. Ziyaret Tavafından sonra adet gören kadından veda tavafı düşer.

En Doğrusunu Allah(c.c) Bilir.

Yararlanılan Kaynaklar:
-Diyanet İşleri Başkanlığı İlmihali
-Ömer Nasuhi Bilmen Büyük İslam İlmihali
-Kur'an-ı Kerim, Sünnet (tevatür yoluyla günümüze kadar taşınmış, Ümmetin malumu olan Peygamberimiz(s.a.v)'in uygulamaları), Sünnet'i teyit eden ve Kur'anla çelişmeyen mütevatir hadisler ışığında hazırlanmıştır.

EN ÇOK OKUNAN YAYINLARIMIZ: