Aklını Kullanmak ve Tahkiki İman


İlk ayeti "Oku!" emriyle başlayan Kur'ân'ın içeriği olan ayetler gibi İnsan da, evren de kısaca yaratılmış olan her şey ayetler topluluğunun birer parçasıdır ve bunların oluş kanunlarını araştırıp öğrenmek de ilimdir. Kur'ân; ilâhî yasaları açıklamış, ancak varlıkların yaratılışı ile ilgili kanunları insanların akılları ile bulmalarını istemiştir.

Ankebut-20 deki emrin gereği olarak insan yeryüzüne öyle bir bakmalı ki, Rabbinin(c.c) İnsanları ve diğer birçok mahlukatı ilk baştan nasıl farklı tür, karakter ve kabiliyet üzere yaratmış, yeryüzünde ne kadar çeşit çeşit dağlar, dereler, denizler meydana getirmiş olduğunu anlasın; Bunları dikkatle seyredenler, elbette ilahi kudretin büyüklüğünü takdire mecbur olurlar.

Okunulan, görülen veya duyulan şeylerin üzerinde gereğince düşünmeden, okuduğunu, gördüğünü veya duyduğunu anlayıp iyice hazmetmeden ilim öğrenilemez. Yalnız okumakla yetinip, üzerinde gereğince düşünüp okuduklarını hazmedemeyenler maalesef o kitaptan hakkıyla istifade edemezler, ancak okuma hamallığını yapmış olurlar.

Kuranda onlarca ayet hala düşünmeyecek misiniz hala akletmeyecek misiniz diye sormaktadır. Bizce bunun anlamı araştırıp, düşünüp aklınızı kullanmayacak mısınız ? Yani tahkiki iman sahipleri olmayacak mısınız ? demektir.

Kuran'da akıl etmeden körü körüne yalnız kalbe göre şekillendirilmiş iman şeklini kınayan ve imanın akılla sorgulanmasını emreden birçok ayet bulunmaktadır. Aklını kullanmak, düşünmek öğrenmekle ilgili ayetler incelendiğinde Allah(c.c)'ın ayrım yapmadan tüm kullarından birer alim yani bilen olmayı istediğini görmekteyiz. O halde her birimiz alim olmak için çalışıp gayret etmeliyiz. Çünkü ancak ilim yoluyla Allah(c.c)'ı daha iyi hakkıyla anlamış ve ona olan imanımızı güçlendirmiş oluruz.

En Doğrusunu Allah(c.c) Bilir.


Bismillahirrahmanirrahim.


Bakara-266 "Hangi biriniz, kendisi ihtiyarlamış ve çocukları da güçsüzken, altlarından ırmaklar akan, hurma, üzüm ve her çeşit meyveleri bulunan bahçesinin, ateşli bir kasırganın kopmasıyla yanmasını ister? Düşünesiniz diye Allah size ayetlerini böylece açıklar."

Ali İmran-18 "Allah, melekler ve adaleti yerine getiren ilim sahibleri, O'ndan başka tanrı olmadığına şahidlik etmişlerdir. O'ndan başka tanrı yoktur, O güçlüdür, Hakim'dir."


Ali İmran-191 "Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. “Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru” derler."

Enfal-22 "Gerçek şu ki, Allah katında yaratıkların en kötüsü (tehlikelisi) aklını kullanmayan sağırlar ve dilsizlerdir."

Yunus-100 "Allah'ın izni olmadıkça hiç bir kimsenin iman etmesi mümkün değildir. Akıllarını güzelce kullanmayanları Allah pislik içinde bırakır!"

Nahl-12 "O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Yıldızlar da Allah'ın emri ile hareket ederler. Şüphesiz ki bunlarda aklını kullananlar için pek çok deliller vardır."

Muminun-80 "Ve O, yaşatan ve öldürendir; gecenin ve gündüzün değişmesi O'nun eseridir. Hâla aklınızı kullanmaz mısınız!"


Furkan-44 "Yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, belki yol bakımından onlardan daha şaşkındırlar."

Ankebut-20 "De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, Allah ilk baştan nasıl yaratmış bir bakın. İşte Allah bundan sonra (aynı şekilde) ahiret hayatını da yaratacaktır. Gerçekten Allah her şeye kadirdir."

Ankebut (41-43) "Allah'tan başka dostlar edinenlerin durumu, kendine yuva yapan dişi örümceğin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise şüphesiz örümceğin yuvasıdır. Keşke bilseler. Doğrusu Allah, Kendini bırakıp da yalvardıkları şeyi bilir. O güçlüdür, Hakim'dir. İşte bu misaller var ya, Biz onları insanlar için getiriyoruz; fakat onlara ilim sahiplerinden başkasının aklı ermez."

Fatır (27-28) "Allah'ın gökten su indirdiğini görmez misin? Biz onunla türlü türlü renkte ürünler yetiştirmiş; dağlarda da beyaz, kırmızı, siyah ve türlü renkte yollar varetmişizdir. İnsanlar, yerde yürüyenler ve davarlar da böyle türlü türlü renktedirler. Allah'ın kulları arasında O'ndan korkan, ancak bilginlerdir. Doğrusu Allah güçlüdür, bağışlayandır."

Hucurat-13 "...Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır."

Yasin-62 "(Şeytana gelince,) o bir çoğunuzu saptırmıştır; neden aklınızı kullanmıyorsunuz?"

Yasin-68 "Ama (şunu daima hatırlasınlar ki) Biz bir insanın ömrünü uzatırsak, aynı zamanda onun güç ve yeteneklerinde (yaşlandıkça) bir azalma meydana getiririz; (buna rağmen) hala akıllarını kullanmazlar mı?"

Sad-29 "Bu Kur’an, âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır."

Zümer-9 "Yoksa geceleyin secde ederek ve kıyamda durarak ibadet eden, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse (o inkarcı gibi) midir? (Resûlüm!) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür."


Zümer-18 "Onlar sözü dinlerler ve sözlerin en güzeline uyarlar. İşte Allah'ın doğru yola ilettiği kimseler ve akılarını kullananlar bunlardır."

Fussilet-53 "Onun hak olduğu meydana çıkıncaya kadar varlığımızın belgelerini onlara hem dış dünyada ve hem de kendi içlerinde göstereceğiz. Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi?"

Necm (29-30) "Bizi anmaktan yüz çevirenlere ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenlere aldırma. Bu onların ulaştıkları bilginin seviyesini gösterir. Doğrusu Rabbin yolundan sapmış olanı pek iyi bilir, doğru yolda olanı da çok iyi bilir."

Kamer-22 "Andolsun ki; Biz, Kur'an'ı, düşünmek için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt alan var mı?"

Cuma-5 "Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu (içindeki derin anlamları, hikmet ve hükümleriyle gereği gibi) yüklenmemiş olanların durumu, koskoca kitap yükü taşıyan eşeğin durumu gibidir..."

Mücadele-11 "Ey iman edenler, sizlere meclislerde: «Yer açın!» denildiği zaman yer açın ki, Allah da size genişlik versin! «Kalkın!» denildiği zaman da kalkın ki, Allah da inananlarınızı yükseltsin ve kendilerine ilim verilenleri ise derecelerle yükseltsin. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır."


Mülk (8-10) Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?" diye sorarlar. Onlar da şöyle derler: "Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve 'Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz' demiştik." Yine şöyle derler: "Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateştekilerden olmazdık."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

Mücadele-11 Tefsiri: ...Bu âyet, ilmin fazileti ve âlimlerin üstünlüğü hakkındaki açık delillerdendir. Bu konuda birçok hadis de vardır. Kısaca ifade etmek gerekirse denilebilir ki, imam-ı Azam Ebu Hanife'nin Müsned'inde İbnü Mesud'dan naklettiği şu hadis, bu hussutaki hadislerin en mühimlerindendir. Peygamber buyurmuştur ki: "Allah Teâlâ kıyamet günü âlimleri toplayıp da buyuracak ki: 'Ben size sırf hayır istediğim cihetle hikmetimi kalplerinize koydum. Haydi cennete girin. Çünkü sizden ortaya çıkacak kusurlara karşı sizi affettim." Tirmizi, Ebu Davûd ve Dârimî şu hadisi merfu olarak Ebu'd-Derdâ'dan rivayet etmişlerdir: "Âlimin âbid karşısındaki üstünlüğü, ayın dolunay gecesi diğer yıldızlar karşısındaki üstünlüğü gibidir." Yine Tirmizi, Ebu Ümâme (r.a.)'den Resulullah (s.a.v)'ın şöyle dediğini nakletmiştir: "Âlimin âbide olan üstünlüğü benim, (derece itibariyle) sizin en aşağıda olanınıza karşı üstünlüğüm gibidir. Muhakkak ki Allah Teâlâ ve melekleri, gökler ve yerde bulunanlar hatta yuvasındaki karınca ve hatta balıklar, insanlara hayır öğreten kimseye salavat getirirler." Dârimi'nin Hasan el Basri'den yaptığı rivayette Resulullah şöyle buyurmuştur: "Her kim İslâm'ı ihyâ etmek (yaşatmak) için ilim taleb ederken, kendisine ölüm gelirse, onunla peygamberler arasında tek bir derece vardır." Şu hadisler de bu konuda pek önemlidir. Deylemi, "Firdevs" de Ümmühâni (r.a.) naklediyor: "Peygamber (s.a.v.) buyurmuştur ki: "İlim benim ve benden evvelki peygamberlerin mirasıdır." İbnü Adiy Hz. Ali'den naklediyor: "Âlimler yerin ışıkları peygamberlerin halifeleri, benim varislerim ve peygamberlerin varisleridir?" İbnü'n-Neccâr Enes (r.a.)'den naklediyor: "Âlimler, Peygamberlerin varisleridir. Gök ehli onlara karşı muhabbet besler ve öldükleri zaman denizdeki balıklar kıyamete kadar onların günahlarının affı için dua ederler." Ahmed b. Hanbel ve İbnü Hibbân, Ebü'd-Derdâ (r.a.)'dan naklediyor: "Her kim bir yola girer ve onda ilim taleb ederse, Allah Teâlâ onu cennet yollarından bir yola götürür ve melekler ilim taleb edenlere sanatlarından hoşlandıklarından dolayı kanat gererler. Âlimler, peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ne dinar ne de dirhem miras bırakmadılar. Ancak ilim miras bıraktılar. Şu halde o ilmi alan, büyük bir pay almış olur." İbnü'n-Neccâr Enes (r.a.)'den naklediyor: "Âlimler komutan, müttakiler efendidirler. Onlarla oturmak da kârlı bir iştir." Hâtib, İbnü Ömer'den (r.a.) naklediyor: "Âlimlerin mürekkebi şehidlerin kanıyla tartıldı da ondan ağır geldi."...(Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır)

OKU

EN ÇOK OKUNAN YAYINLARIMIZ: