Günah İşleyen Müslümanın Durumu

Müslümanın günah işlediğinde nasıl davranması gerektiğine Hz.Adem(a.s)Hz Yunus(a.s) ve Hz.Musa(a.s)'ın tövbelerini konu alan ayetleri örnek olarak gösterebiliriz. Fatır Suresinin 32 nci ayetinde ise, Kur'an-ı Kerim'in Ümmet-i Muhammed'e miras olarak verildiği ve ümmetin bu sorumluluğun gereğini yerine getirme derecesi bakımından üç gruba ayrıldığı bildirilmektedir. Bu ayetteki "kendine zulmedenler" diye adlandırılan ilk grubun, işledikleri günahlar için henüz tövbe etmemiş veya tövbesine sadık kalmamış olan müminleri kapsadığı anlaşılmaktadır.

Zumer Suresinin 53-55 nci ayetlerinden, hayattayken tövbe edilmesi halinde şirk de dahil olmak üzere tüm günahların affedileceği; Enam Suresinin 158 nci ayetinden, imanıyla bir hayır kazanmamış olan kimseye imanının bir faydası olmayacağı ve Nisa Suresinin 48 nci ayetinden ise, şirk dışında kalan günahların tövbe edilmese dahi Allah(c.c)'ın dilemesi halinde bağışlanabileceğini anlamaktayız.

Dikkat edilirse Nisa Suresinin 48 nci ayetinde şirk dışındaki tövbe edilmemiş olan günahların bağışlanması kesin olarak ifade edilmeyip, Allah(c.c)’ın dilemesi şartına bağlanmıştır. Yani günah işleyen bir müminin, ölmeden önce tövbe etmediği için bağışlanmaması da ihtimal dahilindedir. Bu nedenle her mümin hesap günü yapılacağı bildirilen (Araf: 8-9) tartımda günahlarına karşılık sevaplarının hafif kalması neticesinde ebedi cehennem azabına maruz kalabileceğini (Müminun: 102-103) hiçbir zaman aklından çıkarmamalıdır. Günahı her ne olursa olsun, ölüm gelip çatmadan önce tövbeyle Allah(c.c)'a yönelip teslim olmalı ve son nefesine kadar Kur'an-ı Kerim'i kendine hayat rehberi edinmelidir.

En doğrusunu Allah (c.c) bilir.

Salih Amel İşleyen Müminlere Dünyada Güzel Bir Hayat Müjdeleyen Ayetler

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara (200-202) "... İnsanlardan, 'Ey Rabbimiz! Bize (vereceğini) bu dünyada ver' diyenler vardır. Bunların ahirette bir nasibi yoktur. Onlardan öylesi de vardır ki: 'Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateşin azabından koru' der. İşte onlara kazandıklarından bir nasip vardır. Allah, hesabı pek çabuk görendir."

Ali İmran-148 "Allah da onlara hem dünya nimetini, hem de ahiretin güzel mükâfatını verdi. Allah, güzel davrananları sever."

Yunus (62 -64) "Açın gözünüzü! Allah'ın dostları üzerine ne korku vardır, ne de onlar mahzun olurlar. Onlar ki, iman etmişler ve Allah'a karşı gelmekten sakınmışlardır. Onlara dünya hayatında da, ahiret hayatında da müjdeler vardır. Allah'ın sözlerinde değişiklik yoktur. İşte bu en büyük kurtuluştur."

Nahl-30 " (Allah'tan korkup fenalıklardan) sakınanlara, «Rabbiniz ne indirdi ?» denilince, «iyilik» derler. Bu dünyada güzel iş, hayırlı amelde bulunanlara iyilik ve güzellik vardır. Âhiret yurdu ise elbette daha hayırlıdır. Sakınanların yurdu ne güzeldir!"

Nahl-32 "Takva sahipleri o kimselerdir ki, melekler, canlarını hoş ve rahat halde alırlar. «Selam size, yapmış olduğunuz güzel işlerin mükafatı olarak girin cennet'e...» derler."

Nahl-97 "Kadın olsun erkek olsun, her kim mümin olarak sâlih amel işlerse, biz onu (dünyada) mutlaka çok güzel bir hayat ile yaşatırız. (Ahirette ise) mükâfatlarını yaptıklarının en güzeli ile ödeyeceğiz."


Secde (15-17) "Bizim âyetlerimize ancak o kimseler inanırlar ki, bunlarla kendilerine öğüt verildiğinde, büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar ve Rablerini hamd ile tesbih ederler. Korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak üzere (ibadet ettikleri için), vücutları yataklardan uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar. Yaptıklarının karşılığında onlar için göz aydınlığı olacak ne ödüller saklandığını hiç kimse bilemez."

Zümer-10 "Tarafımdan söyle: «Ey iman eden kullarım, Rabbinize takva ile sığının. Bu dünyada güzellik yapanlara bir güzellik vardır. Allah'ın toprağı geniştir. Ancak sabredenler mükafatlarına hesapsız erdirilir.»

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

Nahl-30 Tefsiri: ...İslâm’ı doğru anlayıp inancıyla, ameliyle gerektiği şekilde uygulayan birey ve toplumların dünya hayatlarının da güzel, mutlu ve başarılı olacağı, onların zaman zaman yaşadıkları sıkıntıların ya kendi kusurlarından kaynaklandığı veya geçici bir imtihan olduğu muhakkaktır. Allah’ın müminlere âhiretteki ikramı dünyadakine göre her bakımdan daha üstün olacağı için 30. âyette “...âhiret yurdu ise daha da hayırlıdır” buyrulmuş, ardından özetle başlıca âhiret nimetleri zikredilmiştir.

Nahl-97 Tefsiri: ... "Hoş bir hayat" tabirindeki hayat kelimesiyle dünya hayatının kastedildiği hususunda hemen hemen görüş birliği vardır (meselâ bk. Taberî, XIV, 170-171; Zemahşerî, II, 343; İbn Atıyye, III, 419). “Hoş bir hayat” müjdesinin ardından ikinci bir müjde olarak zikredilen ecir ise âhiret mükâfatıdır. Böylece âyette dünya ve âhiret mutluluğunun birleştirildiği görülmektedir. Dünya ve âhiret mutluluğunun birlikte vaad edildiği, böylece Allah’ın en güzel nimetlerinin çok kapsamlı ve zarif bir üslûpla dile getirildiği bu âyet, hayatını güzel işlerle süsleyen müminlere eşsiz bir müjde olduğu kadar gerek müslüman bireyler gerekse müslüman toplumlar için son derece anlamlı bir uyarı ve bir irşad değeri taşımaktadır. Burada yüce Allah, hakkıyla mümin olup işlerini güzel yapanların, yaptığını doğru yapanların; iyi, hayırlı ve faydalı işler yapmayı hayatlarının yasası haline getirenlerin dünya hayatlarının da hoş olacağı, güzel ve mutlu kılınacağı (Taberî, XIV, 171) müjdesini vermekte; bu hususta son derece kesin ifadelerle vaadde bulunmaktadır. Kur’an Allah’ın asla sözünden dönmeyeceğini bildirir (Bakara 2/80), her mümin de buna böyle inanır (Âl-i İmrân 3/194). Buna göre eğer müslümanların dünya hayatları Allah’ın müjdelediği şekilde değilse bunun sebebini yanlış yerlerde aramamalıyız; dönüp kendimize bakmalı, yaptığımız işlerin ve kalplerimizin “sâlih” olup olmadığını kontrol etmeliyiz. Âyet, hayatın güzelleştirilmesinden erkekler kadar kadınların da güzel işler yaparak pay sahibi olmaları gerektiğine işaret etmesi bakımından ayrı bir önem taşımaktadır.(Diy.İşl.Bşk.Lığı Tefsiri)

En doğrusunu Allah (c.c) bilir.

OKU

Ücret Karşılığı Din Hizmeti Yapmak

Bismillahirrahmanirrahim.

Enam-90 "O peygamberler Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. O halde sen de onların gittiği doğru yolu tutup onlara uy, o yoldan yürü. De ki: 'Ben buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum.' Bu, âlemler için ancak bir öğüttür."

Hud (28-29) Nuh dedi ki: "Ey Kavmim! Söyleyin bakalım; şayet ben Rabbimden gelen apaçık bir delil üzerinde isem ve O, kendi katından bana bir rahmet vermiş de siz ona karşı kör kalmışsanız, o rahmeti istemediğiniz hâlde, biz sizi ona zorlayabilir miyiz? Ey kavmim! Buna karşı ben sizden herhangi bir mal da istemiyorum. Benim mükâfatım ancak Allah’a âittir..."

Hud-(50-51) "Âd kavmine de kardeşleri Hûd'u (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka tanrınız yoktur. Siz yalan uyduranlardan başkası değilsiniz. Ey kavmim! Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, ancak beni yaratana âittir. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?"

Yusuf-104 "Sen bu(okudukları)na karşılık onlardan bir ücret istemiyorsun. O, sadece bütün âlemler için bir öğüttür."

Şuara (106-109) Kardeşleri Nuh onlara şöyle demişti: "(Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Bilin ki ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir."

Şuara (142-145) Kardeşleri Sâlih onlara şöyle demişti: "(Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Bilin ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir."

Şuara (161-164) "Kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: (Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Bilin ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir."

Şuara (177-180) Şuayb onlara şöyle demişti: "(Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Bilin ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir."

Yasin-21 "Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir."

İnsan-9 (Yedirdikleri kimselere şöyle derler:) "Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

Peygamber Efendimiz(s.a.v) buyuruyorlar ki;

"Kur'ân-ı Kerîm'i tilavet ediniz. Fakat karşılığında ücret alıp menfaat sağlamayınız." (Ahmed b. Hanbel, III, 428, İbn Ebî Şeybe, Musannef, II, 292)

EN ÇOK OKUNAN YAYINLARIMIZ: