Tövbenin Önemi


Nahl-61 nci ve Fatır-45 nci ayetlerinden her insanın günah işleyebileceğine vurgu yapıldığı kanaatindeyiz. Aşağıda sunduğumuz ilk iki hadis de adeta bu ayetlerin tefsiri niteliğindedir. Müminlerin vasıflarından bahseden ilgili ayet ve hadislerden mümin olanın günahta ısrar etmeyeceği anlaşılmaktadır. Yani Müslüman günah işleyebilen fakat işleyebileceği günahtan pişmanlık duyarak derhal tövbe ve istiğfar edendir. Müslümanın nasuh bir tövbe ile yapmış olduğu günah ve kusurlardan kurtulup, o günah ve hataları hiç yapmamış gibi tertemiz olacağı ayet ve hadislerle müjdelenmiştir. Bunun en güzel örneği, Hz.Adem(a.s) ile Hz.Havva'nın dünyaya yeniden gelmiş gibi hayatlarına beyaz bir sayfa açılmasına ve insanlık tarihinin başlamasına vesile olan tövbeleridir.

Günahkar günah işleyen değil, günahta ısrar eden anlamına geldiği için "günahkar müslüman" tabirinin kullanılmasının Kalem-36 ncı ayete göre uygun olmayacağı kanaatindeyiz. Ayette buyurulduğu gibi müslüman(teslim olan), günahkar(teslim olmaktan kaçınan mücrim, suçlu...) la bir tutulamaz; Çünkü müslüman ve günahkar kavramları birbirinin zıddıdır. Günahta ısrar etmek bir nevi isyandır; Bu nedenle Kur'anın günahkara verdiği tabir mücrim (cürümü/günahı hayat tarzı haline getiren, suçlu ) dir ki Müddessir(38-48) nci ayetlerde onların cehenneme atılacağı ve hiçbir şefaatçiden fayda görmiyecekleri buyrulmaktadır.

Ölene dek devam eden dünya imtihanının neticesini Allah(c.c)'tan başka kimse bilemez. İnkar eden insanın potansiyel olarak her an mümin olma ihtimali olduğu gibi, inanan bir insanın da her an dinden çıkma ihtimali olduğu unutulmamalıdır. Mühim olan Müslüman olarak ölebilmektir.

Başka bir deyişle Müslüman doğulmaz; Müslüman olunur. İster Müslüman bir ailede, ister kafir bir ailede doğmuş olsun; Her insanın Müslüman olduğu vakit, ergenlikten itibaren aklını kullanarak iman edip, İslam'ın tüm gereklerini yerine getirme kararlılık ve azmine ulaştığı gün ve saattir. Bu şekilde hidayet nasip olan İnsanın, ergenlikten Müslüman olduğu ana kadarki İslam'a aykırı tüm amelleri ile vaktinde yerine getirmediği namaz, zekat ve oruç gibi tüm dini vecibeleri için tövbe etmesi, telafisi mümkün olanları ise yerine getirmesi gerekir.

Bununla ilgili olduğunu düşündüğümüz Furkan (70-71) nci ile Zümer (33-35) nci ayetlerden, tövbe eden kulun günahlarının silinmesine ilave olarak, Müslüman olmadan önceki yaptığı iyiliklerin de tövbeyle birlikte değer kazanarak sevaba dönüşeceğini anlamaktayız.

En doğrusunu Allah (c.c) bilir.

İbadet Yapmayanların Sığındıkları Bazı Bahaneler

Bazıları "Benim kalbim temiz, ben iyi bir insanım" kuruntularıyla ibadeti ihmal ederler. Bakın bu hususta Cenabı Allah(c.c) ne buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim...
 

Nisa-49 "Kendilerini temize çıkaranları görmedin mi? Hayır! Allah dilediğini temize çıkarır ve hiç kimse kıl kadar zulme uğratılmaz."

Necm-32 "...Kendinizi beğenip temize çıkarmayın. Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.
 
Necm-32 Tefsirinden:...nefislerinizi temize çıkarmayın. Yani kendinizi hiç günahsız, kusursuz ve tertemiz kabul ederek öğünmeyin. Farkında olmadan birçok kusurunuz olabilir. Tamamıyla korunup müttaki olanı en fazla O bilir Çünkü her halinize vakıf olan O'dur. İyilerle kötüler ahirette Allah'ın huzurunda seçileceklerdir...(Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır)


Toplumda çalışmanın ibadet sayılacağı şeklinde bir düşünce de hâkimdir. Bu kanaat, farz ibadetinde ihmalkârlık gösteren birçok insanın mazereti hâline gelmiştir. Böyleleri, “Dinimizde çalışmak da ibadettir. Ben çoluk çocuğumun rızkını temin için çalışıyorum” bahanesiyle tembelliğini örtbas etmeye çalışırlar.

Evet, çalışma da bir nevi ibadettir. Ama çalışma, ibadetle beraber olunca ibadet sayılır. Çalışmanın ibadet sayılabilmesi için İlahi emirleri ifa, yasaklardan da kaçınmak gerekir. Nitekim iki namaz vakti arasında kalan diğer saatlerin, vakit namazları kılındığı takdirde bir ibadet şekline geleceği ve iki namaz arasında işlenen günahların affedileceği hadis-i şeriflerde verilen müjdeler arasındadır.

"Çok derin düşünme, yoksa kafayı yersin","sen hoca mısın?", "fazla dalma uçacaksın" gibi Kuran'a tamamıyla ters düşen yanlış, mesnetsiz ve alaycı iddialarla maneviyata ilgi duyanlar maalesef yanlış yönlendirilmektedir.

Bazı dar düşünenceliler bilmemenin, cahilliğin mazaret olacağını sanıp dini konuları okuyup öğrenmekten kaçınırlar, hatta sorumlulukları artacak diye korkarlar. Oysa öğrenmesi farz olan şeyi bilmemek özür olmaz, aksine günah olur.


Bir hadis-i şerif meali: "Aynı günahı işleyen âlime bir, cahile iki günah yazılır. Âlim, yalnız günahın cezasını; cahil ise, hem günahın, hem de o meseleyi öğrenmemenin cezasını çeker." [Deylemi]

En Doğrusunu Allah(c.c) Bilir.

OKU

Sadaka Malı Artırır

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara-245 "Kimdir Allah'a güzel bir borç verecek o kimse ki, Allah da o borcu kendisine kat kat ödesin. (Rızkı) Allah daraltır ve genişletir. Ancak ona döndürüleceksiniz"

Bakara-261 "Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, her başağı yüz taneli yedi başak veren bir tohum tanesine benzer. Allah dilediğine kat kat verir. Allah'ın lütfu geniştir, O herşeyi bilir."

Bakara (265-266) "Allah'ın rızasını kazanmak ve ruhlarındaki cömertliği kuvvetlendirmek için mallarını hayra sarfedenlerin durumu, bir tepede kurulmuş güzel bir bahçeye benzer ki, üzerine bol yağmur yağmış da iki kat ürün vermiştir. Bol yağmur yağmasa bile bir çisinti düşer (de yine ürün verir). Allah, yaptıklarınızı görmektedir. Sizden biriniz arzu eder mi ki, hurma ve üzüm ağaçlarıyla dolu, arasından sular akan ve kendisi için orada her çeşit meyveden (bir miktar) bulunan bir bahçesi olsun da, bakıma muhtaç çoluk çocuğu varken kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, bahçeye de içinde ateş bulunan bir kasırga isabet ederek yakıp kül etsin! (Elbette bunu kimse arzu etmez.) İşte düşünüp anlayasınız diye Allah size âyetleri açıklar"

Bakara-268 "Şeytan sizi fakirlikle korkutarak cimriliği ve hayasızlığı emreder; Allah ise kendisinden mağfiret ve bol nimet vadeder. Allah'ın lütfü boldur, O her şeyi bilir."

Bakara-270 "Yaptığınız her harcamayı ve adadığınız her adağı muhakkak Allah bilir. Zalimler için hiç yardımcı yoktur. "

Bakara-274 "Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık hayra sarfedenler var ya, onların mükâfatları Allah katındadır. Onlara korku yoktur, üzüntü de çekmezler."

Bakara-276 " Allah faizi mahveder, sadakaları artırır. Ve Allah hiçbir günahkar kafiri sevmez."

Sebe-39 "De ki: Rabbim, kullarından dilediğine bol rızık verir ve (dilediğinden de) kısar. Siz hayıra ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır."

Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU

EN ÇOK OKUNAN YAYINLARIMIZ: