Şeytan Vesvese Vermek Dışında İnsana Zarar Veremez

Bismillahirrahmanirrahim.

Ali İmran-175 "O şeytan sizi ancak kendi dostlarından korkutuyor. Onlardan korkmayın, eğer mü’min iseniz, benden korkun."

Nisa (118-120) Allah onu (şeytanı) lânetlemiş; o da: "Yemin ederim ki, kullarından belli bir pay edineceğim" demiştir. Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar (putlar için nişanlayacaklar), şüphesiz onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler" (dedi). Kim Allah'ı bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apaçık bir ziyana düşmüştür.(Şeytan) onlara söz verir ve onları ümitlendirir; halbuki şeytanın onlara söz vermesi aldatmacadan başka bir şey değildir.

Araf-20 "Derken şeytan, birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve: Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı, dedi."

Araf ( 200-201) "Sana şeytandan bir vesvese gelirse hemen Allah’a sığın. Şüphesiz O, Semî’dir, Alîm’dir. Şüphe yok ki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler (derhal Allah’ı hatırlarlar da) sonra hemen gözlerini açarlar."

Nahl (98-100) "Kur'an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah'a sığın! Gerçek şu ki: İman edip de yalnız Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) bir hakimiyeti yoktur. Onun hakimiyeti, ancak onu dost edinenlere ve onu Allah'a ortak koşanlaradır.

Taha-120 "Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: “Ey Âdem! Sana ebedîlik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?"

Mücadele-10 "O kötü fısıltılar iman edenleri üzmek için ancak şeytandan kaynaklanmaktadır. Oysa şeytan, Allah’ın izni olmadıkça, mü’minlere hiçbir zarar verebilecek değildir. Öyle ise mü’minler ancak Allah’a tevekkül etsinler."

Nas (1-6) De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlâh’ına sığınırım.”

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU

Secde Emri Cinler ve Şeytan

Bismillahirrahmanirrahim.

Enam-130 "(O gün Allah, şöyle diyecektir:) 'Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gününüzün gelip çatacağı hakkında sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?' Onlar şöyle diyecekler: 'Biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz.' Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler."


Araf (12-18) Allah, "Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?" dedi. (O da) "Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın" dedi. Allah, "Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın" dedi. Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver. Allah da, "Sen süre verilenlerdensin" dedi. Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım. Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın." Allah, dedi ki: "Yerilmiş ve kovulmuş olarak çık oradan. Andolsun, onlardan sana kim uyarsa sizin, hepinizi cehenneme doldururum."

Araf-27 "...Şüphe yok ki, o şeytan ve onun gürûhu sizi, sizin onları göremeyeceğiniz bir taraftan görürler. Muhakkak ki Biz şeytanları, imân etmeyen kimseler için dostlar kılmıştık."

Hac-75 "Allah, meleklerden de resûller seçer, insanlardan da. Şüphesiz Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir."

Fatır-24 "Şüphesiz biz, seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, aralarında bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın."

Şura-51 "Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla, yahut perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir."

Ahkaf (29-31) "Hani Kur’an’ı dinlemek üzere cinlerden bir grubu sana yöneltmiştik. Onlar, onun huzuruna gelince birbirlerine, "Susun!" dediler. Kur’an’ın okunması bitince de uyarıcı olarak kavimlerine döndüler. Dediler ki: "Ey kavmimiz! Şüphesiz biz, Mûsâ’dan sonra indirilen, kendinden önceki kitapları doğrulayan, gerçeğe ve doğru yola ileten bir kitap dinledik. Ey kavmimiz! Allah’ın davetçisine uyun, ona iman edin ki, günahlarınızı bağışlasın ve sizi elem dolu bir azaptan kurtarsın."

Cinn(1-4) "(Resûlüm!) De ki: Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur'an'ı) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, hârikulâde güzel bir Kur'an dinledik . Doğru yola iletiyor, ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız. Hakikat şu ki, Rabbimizin şânı çok yücedir. O, ne eş ne de çocuk edinmiştir. 'Meğer bizim beyinsizlerimiz, Allah hakkında yalan yanlış şeyler söylüyormuş."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.


Yeryüzünde ilk halife olarak yaratılışı tamamlanan Hz. Adem(a.s)’ın, peygamber olmasından sonra da yine cinlerle insanlar bir arada yaşamaya devam etmişlerdir. Enam-130'uncu ayetten Hz. Adem (as)' dan önce cinlerden de peygamberler gönderildiğini anlıyoruz. Hz.Adem (a.s)'dan itibaren ise, meleklerle birlikte insana secde etmekle emrolundukları ve yaratılış itibariyle insanları görüp, işitebildikleri için insanlara gönderilen peygamberler cinlere de peygamberlik vazifesi yapmıştır. Buradaki insana saygı gösterilmesi ile ilgili secde emrinin, cinlerin vesvese vererek hiçbir şekilde kendilerini görmeyen insanlara ilişmemelerini de kapsadığı kanaatindeyiz.

Hz.Adem (a.s) efendimiz'e secde etmemesi konusundaki ayetlerden İblis'in lanetlenmeden önce Allah(c.c) ile konuşabilecek kadar yüksek bir makamda olduğunu anlıyoruz. Çarptırıldığı cezanın ağırlığı ve Allah(c.c)'ın kullarıyla nasıl konuştuğuyla ilgili Şura-51'nci ayetten yola çıkarak bu makamın bir peygamber gibi yeryüzündeki cinlere yol gösterici ve önderlik yaptığı yüce bir makam olabileceğini değerlendirmekteyiz.


Kim bilir İblis belki de yeryüzünde halifeliğin insan oğluna geçmesi nedeniyle bulunduğu makamın sona ermesini hazmedemediğinden kıskançlık, gurur ve kibrine  yenik düşmüştür. Ve belki de İnsanı baştan çıkarmak için and içen şeytan, Cinn Suresi 4'ncü ayette Kur'an dinleyen cinlerin "Meğer bizim beyinsizlerimiz, Allah hakkında yalan yanlış şeyler söylüyormuş." dedikleri gibi  secde emrini ve bu emre karşı gelip Allah(c.c) katından kovulduğunu kabilesinden saklayıp, insan hakkında gerçekleri çarpıtarak birçok cini ayartıp insana düşman etmiş ve onların da şeytan olmalarına vesile olmuş olabilir.   

En Doğrusunu Allah(c.c) Bilir.

OKU

Mahşerde Yeryüzünün ve Azaların Şahitliği

Bismillahirrahmanirrahim.

Nur-24 "O gün dilleri, elleri ve ayakları, yapmış olduklarından dolayı aleyhlerinde şahitlik edecektir."

Neml-82 "(Kıyametin kopacağına dair) o söz başlarına gelince, onlar için yerden kendilerine bir dâbbe (canlı bir yaratık) çıkarırız. O, onlara insanların âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyler."

Yasin-65 " O gün onların ağızlarını mühürleriz; yaptıklarını bize elleri anlatır, ayakları da şahitlik eder.

Fussilet(19-22) "Allah'ın düşmanları, ateşe sürülmek üzere toplandıkları gün, hepsi bir araya getirilirler. Nihayet oraya geldikleri zaman kulakları, gözleri ve derileri, işledikleri şeye karşı onların aleyhine şahitlik edecektir. Derilerine: Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz? derler. Onlar da: Her şeyi konuşturan Allah, bizi de konuşturdu. İlk defa sizi o yaratmıştır. Yine O'na döndürülüyorsunuz, derler. Siz (günahları işlerken) kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şâhitlik etmesinden sakınmıyordunuz. Lâkin, yaptıklarınızın çoğunu Allah’ın bilmediğini sanıyordunuz."


Zilzal-4 "İşte o gün yer, üstünde olan biten her şeyi anlatır:"

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU

EN ÇOK OKUNAN YAYINLARIMIZ: