Kader, ölüm ve ahiret konuları ile ilgili ayetleri sadece içinde bulunduğumuz zaman boyutu içerisindeki algılarımızla değil, zamansızlık boyutunu da göz önünde bulundurarak anlamaya çalışmalıyız.
Zaman ve mekandan münezzeh olan Allah(c.c) Katında geçmiş, gelecek ve şu an hepsi birdir; Hayatımızı bir film şeridi olarak düşünürsek, tıpkı zaman boyutunda olduğumuz gibi şeridin içindeki film karelerine hapsolmuş oluruz; Bu durumda her kareyi yaşayıp, kaderimize tanık olmadan şeridin ilerisini görme gibi imkanımız hiçbir zaman olmayacaktır. Oysa Allah(c.c), dünya ve ahiret hayatımızın tamamını aynı anda görür ve bilir. Bundan dolayı Kur’an’da gelecek zamanla ilgili bazı olaylar, kıssalar, cennet, cehennemle ilgili bazı ayetler şimdiki bazen de geçmiş zaman kipiyle anlatılır.
Ölüm neticesinde bir ruh zamansızlık boyutuna ne kadar önceden girip beklerse beklesin, kabre girdiği andan itibaren onun için zaman artık durmuş olur; Bu nedenle ne kadar farklı zamanlarda olursa olsun, kabre girecek olan tüm ruhların bekleme durumları aynı yani eşit olacaktır.
En doğrusunu Allah (c.c) bilir.
Bismillahirrahmanirrahim.
Bakara-154 "Allah yolunda öldürülenlere «ölüler» demeyin. Bilakis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız."
En'am-98 "O, sizi bir tek nefisten (Âdem'den) yaratandır. (Sizin için) bir kalma yeri, bir de emanet olarak konulacağınız yer vardır. Anlayan bir toplum için âyetleri ayrıntılı bir şekilde açıkladık."
Tevbe-101 "Çevrenizdeki bedevîlerden birtakım münafıklar vardır. Medine halkından da münafıklıkta direnenler var ki sen onları bilmezsin. Biz onları biliriz. Onlara iki defa azap edeceğiz. Sonra da büyük bir azaba itileceklerdir."
İbrahim-27 "Allah, iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sabit bir sözle sağlamlaştırır, zalimleri ise saptırır. Ve Allah dilediğini yapar."
Ali İmran (169-170) "Allah yolunda öldürülenleri ölü saymayın, bilakis Rableri katında diridirler. Allah'ın bol nimetinden onlara verdiği şeylerle sevinç içinde rızıklanırlar, arkalarından kendilerine ulaşamayan kimselere, kendilerine korku olmadığını ve kendilerinin üzülmeyeceklerini müjde etmek isterler."
Muminun (99-100) Nihayet onlardan birine ölüm gelince, “Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım” der. Hayır! Bu, sadece onun söylediği (boş) bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar (devam edecek, dönmelerine engel) bir perde (berzah) vardır.
Yasin-52 "Eyvah başımıza gelenlere! Bizi uyuduğumuz yerden kim kaldırdı? O Rahman'ın va'd buyurduğu işte buymuş. Gönderilen peygamberler doğru söylemişler derler."
Zumer-42 "Allah, öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır. Ölmelerine hükmettiği kimselerinkini tutar, diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Doğrusu bunda düşünen kimseler için dersler vardır."
Mümin-46 "(Öyle bir) ateş ki, onlar sabah akşam ona sunulurlar. Kıyametin kopacağı günde de, “Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun” denilecektir."
Tur (45-47) "Artık sen çarpılacakları günlerine kadar onları kendi hâllerine bırak. O gün tuzakları kendilerine hiçbir fayda vermeyecektir ve kendilerine yardım da edilmeyecektir. Şüphesiz zulmedenlere bundan önce de bir azab vardır; ancak onların çoğu bilmiyorlar."
Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.