Dininden Dönenler İle İlgili Ayetler

İlgili ayetlerden anlaşılacağı üzere Kur'an' da dininden dönene dünyada zorlama ve yaptırım yapılmasına dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. İslam'dan dönenlerle ilgili ayetlerde bahsedilen yaptırımlar öldükten sonra Allah(c.c)' ın ahirette uygulayacağı hükümlerdir. Tam aksine Bakara-257 nci ayette hiçbir yoruma mahal bırakılmayacak şekilde "Dinde zorlama yoktur..." buyrulmaktadır.

Kur'an'da gönülden inanmayanların gerçekten iman etmiş sayılmayacakları gibi bir müminin zor ve baskı altında kalpten değil de diliyle inkar etmesinin de küfür sayılmayacağı buyrulmaktadır (Nahl-106). Zira iradesi olduğu için Allah(c.c) katında yaptıklarından sorumlu tutularak imtihan edilen insanı zorlamak, onun iradesini yok eder. Hiçbir düşünce insana zorla benimsetilemez. Allah(c.c) kullarından zorla itaat değil, kendi hür ve serbest iradeleriyle gönülden itaat ve sevgi istemektedir; O nedenle de kullarını inanç konusunda özgür bırakmıştır.

En Doğrusunu Allah(c.c) Bilir.

Aklını Kullanmak ve Tahkiki İman


İlk ayeti "Oku!" emriyle başlayan Kur'ân'ın içeriği olan ayetler gibi İnsan da, evren de kısaca yaratılmış olan her şey ayetler topluluğunun birer parçasıdır ve bunların oluş kanunlarını araştırıp öğrenmek de ilimdir. Kur'ân; ilâhî yasaları açıklamış, ancak varlıkların yaratılışı ile ilgili kanunları insanların akılları ile bulmalarını istemiştir.

Ankebut-20 deki emrin gereği olarak insan yeryüzüne öyle bir bakmalı ki, Rabbinin(c.c) İnsanları ve diğer birçok mahlukatı ilk baştan nasıl farklı tür, karakter ve kabiliyet üzere yaratmış, yeryüzünde ne kadar çeşit çeşit dağlar, dereler, denizler meydana getirmiş olduğunu anlasın; Bunları dikkatle seyredenler, elbette ilahi kudretin büyüklüğünü takdire mecbur olurlar.

Okunulan, görülen veya duyulan şeylerin üzerinde gereğince düşünmeden, okuduğunu, gördüğünü veya duyduğunu anlayıp iyice hazmetmeden ilim öğrenilemez. Yalnız okumakla yetinip, üzerinde gereğince düşünüp okuduklarını hazmedemeyenler maalesef o kitaptan hakkıyla istifade edemezler, ancak okuma hamallığını yapmış olurlar.

Kuranda onlarca ayet hala düşünmeyecek misiniz hala akletmeyecek misiniz diye sormaktadır. Bizce bunun anlamı araştırıp, düşünüp aklınızı kullanmayacak mısınız ? Yani tahkiki iman sahipleri olmayacak mısınız ? demektir.

Kuran'da akıl etmeden körü körüne yalnız kalbe göre şekillendirilmiş iman şeklini kınayan ve imanın akılla sorgulanmasını emreden birçok ayet bulunmaktadır. Aklını kullanmak, düşünmek öğrenmekle ilgili ayetler incelendiğinde Allah(c.c)'ın ayrım yapmadan tüm kullarından birer alim yani bilen olmayı istediğini görmekteyiz. O halde her birimiz alim olmak için çalışıp gayret etmeliyiz. Çünkü ancak ilim yoluyla Allah(c.c)'ı daha iyi hakkıyla anlamış ve ona olan imanımızı güçlendirmiş oluruz.

En Doğrusunu Allah(c.c) Bilir.

Kalbine Danışmak

Bismillahirrahmanirrahim

Beled (8-10) "Biz ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi; iki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi?"

Şems (7-10) "Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verene, Sonra da ona iyilik ve kötülükleri ilham edene yemin ederim ki, Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiştir, Onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi


“Müftüler sana fetva verse de sen yine kalbine danış, fetvanı kalbinden al” (Müsned, I, 194

“Seni işkillendiren şeyi bırak işkillendirmeyene geç. Çünkü doğruluk iç huzuru verir, yalan da şüphe ve tereddüt doğurur.” (Tirmizî, Kıyâmet 60)


“İyilik nefsin yatıştığı şeydir. Kötülük ise -insanlar sana fetva verseler bile- nefsi tırmalayan, sinede gel-gitler / tereddütler meydana getiren şeydir.” (Müsned, 4/228; Mecmâu'z-Zevâid, 1/175,10/297; Darimi, Büyu, 2; Süyûtî, Câmi’u’s-Sağîr, 1/40)

Hz.Muhammed(s.a.v)

OKU

EN ÇOK OKUNAN YAYINLARIMIZ: