Bismillahirrahmanirrahim...
Tevbe-24 De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve beğendiğiniz meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah, fasık topluluğu doğru yola erdirmez.”
Tevbe-31 "Onlar, Allah'dan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah'dan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir."
Ankebut-25 Ve İbrahim onlara dedi ki: “Siz Allah'ı bırakıp, dünya hayatında aranızda bir sevgi bağı olsun diye, putları ilahlar edindiniz. Daha sonra kıyamet gününde, birbirinizi tanımaz hale gelerek ve her biriniz diğerine lanet okuyarak, varıp barınacağınız cehenneme düşeceksiniz ve sizin için orada yardımcılardan bir kimse de bulunmayacaktır.”
Lokman-13 "Hani bir zaman Lokman, oğluna öğüt vererek demişti ki: "Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma, çünkü Allah'a ortak koşmak (şirk), elbette büyük bir zulümdür."
Lokman-14 "Gerçi biz insana, anasına ve babasına itaati de tavsiye ettik. Anası onu zayıflık üstüne zayıflıkla taşıdı. Onun sütten ayrılması da iki yıl içindedir. (Biz insana): "Bana, anana ve babana şükret" diye de tavsiye ettik. Dönüş, ancak banadır."
Lokman-15 "Bununla beraber eğer her ikisi de bilmediğin bir şeyi, bana ortak koşman hususunda seni zorlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin ve bana yönelenlerin yolunu tut. Sonra dönüşünüz ancak banadır. O zaman ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim."
Lokman-25 "Andolsun ki onlara, «Gökleri ve yeri kim yarattı?» diye sorsan, mutlaka «Allah...» derler. De ki: (Öyleyse) övgü de yalnız Allah'a mahsustur, ama onların çoğu bilmezler."
Zumer-3 "İyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. O’nu bırakıp da başka dostlar edinenler, “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez."
Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.
Tevbe-24 ncü ayette dünya hayatına ait metaları, insanları ve insanların sevgilerini kazanmayı, Allah(c.c)’ın hoşnutluğundan daha öncelikli gören insanlar uyarılmaktadır:
Müslüman olmadan önce hıristiyan olan Hatim-i Tâî'nin oğlu Adiy
Tevbe-31 nci ayetle ilgili olarak "ya Resulallah, onlara ibadet etmezlerdi" dediğinde cevap olarak Resulullah(s.a.v.) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir.
"Allah'ın helal kıldığına haram derler, siz de haram tanımaz mıydınız? Allah'ın haram kıldığına helâl derler, sizde helâl saymaz mıydınız?" Ben de "evet" dedim. "İşte bu onlara ibadettir." buyurdu.(Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır)
Şirkin büyük bir zulüm olduğunu bildiren Lokman Suresinin 13 ncü ayetini takip eden ayette, itaat ve şükre dikkat çekilerek bunların sırasıyla Allah (c.c)'a ve bizi Allah (c.c)'a ortak koşmaya zorlamadıkları sürece anneye ve babaya da yapılması gerektiği, 25 nci ayette ise övgünün yalnız Allah(c.c)'a ait olduğu buyuruluyor.
Bu ayetler ve yukarıdaki rivayet ışığında Allah (c.c)'a ortak koşma konusunun bazılarının sandığı gibi sadece taştan, çamurdan putlara tapmak şeklinde olmayıp, Cenabı Allah(c.c)'ın müsaade ettikleri (Peygamber Efendimiz(s.a.v), Kuran'da Nisa-59'ncu ayette bildirilen "bizden olan emir sahipleri" ve yukarıdaki ayetlerde bildirilen anne ve baba) haricindekilere Allah(c.c) için olmayan itaat ve şükrün de bir nevi şirk olduğunu anlamaktayız.
İbadet etmek, aidiyet ihtiyacı insanın fıtratında mevcut olduğu için Allah(c.c)'ın varlığını kabul etmeyenler bizzat kendisine taparak ya da tabiata, herhangi bir düşünce, teori, doktrin, ideoloji, felsefe, prensip veya yönetim sistemine veya ilahlaştırdıkları birtakım insanlara mutlak surette itaat ederek ibadet ihtiyaçlarını gidermeye çalışırlar. Allah(c.c)'ın varlığını kabul etmekle beraber tam hakkıyla iman etmeyenler ise bu sayılanları kendilerini Allah(c.c)'a yaklaştırır veya şefaatçi olur ümidiyle Allah(c.c)'a ortak koşarlar.
Allah’a ortak koşan biri örneğin bir insanın güzelliğini överken, bu güzelliğin o kişiye ait olduğunu sanır. Bu, bir mimari eseri gezen ve beğendiği eserin güzelliğinin o esere ait olduğunu sanarak, o eseri öven insanın durumuna benzer. Oysa, asıl övülmesi gereken o eseri tasarlayıp yapan mimardır. Dolayısıyla, bir insan beğendiği bir güzellikle karşılaştığında, o güzelliği yaratan Rabbimiz’i düşünmeli; sevgisini, hoşnutluğunu ve şükrünü O’na yöneltmelidir.
Sonuç olarak diyebiliriz ki hayattaki rolü, statüsü, mevkisi...ne olursa olsun fert veya toplum olarak iyiliği görülen, hayranlık uyandıracak başarılı işler yapanlara duyulabilecek sevgi konusunda "İbadetlerin en kıymetlisi, Allah için sevmek ve Allah için düşmanlıktır." [Ebu Davud] hadisi şerifi ölçü alınmalıdır; Yani böyle insanlara duyulacak sevgi veya nefret ancak Allah(c.c) için olmalıdır. Ve bu insanlara sadece Allah (c.c)'ın bizlere verdiği bazı nimetlere vesile olmalarından ötürü dua ile teşekkür etmekten başka değer ve rol yüklenmemelidir.
İman edenler, Allah,(c.c)’ın beğendiği güzel ahlaka sahip oldukları için en fazla sevgi, yakınlık ve dostluğu müminlere karşı duyarlar. Bu sevgi, soy, ırk gibi yakınlıklara ya da herhangi bir çıkara dayalı değildir. Paranın, makamın, kültürün ya da maddi değerlerin de hiçbir önemi yoktur. Bu şekilde Allah(c.c)’ın rızasına göre seven bir insan, en güzel ahlaklı, Allah(c.c)’a en bağlı, en takva sahibi olan kimseyi de doğal olarak herkesten daha çok sever. Bu nedenle Peygamber Efendimiz (s.a.v) bütün müminler için en sevgili, en yakın dosttur.
En doğrusunu Allah (c.c) bilir.
OKU
Şirk Nedir?
Sevgide Aşırıya Gitmek ve Şirk
Bismillahirrahmanirrahim.
Bakara-165 "İnsanlardan bazıları Allah'tan başkasını Allah'a denk tanrılar edinir de onları Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah'a olan sevgileri ise (onlarınkinden) çok daha fazladır. Keşke zalimler azabı gördükleri zaman (anlayacakları gibi) bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu önceden anlayabilselerdi."
Araf (189-190) "Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan var edendir. (İnsan) eşiyle birleşince eşi hafif bir yük yüklenir (gebe kalır) ve (bir müddet) onu taşır. Gebeliği ağırlaşınca her ikisi de Rableri Allah’a, “Eğer bize iyi ve sağlıklı bir çocuk verirsen, elbette şükredenlerden olacağız” diye dua ederler. Onlara sağlıklı bir çocuk verince; kendilerine verdiği şey ile O’na ortaklar koştular. (Yani, sevgide Allah’ı ikinci plana koyarak müşrik oldular). Allah onların ortak koştuklarından münezzehtir..."
BAKARA-165 TEFSİRİ: ...Bu âyet bize gösteriyor ki, ilâhlık mânasında son derece sevgi, bir esastır. Ve mabud, en yüksek seviyede sevilen şeydir. Böyle son derece sevilen şeyler, ne olursa olsun, mabud edinilmiş olur. Sevginin hükmü ise itaattır. Bunun için mabuda son derece itaat edilir. Her insanın tuttuğu yolda hareket başlangıcı onun mabududur. İnsanlar tarafından böyle sevgiyle mabud mertebesi verilerek Allah'a denk tutulan şeyler o kadar çeşitlidir ki, bir taştan, bir maden parçasından, bir ottan, bir ağaçtan tutun da gök cisimlerine, ruhlara, meleklere kadar çıkar. Bununla beraber: "onları severler" ifadesindeki akıl sahiplerine ait olan "onlar" zamiri bunların özellikle akıllılar kısmını açıkça ifade etmektedir.
Bunun içindir ki, değerli tefsirciler, denk, benzer mânâsına gelen "endâd"ı "Allah'a isyanda itaat ettikleri liderleri, başkanları ve büyükleri" diye açıklamışlardır. Bu zamirin, tağlib yoluyla diğer putları da kapsamına alması takdirinde bile bu mânâ açıktır.
Gerçekten servet, büyüklük, kuvvet, makam, itibar, güzellik gibi herhangi bir ümide sebep sayılan dilberler, kahramanlar, hükümdarlar gibi insanları, Allah gibi seven ve onlar uğrunda her şeyi göze alan nice kimseler vardır ki bu, şirk konusunun putperestlik esasını, insanlığın en büyük yarasını teşkil eder... (Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır)
Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.
OKU
Bakara-165 "İnsanlardan bazıları Allah'tan başkasını Allah'a denk tanrılar edinir de onları Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah'a olan sevgileri ise (onlarınkinden) çok daha fazladır. Keşke zalimler azabı gördükleri zaman (anlayacakları gibi) bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının çok şiddetli olduğunu önceden anlayabilselerdi."
Araf (189-190) "Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan var edendir. (İnsan) eşiyle birleşince eşi hafif bir yük yüklenir (gebe kalır) ve (bir müddet) onu taşır. Gebeliği ağırlaşınca her ikisi de Rableri Allah’a, “Eğer bize iyi ve sağlıklı bir çocuk verirsen, elbette şükredenlerden olacağız” diye dua ederler. Onlara sağlıklı bir çocuk verince; kendilerine verdiği şey ile O’na ortaklar koştular. (Yani, sevgide Allah’ı ikinci plana koyarak müşrik oldular). Allah onların ortak koştuklarından münezzehtir..."
BAKARA-165 TEFSİRİ: ...Bu âyet bize gösteriyor ki, ilâhlık mânasında son derece sevgi, bir esastır. Ve mabud, en yüksek seviyede sevilen şeydir. Böyle son derece sevilen şeyler, ne olursa olsun, mabud edinilmiş olur. Sevginin hükmü ise itaattır. Bunun için mabuda son derece itaat edilir. Her insanın tuttuğu yolda hareket başlangıcı onun mabududur. İnsanlar tarafından böyle sevgiyle mabud mertebesi verilerek Allah'a denk tutulan şeyler o kadar çeşitlidir ki, bir taştan, bir maden parçasından, bir ottan, bir ağaçtan tutun da gök cisimlerine, ruhlara, meleklere kadar çıkar. Bununla beraber: "onları severler" ifadesindeki akıl sahiplerine ait olan "onlar" zamiri bunların özellikle akıllılar kısmını açıkça ifade etmektedir.
Bunun içindir ki, değerli tefsirciler, denk, benzer mânâsına gelen "endâd"ı "Allah'a isyanda itaat ettikleri liderleri, başkanları ve büyükleri" diye açıklamışlardır. Bu zamirin, tağlib yoluyla diğer putları da kapsamına alması takdirinde bile bu mânâ açıktır.
Gerçekten servet, büyüklük, kuvvet, makam, itibar, güzellik gibi herhangi bir ümide sebep sayılan dilberler, kahramanlar, hükümdarlar gibi insanları, Allah gibi seven ve onlar uğrunda her şeyi göze alan nice kimseler vardır ki bu, şirk konusunun putperestlik esasını, insanlığın en büyük yarasını teşkil eder... (Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır)
Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.
OKU
Gıybet ve Sosyal Medya

Bismillahirrahmanirrahim...
Hucurat-12 "Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir."
Mücadele-9 "Ey iman edenler! Siz baş başa gizlice konuştuğunuz zaman, günah, düşmanlık ve peygambere isyanı konuşmayın. İyilik ve takvayı konuşun ve huzuruna toplanacağınız Allah’a karşı gelmekten sakının."
Şüphesiz Allah(c.c) Doğruyu Söyledi.
Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?"
"Allah ve Resûlü(s.a.v) daha iyi bilir!" dediler. Bunun üzerine:
"Birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır!" açıklamasını yaptı. Orada bulunan bir adam:
"Ya benim söylediğim onda varsa, (Bu da mı gıybettir?)" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış oldun. Eğer söylediğin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir." (Ebu Davud, Edeb 40, (4874); Tirmizi, Birr 23, (1935); Müslim, Birr 70, (2589).)
En doğrusunu Allah (c.c) bilir.
OKU
EN ÇOK OKUNAN YAYINLARIMIZ:
-
Bismillahirrahmanirrahim. Bakara-43 “Hem namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.” Bakara-125 ...
-
"O ki yarattığı her şey'i güzel yarattı..." (Secde-7) "Allah hayvanları da yarattı..." (Nahl-5) Hakir gördüğüm...
-
Liderlik, yönetim ve yönetim sorumluluğuyla ilgili ayet ve hadislerde işaret edilen ilke ve esasları maddeler şeklinde özetlersek; 1. ...
-
Bismillahirrahmanirrahim. [Nisa 59] "Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibin...
-
Bismillahirrahmanirrahim. Nur-44 "Allah, geceyi ve gündüzü döndürüp duruyor. Şüphesiz bunda basiret sahibi olanlar için bir ibret vard...
-
Bismillahirrahmanirrahim. Enam-98 "Sizi bir tek candan yaratan O'dur. Sonra sizin için bir karar yeri, bir de emanet yeri vard...
-
Kur'an'ın tüm hükümleri kıyamete kadar bakidir. Kur'an'da nesh edilerek hükmü kaldırılmış veya tarihselleşmiş ayet yoktur...
-
Bismillahirrahmanirrahim. Ali imran-137 "Sizden önce nice (milletler hakkında) ilâhî kanunlar gelip geçmiştir. Onun için, yeryüzünd...
-
İlk ayeti "Oku!" emriyle başlayan Kur'ân'ın içeriği olan ayetler gibi İnsan da, evren de kısaca yaratılmış olan her şey...
-
Bismillahirrahmanirrahim. Ankebut-57 "Her can ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz." Ali İmran-185 "H...