İslam Tüm İnsanlığa Gönderilmiştir

Yüce Allah(c.c)’ın, Kuran-ı Kerim’de “Alemlere Rahmet” olarak bildirdiği(Bakınız:Enbiya-107) Peygamber Efendimiz(s.a.v), yalnız kendi kavmine değil tüm insanlığa elçi olarak gönderilmiştir.(Nisa-79, Araf-158, Sebe-28) Bilindiği üzere Kur'an-ı Kerim'de "Ey Araplar" şeklinde herhangi bir hitap bulunmamaktadır. Kur'an-ın birçok ayeti "Eyyuhennas" (Ey İnsanlar) diye başlar.(Örneğin: Nisa-170,  Nisa-174, Yunus-57, Yunus-108, Hac-49 bunlardan bazılarıdır) Ayrıca Kur'an'daki birçok ayetten müşrikler haricinde ehli kitap dediğimiz hıristiyanlar, yahudiler ile sabiiler ve mecusiler gibi tüm insanlığı kapsayan farklı din ve inanç mensuplarının da vahyin muhatabı oldukları kolayca anlaşılmaktadır.(Örneğin: Maide-19, Hac-17 bunlardan bazılarıdır)

Hz.Muhammed(s.a.v)'den önceki  peygamberlerin öncelikle kendi kavimlerine gönderilmiş olmalarının nedeninin dönemlerindeki ulaşım ve iletişim imkanlarının yetersizliğiyle ilgili olduğu kanaatindeyiz. Bilindiği üzere eskiden iletişim imkanları son derece kısıtlı idi. Aralarında bir dağ olan iki kavmin birbirinden haberi olamayabiliyordu. Bu nedenle aynı zamanda ve yakın mekanlarda bile aynı anda birden fazla peygamber görevlendiriliyordu. Bu nedenle bir kavme kısa aralıklarla gönderilen peygamberler baba-oğul ya da kardeş olabiliyorlardı. Bu durum Kuran'da sık sık ifade edilmiştir.

Ulaşım ve iletişim imkanlarının zamanla gelişmesi sonucunda dünyamız, küreselleşme sürecini tamamlayarak günümüzde adeta küçük bir kasaba haline dönüşmüştür. Bu açıdan Peygamber Efendimiz(s.a.v)'in son peygamber olarak tüm insanlığa gönderilmiş olmasının da aynı zamanda bir mucize olduğuna şahit olmaktayız. Çünkü günümüzdeki ceplere kadar giren telefon, internet, basın, televizyon ve radyo gibi gerek iletişim ve gerekse hava, kara, deniz ve demir yolları gibi ulaşım imkanları, dünyanın neresinde olursa olsun her kesimden insanların kolaylıkla İslam'la tanışmalarına vesile olabilmektedir.

Peygamber Efendimiz(s.a.v) Kendisine bu şerefli görevin vahyedildiği ilk andan yaşamını yitirdiği ana kadar Rabbimiz’in kulları için uygun görüp seçtiği din olan İslam Dinini tebliğ etmiştir.(Bakınız: Maide-3)  Hz. Muhammed(s.a.v)’in bu tebliğleri sırasında izlediği yöntemlerden en etkili olanlardan biri ise, evrensel İslam davetini tüm insanlığa duyurmak maksadıyla çeşitli ülkelerin hükümdarlarına yolladığı mektuplar olmuştur. Bu mektuplardaki hikmetli, etkileyici ve ılımlı üslup, pek çok kişinin hak din İslam’ı tanıyıp kabul etmelerine vesile olmuştur. Kuşkusuz Peygamberimiz(s.a.v)’in tebliğindeki bu hikmetli üslup tüm Müslümanlar için de bir örnektir.

Aynı zamanda Peygamber Efendimiz(s.a.v)'in tüm insanlığa gönderilmiş olduğunun somut birer kanıtı da olan bu tebliğ mektuplarından bir kısmının orijinalleri, günümüze kadar muhafaza edilmiştir. Bu Mektupların büyük bir kısmı İstanbul’da Topkapı Sarayı’nda saklanmakta olup, Hz. Muhammed(sav)’in Sancak-ı Şerifi, Hırka-i Saadeti ve Kılıcı ile aynı odada sergilenmektedirler. Hükümdarların ve halklarının en güzel ve hikmetli şekilde hak dini yaşamaya davet edildiği bu mektuplar, Peygamber Efendimiz(s.a.v)’in üstün ahlakının, bağışlayıcılığının, hoşgörüsünün ve tebliğ gücünün tarihi örneklerindendir.

En doğrusunu Allah (c.c) bilir.

Peygamber Efendimiz(s.a.v)'in  İslama Davet Mektuplarından Bazıları:

Tevrat Zebur ve İncil Değiştirildi mi?

Bismillahirrahmanirrahim.

Bakara (41-42) "Elinizdeki Tevrat’ı tasdik edici olarak indirdiğimize (Kur’an’a) iman edin. Onu inkâr edenlerin ilki olmayın. Âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin ve bana karşı gelmekten sakının. Hakkı batılla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin."

Bakara-79 "Vay o kimselere ki, elleriyle Kitab’ı yazarlar, sonra da onu az bir karşılığa değişmek için, “Bu, Allah’ın katındandır” derler. Vay ellerinin yazdıklarından ötürü onların hâline! Vay kazandıklarından dolayı onların hâline!"

Bakara-83 "Hani, biz İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekâtı vereceksiniz” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz."

Bakara-116 "Allah, çocuk edindi" dediler. O, bundan uzaktır. Hayır! Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ındır. Hepsi O’na boyun eğmiştir.

Bakara-136 Deyin ki: "Biz Allah’a, bize indirilene (Kur’an’a), İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ ve İsa’ya verilen (Tevrat ve İncil) ile bütün diğer peygamberlere Rab’lerinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz."

Bakara-146 "Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Peygamberi) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken içlerinden birtakımı bile bile gerçeği gizlerler."

Ali İmran (23-24) "Kendilerine Kitap’tan bir pay verilenleri görmüyor musun ki, aralarında hüküm vermesi için Allah’ın Kitabına çağrılıyorlar da sonra içlerinden bir kısmı yüz çevirerek dönüp gidiyor. Bunun sebebi, onların, 'Bize, ateş sadece sayılı günlerde dokunacaktır.' demeleridir. Uydurageldikleri şeyler dinleri konusunda kendilerini aldatmıştır."

Ali İmran-71 "Ey Kitap ehli! Niçin hakkı batılla karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?"

Ali İmran-75 "Kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet etsen, onu sana (eksiksiz) iade eder. Fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet etsen, tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade etmez. Bu da onların, 'Ümmîlere karşı (yaptıklarımızdan) bize vebal yoktur' demelerinden dolayıdır. Onlar, bile bile Allah’a karşı yalan söylerler."

Ali İmran-78 "Onlardan (Kitap ehlinden) bir grup var ki, Kitab’dan olmadığı hâlde Kitab’dan sanasınız diye (okudukları) Kitap’tanmış gibi dillerini eğip bükerler ve, 'Bu, Allah katındandır' derler. Hâlbuki o, Allah katından değildir. Bile bile Allah’a karşı yalan söylerler."

Ali İmran-99 De ki: "Ey kitab ehli! (Gerçeği) görüp bildiğiniz hâlde, niçin Allah’ın yolunu eğri ve çelişkili göstermeğe yeltenerek inananları Allah’ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir."

Ali İmran-187 "Hani Allah, kendilerine kitap verilenlerden, “Onu (Kitabı) mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz” diye sağlam söz almıştı. Fakat onlar verdikleri sözü, arkalarına atıp onu az bir karşılığa değiştiler. Yaptıkları bu alışveriş ne kadar kötüdür!"

Nisa-46 "Yahudilerden öyleleri var ki, (kelimeleri yerlerinden kaydırıp) tahrif ederek onları anlamlarından uzaklaştırırlar. Dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak 'İşittik, karşı geldik', 'İşit, işitmez olası!' 'Râ’inâ' derler. Hâlbuki onlar, 'İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize bak' deselerdi, bu kendileri için daha hayırlı olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lânetlemiştir. Bu yüzden pek az iman ederler."

Kur'an-ı Kerim'in Kolay Okunup Anlaşılması Kolay Ezberlenip Akılda Kalması Bir Mucizedir

Bismillahirrahmanirrahim.

Taha-114 "Gerçek hükümdar olan Allah yücedir. Sana vahyedilmesi tamamlanmadan önce Kur’an’ı okumakta acele etme. 'Rabbim! İlmimi arttır' de."

Duhan-58 "(Ey Muhammed!) Biz Onu (Kur’an’ı) senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar."

Kamer-17 "Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?"

Kıyamet (16-19) "Sana vahyedileni hemen ezberleyip bellemek için dilini hareket ettirme. Şüphesiz onu (kalbinde) toplamak ve onu (sana) okutmak bize düşer. O halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et. Sonra şüphen olmasın ki, onu açıklamak da bize aittir."

A'la-6 "Sana Kur'an'ı okutacağız ve sen onu unutmayacaksın."

Şüphesiz Allah (c.c) Doğruyu Söyledi.

OKU

EN ÇOK OKUNAN YAYINLARIMIZ: