Ezandan sonra okunan duada geçen makam-ı mahmud da bu makamdır. Peygamberimiz(s.a.v) "Kim müezzinin ezanını işittiği zaman, "ey bu tam çağrının (ezanın) ve dünya durdukça duracak olan namazın Rabbi Allah'ım! Muhammed'e vesileyi (cennette özel bir makamı) ve fazileti ver, onu kendisine vadettiğin makam-ı mahmud'a eriştir" diye dua ederse, kıyamette şefaate müstahak olur." demiştir (Tirmizî, Salat, 175. No: 211; Ebû Dâvûd, Salat, 38).
Ebu Hureyre(r.a) rivayet etti. Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her peygamberin müstecab (Allah`ın kabul edeceği) bir duası vardır. Her peygamber o duayı yapmada acele etti. Ben ise bu duamı kıyamet gününde, ümmetime şefaat olarak kullanmak üzere sakladım (kullanmayı ahirete bıraktım). Ona inşaallah, ümmetimin şirk koşmadan ölenleri nail olacaktır." (Buhari, Da\’avat 1, Tevhid 31; Müslim, İman 334, (198); Muvatta, Kur\’an 26, (1, 212); Tirmizi, Daavat)
Yine Ebu Hureyre (r.a)’ın bildirdiğine göre Peygamberimiz(s.a.v)' e: “Rabbinin seni Makam-ı Mahmud’a (övgüye değer bir makama) yükselteceği ümit edilir.” (İsra 79) ayetinde zikredilen makam-ı mahmuddan sual edildi. Resulüllah(s.a.v): "Bu şefaattir” diye cevap verdi. (Tirmizi, Tefsir 17 (nr.3136); Beyhaki, Şuabü’l-İman, nr 300)
Başka bir hadis-i şerifte ise "Ey falan! Bize şefaat et, ey falan bize şefaat et diyecekler. Sonunda şefaat etme işi bana kalacak. İşte makam-ı Mahmud budur." (Buhari, Tefsir 11; zekat 52) buyurulmuştur.